selin yağcıoğlu

361. Son güneş kremi bükücü. Dün bir story atmış, ekran görüntüsü aldım fakat hemen yazamadım bu girdiyi. (gizlinot: aranızda görenler varsa hatırlayacaktır zamanını zaten. ) neyse efendim bütün dermatologlar bas bas bağırıyor, üstelik şu son birkaç sene içinde daha fazla farkındalık yaratıldı bu bronzlaşma konusuyla ilgili. Fakat sevgili selin hanım kızımız bir "tanning oil" önermiş hikayesinde. Bir de herkese tavsiye etmiş de, çok tatlı bronzlaşmış da... Yani evet onun cildi, onun kararı ama ne bileyim artık sağır sultan bile duydu bronzlaşmanın aslında ne kadar sakıncalı olduğunu, hala neden "tatlı bronzluk" için yağ önermek?

Şimdi bana "duyar kasma" diyebilirsiniz fakat bu insanlar influencer. Lafa gelince "ay bu bizim mesleğimiz, bu işe emek veriyoruz. Hem sizin haberiniz var mı ne kadar zor bir iş influencer olmak, sürekli güncel kalmak/trende hakim olmak? " vs vs diye ağlamayı biliyorlar. Öyleyse neden hala çağın gerisinde ve üstelik pek çok insanın da sağlığına zararı olabilecek öneriler? Neden?

Ben buna karşıyım arkadaş, ister "duyar kasma" diyin ister "abartma" diyin. selin ya da bir başkası, kim olursa olsun influencerların böyle saçma sapan öneriler yapmasına karşıyım.

362. Berk Atanla official sevgililik fotograflari cikmis basinda, hayirli olsun. Genc, ozgur bir kadin olarak kendini anne oldugu icin kisitlamamasini ve onune bakmasini cok sevdim. Bosanan babalar daha dakikasinda bunu yapabilirken ulkemizde ve hatta dunyada bosanan annelere daha fazla sorumluluk yuklendigi yetmezmis gibi bir de toplum baskisina ugruyor ve kendi kendilerini bile kisitliyorlar. O yuzden hele de boyle duzgun bir genc adamla gorunce Selini cok sevindim onun adina. Iyiki en uzgun aninda bile gelecegini dusunerek link vermis, calismis, goz onunde kalmis ve kendine yatirim yapmis. Ayrica mutlu anne mutlu cocuk demektir. Bundan sonra seline dusen seylerden bir tanesi de bence kendisinden asla odun vermemek, eski iliskisindeki gibi karsisindakinin sinirlarina gore degil, kendi oncelik ve sinirlarina gore yasamasi (bkz. Onceden kisa/bikini vs giymem, ama simdi giymeyi tercih ediyorum).

363. Gizem sarı tekin'i taklit etmeleri bitmiyordu... aynı gün içinde paylaşılan iki fotoğraf.(link: https://www.instagram.com/p/CRgZthVlKqj/?utm_medium=copy_link Gizem’in paylaştığı ilk fotoğraf)

(link: https://www.instagram.com/p/CRg4ySFNKXw/?utm_medium=copy_link Bu da selin’in 5 saat sonra paylaştığı fotoğraf)

364. Sonunda o çok hevesli olduğu ünlüler dünyasına giriş yapabilmiş bu yönüyle tebrik ediyorum çünkü çok istekliydi ve başarmış. Anlamadığım şey önceden açık saçık giyinmeyi sevmediğini, yazın bile jean tercih ettiğini aile yapısına da uygun olmadığını söyler dururdu. Şu an abartı bi açıklık yok bana göre ama eski haliyle ve kendi söylemleriyle kıyaslayınca bir anda insan nasıl bu kadar değişir merak ediyorum. Biker tayt kısalığını geçmeyen kıyafetlerden sonra bikini ile story atması büyük değişim cidden ama benim asıl değinmek istediğim şey kızı Su. Bir takipçisi herkese nasıl vakit ayırıyorsun diye sormuş, önceliğim  her zaman su ama planlama çok iyi yapıyorum vs. demiş. Mutlaka ki her anne için önceliği çocuğudur ancak ne zaman storylerine baksam her gece farklı mekanda vur patlasın çal oynasın. O yaşlardaki bir çocuk gece kaç kez anne diye uyanıyordur muhtemelen. Ben de bir anneyim ve bebeğim gece anne diye ağlayarak uyandığında elimden geldiğince yanında olup kendim sakinleştirmek isterim. Bu demek değil ki hiç eğlenmeyelim,gezmeyelim.. yanında olmadığımız zamanlar elbette ki olur ama her gece mekanlarda olması açıkçası bana tuhaf geliyor. 

 edit: konuyu çook başka yerlere çekenler için yazıyorum. Konu eski eşinden boşanmasaydı, mutsuz da olsa çocuğu için devam etseydi, kendini eve kapatıp sadece ama sadece çocuğuyla ilgilenip hayatını ona adasaydı değil. Konu yeni bir ilişkisi olmasaydı, gezmeseydi eğlenmeseydi hiiç değil. Gayet açık ve net. Çocuk yapmak değil, büyütmek bir miktar sorumluluk ve sosyal hayata düzenleme  gerektiriyor. (Bakın bir miktar, tamamen değil).  çok yüzeysel bir çocuk psikolojisi kitabında bile yazar ki özellikle 0-3 yaş arası çocuklarda güvenli bağlanma için geceleri uyandığında yanında "mümkün olduğunca "  anne - babası olmalı ve şu an çocuk annesiyle kaldığı için de normal olarak yanında olabilecek kişi de o. Buradan nasıl babanın her zaman haklı annenin haksız görüldüğü düşüncesine varıldı, ilginç. konuyu boşandıktan sonra ayaklarının üstünde durmasına kadar çekenler var bu daha da ilginç ! Böyle düşünmeme sebep olan tek şey bu durumun sürekliliğiydi yoksa tabi ki de eğlenecek, kendine vakit ayıracak hemen dramatize etmeyelim. Hele hele kadın kadının düşmanı muhabbetlerine hiiç girmeyelim bence. 

edit2: alttaki yorumlara hayli güldüm doğrusu. İnsanlar kadın algısı üzerinden prim kasmaya bayılıyor. Yahu kim dedi annelik eve kapanmak, annelik sürünmek şu bu? Kötü anne berbat anne diyen de olmadı ? Ne bu şiddet bu celal ? Sadece pedagogların bile üstüne basa basa durduğu bir konu hakkında gayet de makul bir eleştiri yaptık ama herkes annelik öyle değil muhabbetine girmiş. Malesef ama malesef kabul etmek istemesiniz de çocuk yetiştirmek ciddi fedakarlık istiyor. Eğlence hayatımızın her döneminde olur ve olacak elbette ama çocuğun ilk dönemleri o kadar önemli ve kıymetli ki. Burada kişinin her gece eğlenmesini bundan üstün tutan zihniyeti asıl ben anlayamıyorum. Her şeyin bir dengesi var. Kimse haftanın 7 günü mekana gitmiyor diye çocuğu için saçını süpürge etmiş, evde ruh hastası gibi çocuk büyütüyor anlamına gelmiyor. 

365.    Gezip eğlenme hakkı olduğunu kabul etmekle birlikte bunun sınırını çoktan aştığı sonucuna nasıl vardınız?  Bu kişinin çocuğunu ihmal ettiğine, maddi/manevi ihtiyaçlarına cevap veremediğine mi şahit oldunuz? 

   Ben de hayatlarının bize yansıtıldığı kısmına denk gelince bakıyor ve  geçirdikleri zor döneme rağmen aşırı mutlu ve sağlıklı bir çocuk görüyorum. 

  Anneyle kurulan ilişki çocuğun dünyayla kurduğu ilişkiyi belirleyecek. Sizin için daha makul olanı seçip sırf çocuk için eski mutsuz hayatını kabul etse ya da etmeyip ayrılsa ama kendini ihmal edip sürekli eskiyi düşünüp dursa, “ben kendimi çocuğuma adıyorum” diyerek öyle bir mutsuzlukla çocuk büyütse zaten çocuk bu kaygı ve mutsuzluğu hissedecek. Böyle saçma sapan fedakarlıklar çocuğa bir katkı sağlamıyor. Çocuğunun fiziksel duygusal tüm ihtiyaçlarını karşılıyor, gün içinde saatlerce birlikte oyun oynuyor, sohbet ediyorsa gece çocuğunu uyuttuktan sonra çıkıp nefes alması kimseyi ilgilendirmez, onu da asla kötü/eksik bir anne yapmaz.

Edit: hukukçular kendilerini neden her konuda bilirkişi ilan ediyorlar? “Hayat makaleden ibaret değil” çıkışını da ancak bizim gibi hukuku akıl ve bilim zemininden uzaklaştıran ülkelerin hukukçuları yapar. 

  Evet her şey teori değildir, anne-baba ilişkisi profesyonel bir ilişki de değildir. Tecrübede bazen teoride olmayanın daha doğru olduğu anlar da olabilir ama konu bu değil.  

  Konu sizin dışarıdan gördüğünüzü alarak bir kişiliğin anneliğini eleştirmeniz. Ben de domestik bir insanım,anneyi savunan herkese örtük bir şekilde marjinal etiketi yapıştırmanız, benim de anne- babam ayrı nostaljisi yapmanız mentalitenizi gayet iyi gösteriyor. Ben kariyerine önem veren bir insan olmakla birlikte anne olsam çoçuğumu dadıya bırakmamak için işime ara veririm; hatta değil dadı çocuğu anneme de bırakmam çocuğumla aramızdaki duygusal bağ sağlıklı olsun diye. Yani öyle marjinal fikirlerim olmamasına rağmen bu insanın anneliğini “dışarıdan” gayet güzel buluyorum ve çocuğunu sevgi dolu yetiştirdiğini görüyorum. 

  Varsa yapıcı eleştiriniz bunu üslubunuzu bilerek söylersiniz; sürekli aynı insan saçma sapan eleştiriliyor burada. Sürekli çocuğu reklam geliri olarak kullanan instamom’lara bu kadar kafa yorulmuyor. 

Ayrıca hukukçu olduğunu iddia eden birinin “ Geziyorsa eğer çocuğu babaya versin” demesi bu ülkede kadınların neden hukuka bile güvenemediğinin bir kanıtı bence. kadını döven, küçümseyen, hayata küstürenler davalarda aynen bu mentaliteye oynuyorlar iddialarıyla. Saygı duyduğumuz, gerçek hukukçular olmadığında da bu tarafların lehine gülünç sonuçlar görüyoruz kadın cinayetleri davalarında dahi

366. Hiçbir zaman fani olmadığım lakin boşanma sonrası bir şekilde ayakta kalmaya çalıştığı ve çocuk büyüttüğü için sempati duyduğum influencer.

 Sözlükte iki gündür "kimsenin anneliğini sorgulamaya hakkı olmadığını" bilen insanlar tarafından anneliği eleştiriliyor. Bu ülkedeki herkes, öncelikle de kadınlar istiyor ki kadın anne oldugunda hayatı bitsin. Baba boşanmış, yeni ilişkiye başlamış, keyifler yerinde takılırken anne çocuk bakmaktan kafasını kaldıramasın, sosyal hayatı kalmasın, herşeyden önce anne olsun. 

Selin'i takip etmediğim halde burdaki girdileri gördüğümden beri ara ara bakmayla ben bile biliyorum, kadın bebeğiyle rahat tatil yapabilmek için havuzlu ev tutmuş. Çocuğun anneannesi ve bakıcısı da onlarla birlikte o evdeler. bütün gün çocukla havuzda takılıp akşam da uyutup annesi ile bakıcısına emanet edip 21:00 den sonra dışarı çıktığı için sosyal hizmetler çocuğu alsın istiyorlar sanırım. bu kadın görünürlükten, bilinirlikten, gösterdiği hayatından, giydiklerindem, gittiği yerlerden para kazanıp çocuğuna rahat bir hayat yaşatıyor. Bu devirde kim tek basına bir anne olarak sahil beldesinde aylık havuzlu villa tutup çocuğuna tatil yaptırabiliyor? Anne olanı geçtim anne olmayan bile kadına anneliği üzerinden laf söylüyor. Anne değilim ve eminim ki kadın çocuğunu hepimizden çok düşünüyordur, eleştirinin de artık sınırı bilinmeli.

367. insanların kendi hayatlarını başkalarının hayatlarıyla karşılaştırması, buna göre insanları yargılaması ne ilginç ya.. türk ata sporu resmen. "ben de bir anneyim, şöyle yapıyorum, o nasıl böyle yapıyor". yani şu denilse anlarım "çocuk gelişimi için şu şu daha iyidir, şu şu olumsuz etkileyebilir". yıl 2021, güya herkes üniversite mezunu, komşu teyzeler gibi konuşuyorsunuz hala. pes.

368. Selin'i youtubedan ve instagramdan paylaştığı kısa makyaj videolarından beri takip ediyorum. İlk gördüğümde yabancı sanmıştım hatta, latin kızlarına benzetmiştim. Youtuberken daha samimi geliyordu, şu an eski havası yok. Gerçi her şeylerini linkleyip paylaşan diğerleri hakkında da aynı şeyleri düşünüyorum. Onun dışında bir kadın olarak kendi ayakları üzerinde duruşunu, her fırsatta kızının önceliği olduğunu dile getirmesini ve hayatına kaldığı yerden devam etmesini çok beğeniyorum. Anne olmak 7/24 çocuğuyla ilgilenmek, hayatını ona adamak değil. Bu duruşu bile kızına ileriki hayatında örnek olacaktır bence. Tek eleştirim şu, yaptığı ya da yaşadığı bir şeyin konuşulmasını istemezken bunun tam aksine davranması ve konuşulunca da "neden konuşuluyor" diye takipçilerine atarlanması. Gerçekten beğenerek takip etmeme rağmen bunu anlamıyorum. İnfluencerların çoğu böyle davranıyor.

369. selini takip etmiyorum yıllar önce bir kaç videosunu izlemiştim, sözlük sayesinde evlendiğini, çocuk yaptığını ve boşandığını duydum. onun kendi hayatı ama insanlar tabi ki yorumda bulunuyor çünkü aslında onların bir nevi işi özel hayatlarını da bize göstermek buraya kadar her şey çok normal.

anormal olan durum ise şu ülkemizde "annelik" çok farklı görülüyor. sanki çocuğu için bütün gün bir annenin kendisini süründürmesi, sürekli çocuğunun etrafında dönmesi ve geceleri dışarı çıkmaması olarak "annelik makamı" olarak görülüyor galiba. babalar zaten hiç sorgulanmıyor bütün yük annelerin omuzunda. ama annesi hemen dışarı çıksa nasıl bir anne bu, hemen ilgilensin diyor bazı kendini bilmez bir kaç kişi. siz o kadının size gösterdiği sadece toplamı 5 dakika süren storylerden hayatını görebiliyorsunuz, ee geriye kalan saatlerde çocuğuyla ne yaptı, ne kadar ilgilendiğini ya da yaşadığı iyi-kötü zor durumlardan haberiniz var mı? bunu sadece selin için değil genel olarak bir çok kadın arkadaşım olarak söylüyorum. bence oturduğunuz yerden insanların anneliğini eleştirmek sizin haddiniz değil, kendi özel hayatınıza odaklanın.

370. Çocuklu boşanmış bir anne. Sanırım dünya üzerinde en zor durumlardan birini yaşıyor. Ve hayatına bakabilmiş, çocuğuyla ilgilenip bir yandan da yeniden evlilik teklifi almış, Türkiye gibi bir yerde boşanmış genç anne olarak ayakta aslanlar gibi kalmış bi kız. Vallahi helal olsun, ilham verici. Kimsenin çocuğunun derdi kimseye kalmadı. Gerçekten insanlar haddini hududunu bilmeden ağzına geleni söylüyor. Ben de bir anne olarak selini en başta bu cesaretinden ötürü alkışlıyorum