yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    11 yanıt
    • linki kopyala
    • şikayet et

    avrupada yasayip mutsuz olanlar neyden mutsuzsunuz? uzun suredir is ariyorum ve red yemekten artik cok yoruldum? belki de gitmemem gerekiyo?

    kafamda cok buyutuyor olabilirim gibi geliyor artik

    1. 2 sene arayla iki kez eğitim için almanya'ya gittim. ilkinde adapte olmam zor olmuştu ama bir kere alışınca da dönmek istememiştim. ikincisinde tek olma çok fazla zorlamıştı. hiç arkadaşım yoktu. bir şeyleri tek halletmek ilk etapta güzel, kendi ayaklarınızın üstünde duruyorsunuz. ama sürekli tek olmak bir yerden sonra yük oluyor. ama yine de oradayken iş teklifi alsaydım orada kalırdım. günün sonunda bu da bir gerçek

    17 ocak 11:33

    2. Mutsuz degilim, yani artisini eksisini tartinca kaliyorum burada sonucta ama ben cidden tr'de zor seyler yasadim. Yani sizi iten ciddi sebepler yoksa (ulkenin icinde oldugu genel durumun farkindayim) gocmen deneyimi o kadar gulluk gulistanlik degil. Ustteki susluye katiliyorum, herseyi yalniz yapmak bir yerden sonra yoruyor. Burada kurulan iliskiler, arkadasliklar turkiye'de alisik oldugumuz gibi degil. Insanlar genellikle small talk, iki birsey icmek, partilemek icin falan takiliyor. Oturup iki icini dokecek kadar bile yakinlik kurmak ozellikle bir yastan sonra geldiyseniz zor. Ben hadi kendim biraz ice donugum ama tanistigim sosyal kelebelek turkler bile bundan sikayet ediyor. Yani basit seyler gibi durabilir ama sonucta insan hayatini etkileyen seyler

    17 ocak 13:02

    3. master için almanya'dayım.

    her gün, her an tetikteyim. bir şeyi doğru yapıyor muyum? bunu mu yapmalıydım? sürekli sorgulama hali. azar yemekten, bir şeyi yanlış yapmaktan korkuyorum. dümdüz yolda yürürken bile insan tetikte olur mu?

    her şey için çok çabalıyorum ve karşılığını alamıyorum. aq almancasını vakitsizlikten bir türlü sistematik bir şekilde çalışamadım ve advanced seviyeye gelemedim. b1'de debeleniyorum. az önce marketten geldim, bir şeyi kasada parasını ödemiş olmama rağmen poşetlerimden çıkmadı. gidip de bu kırık almancamla durumu izah edemem. ingilizce konuşunca zaten uzaylı gibi davranıyorlar. bunun gibi bir sürü şeyi sineye çekmek durumundayım.

    hunharca iş başvuruları yapmaya başladım zira birkaç aya ana gelirim kesilecek. kazık kadar olup annemden para isteyecek olmak şimdiden koyuyor. persepolis filminde ana karakterin fransa'da yaşadığı o kepaze yurt dışı deneyimi benim en büyük fobim mesela. parasız kalmaktan, hele de yurt dışında parasız kalmaktan çok korkuyorum.

    burada kalabilmek için kendimi geliştirmem gereken, peşinden koşmam gereken çok fazla şey var. ve halihazırda senelerdir bunun için çabalıyorum. bunca emeği türkiye'de daha güzel bir yere gelebilmek için harcasaydım nolurdu diye kendimi sorgulamadan edemiyorum. şu an burada hayata yeni gelmiş bir bebek gibi hissediyorum ve her şeyi tek başıma çok kısa sürede halletmek zorundayım. çok yorucu.

    ve çok yalnızım. anlaşıldığımı hissedemiyorum. burada yaşadığım sorunları, dertlerimi ve korkularımı türkiye'deki arkadaşlarıma anlattığımda "almanya'ya kapak attın hala niye söyleniyorsun, bunlar da dertler mi" şeklinde artık tavır takınıyorlar. dertlerim gerçekten küçük mü diye kendimi yiyorum. işin içinden çıkamıyorum.

    17 ocak 14:46


    4. suslu kim azarliyo yolda yuruyen almanlar falan mi? neden tetikte oldugunu anlamadim :(

    17 ocak 14:48

    5. ss, biraz dağınık ve anlam bütünlüğü olmadan yazmış olabilirim, modumun pek iyi olduğu söylenemez o yüzden dikkat edemedim kusura bakma.

    demek istediğim şey, bir markette, devlet dairesinde, sporda ve aklına gelebilecek her yerde "bir şeyi yanlış yapmamalıyım" tedirginliği var. bu tedirginlik buradaki hayatımın her alanına işlemiş durumda. ota boka burada azar yemişliğim de çok olmuştur. o yüzden hep gözlem halinde ve davranışlarımı sorgulama halindeyim. o yüzden dümdüz yolda yürürken bile kendime eziyet ettiğimin farkında olarak tetikte hissediyorum. aşağılık kompleksi geliştirdim burada kısacası.

    17 ocak 15:00

    6. valla benim modumu en çok etkileyen şey havanın sürekli kapalı olması. sürekli soğuk hava, yağmur, ciğeri delen soğuk. bakmayın türkiyenin iklimi cennet gerçekten. insan güneş görmek istiyor yahu. kapalı hava da modunu zayıflatıyor insanın.

    17 ocak 15:53

    7. Yukarıda yazan herkese sarılmak istedim 🩷 bir de türkiye'de yaşayanlara bu dertleri anlatamıyorsunuz, onlar yurtdışında yaşadığınız için sizin her türlü daha iyi durumda olduğunuzu düşünüyorlar.

    ss türkiye'de yaşarken yurtdışında mı iş arıyosun sen?

    benim için hep yabancı olma hissi ya. Sevgilim buralı, arkadaşlarım buralı ama ben onların yanında hep yabancıyım. ne kadar yakın olursan ol bir sınır var.

    17 ocak 22:00


    8. a6, ben de sana sarılıyorum süslü. <3 ziyadesiyle katılıyorum. maalesef dert anlatamama durumu yalnızlaşmamda büyük rol oynadı. yurt dışında aç kalabilirim dediğimde "olsun en azından yurt dışında aç kalacaksın, biz de burada açız" diyen bir insana artık ne anlatabilirim? dertlerini kendine saklamak durumunda kalmak dahi çok bunaltıcı.

    dil bariyerini veya o yabancılığın getirdiği bariyeri ben de kanıksadım ama o bariyeri aşabilecek miyim hep bir merak konusu. hepimize güç, kuvvet ve sabır diliyorum. umarım hayallerimizden daha güzel bir gelecek bekliyordur hepimizi.

    17 ocak 23:20

    9. A3 çok tatlısın 🩷 sanırım sen daha kısa süredir almanya'dasın. Ben 2 senedir hollanda'dayım. Master için gelip kaldım ben de. Öncesinde yıllarca türkiye'de çalışmıştım. Açıkçası türkiye'de hayat akıp gidiyordu. yaşadığım güzel şeyler daha azdı ama zorluk da daha azdı. Evet türkiye'de yaşamanın genel zorluğu vardı ama kendi sosyal çevrem vardı, hastane nasıl çalışır, ulaşım kartı nerden alınır, bir memurla nasıl konuşulur adım gibi biliyordum. yani tam senin dediğin gibi bir insanın karşısına çıktığımda özgüvenli ve kendim gibi davranıyordum.

    burada birkaç ay önce aniden yüklü bir ceza mektubu aldım. sağlık sigortası yaptırman gerekirken yaptırmadın, 500 euro ceza diye. başımdan aşağı kaynar sular döküldü, maddi olarak da zor bir dönemdeydim. Türkiye'de asla olmayan bir şey. O cezaya itiraz edeyim dedim, araştırıyorum her şey yabancı. Neyse itiraz ettim ve haklı bulundum, ceza ödemedim. Ama 1 ay bunu çözmekle geçti.

    Ya da geçenlerde almanya'ya arkadaşımı ziyarete gittim. hollanda'da otobüse bindikten sonra otobüsün içinde kart okutuluyor. ben de almanya'da otobüse binince telefonda uygulamadan alıyordum. Yine otobüse bindim daha oturur oturmaz kontrolcüler geldi ve biletimi sordular. Daha yeni bindim tam şimdi alıyodum dedim öyle olmaz binmeden alıcaktın dediler. Turistim bilmiyordum, daha önce tüm biletlerimi aldım dedim tutturdular yapıcak bi şey yok önceden alıcaktın kural bu diye 60 euro ceza yazdılar. 60 euro banka hesabımdan eksilse fark etmeyeceğim bir tavır. Ama bununla yüzleşmek o kadar yorucu ki.

    Yani türkiye'de hayatım daha nötrdü. Burada alım gücüm yüksek, gezip ediyorum, iş yaşam dengem daha iyi ama sürekli tetikteyim, sürekli diken üstündeyim.

    Sosyal çevremizde de tek türk benim. hep bir bariyer var. Benim de bu sene için hedefim hollandacamı ilerletmek. 2 sene geçti ama master, master yaparken staj, staj bitince haldır haldır işe arama, bana sponsor olacak iş buldum kendimi sevdireyim diye işte çok çalışma derken zaman akıp geçti. ama biliyorum ki c1 de olsam, burada 10 sene de yaşasam hep biraz "outsider" olacağım.

    bence bu hislerle yüzleşmek ve başa çıkmak çok zor. Fırsatı çıktığı halde cesaret edemediği için taşınmayan çok arkadaşım var. açıkçası benim pek çarem yoktu. bok gibi bir ailem vardı, mesleğimi türkiye'de yapmak çok yıpratıcıydı derken buraya taşınmak mantıklı geldi. Ama hiçbir zaman tam anlamıyla mutlu ve huzurlu hissedemeyeceğimi artık kabullendim gibi.

    18 ocak 00:54

    10. ben avrupada değil ama amerikadayım. 3,5 sene oldu. greencard ile gelmedim, almak icin de kicim cikti. Cok mutluydum ilk senemde, ama sonra diğer anonimlerin dediği gibi cok yalniz kaldim, sahte arkadasliklar beni tüketti kendimi herşeyden izole ettim.  Omrumden omur gitti, suan diyorum ne ugruna neyin ugruna geldim? master icin gelmiştim, ne oldu yani boyum mu büyüdü orada bi universite yazınca. enflasyonist ortamda türkiyede kalan ayni mesleği yapan arkadaslarim suan 65-70 bin civarinda kazaniyor, bakiyorum herkes mutlu herkes avrupa turunda. Ben greencardi alana kadar gezemedim, hep para düsündüm kendimi heba ettim.Aylik kazancim da 3500-4000 dolar arası ama mutsuzum, kendimi buraya ait hissetmiyorum asla. Türkiyeye gitsem orada da mutsuz olurum. Sadece pasaport icin dayaniyorum.

    18 ocak 01:45