yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    8 yanıt
    • linki kopyala
    • şikayet et

    dertleşmek ne zaman anormal bir şey haline geldi?

    ben de dahil çevremde bir çok kadının "konuşacak kimsem yok" dediğini görüyorum. burada ilişki sorularında "ailene anlatma, karışırlar" "arkadaşlarına anlatma, aranızı bozarlar" ya da "milletin kafasını şişirme"; iş sorularında "kimseye anlatma kıskanır taş koyarlar"; küçük sorunda "bu da dert mi ne saçma"; büyük sorunda "kimsenin yapabileceği bir şey yok anlatmakla çözülmeyecek zaten" tarzı yorumları görüyorum. kendi eşimle olan sorunlarımı mesela arkadaşlarıma anlatmak istemiyorum çünkü ortak arkadaş oluyor belli bir zaman sonra, arada kalmalarını istemiyorum, aileme anlatamıyorum tavır alırlar diye korkuyorum, buraya sorsam "bunun cevabını burada mı arıyorsun" deniyor...yahu biz eskiden bir araya gelir derdimiz neyse anlatır, gerekiyorsa bir olur kavga edilmiş sevgiliye söver, gerekiyorsa "ama sen de yanlış yapmışsın" diye akıl verir arayı yapardık. ne ara ne oldu da dertleşmek anormal bir şey haline geldi de kimseye bir şey anlatmamamız gerekmeye başladı? çıkma teklifinin yokolması gibi dertleşmek de yok oldu gitti sanki... hepimiz mi terapiste anlatacağız? tüm dertleri mi terapide çözeceğiz? ben de terapi alıyorum ama arkadaş dertleşmesini de çok özledim...

    1. biraz yanlış anlıyor olabilir misin? aileye eşle ilgili gündelik sıradan dertlerin anlatılmamasının sebebi  sen unutursun ama ailen unutmaz, durduk yere eşine bilenirler. bunun olma ihtimaline karşı öyle deniyor. öyle bir ihtimal yoksa anlat tabii

    arkadaşına anlatma demelerinin sebebi bazı arkadaşlar senin iyiliğini istemez durduk yere gazlar, sevgilinle arana fitne sokar. çok güvendiğin objektif sadık bir arkadaşın varsa her şeyi anlatabilirsin tabii ki 

    iş arkadaşına anlatma denmesinin sebebi, iş yerlerinde samimiyetsiz bir ortam olabiliyor ve arkadaşım dediğin kişi senin rakibin oluyor. sen ve arkadaşın aynı pozisyondasınız ve içinizden biri manager seçilecek, arkadaşım dediğin kişi senin bir anda düşmanın oluyor. o yüzden iş arkadaşına her şey anlatılmaz deniyor. 

    bu arada burada hiçbir ilişki sorusunda "bunun cevabını burada mı arıyorsun" veya "bu da sorun mu" tarzı bir yorum görmedim bin yıldır sözlükteyim gönül işi kategorisi altındaki sorular hep gayet güzel etkileşim alıyor. 

    özetle bence sen olayı biraz yanlış anlamışsın. kendi etrafındaki insanların neye nasıl tepki vereceklerini sen bilirsin. burada biri sana "bu konu arkadaşa anlatılmaz" yazdı diye güvendiğin arkadaşına dert anlatmayacaksan  o tamamen senin sorunun. 

    27 kasım 2024 12:16

    2. Herkese anlatmicaksin işte 1 2 gerçek dost kardeş onlara anlatacaksın derdini

    27 kasım 2024 13:10

    3. koskoca sektör oluştu bunun için, gidip derdini anlat diye var terapistler. çoğunun tedavi edebilmek gibi bir yeteneği yok zaten, millet dert anlatmaya gidiyor

    27 kasım 2024 13:19


    4. güzel süslücüm arkadaşıma anlatmak istemiyorum, aileme anlatmak istemiyorum öyleydi böyleydi diye bir şey olabilir mi ya? insana insan lazım, tamam her önüne gelene her şeyini anlatmazsın da insanın üç beş tane de yanında tüm duvarlarını indirebildiği, yargılanmayacağından korkmadan her derdini, her düşüncesini anlatabileceği insanı olmalı. ayrıca insanlar genellikle kötü falan değildir, hepimizin ufak tefek zaafları, noksanları var tabii ama ruh hastası değilsek birbirimize zarar vermek için özel bir çaba sarf etmeyiz. sarf edeni de anlarsın ha bunda bi sıkıntı var dersin sohbetini ona göre ayarlarsın da komple her insana filtre uygulayarak nasıl sağlam ilişkiler edineceksin zaten? vermeden alamazsın ya, insanlarla arana mesafeler koyarsan o insanlar da seninle arasına mesafe koyar, ben bana kocasıyla karısıyla derdini anlatamayan, işinde kafası bozulduğunda bunu anlatmayan insanla sağlam bi ilişki kuramam ki mesela çünkü ben de anlatmam çünkü derim ki demek ki bu insanın bana karşı bir güvensizliği var, e bana güvenmeyene ben hiç güvenmem.

    ya ben 37 yaşında kadınım, ailemi ayrı koyuyorum liseden, üniversiteden beri devam eden kadın erkek 10 tane arkadaşlığım var, 20-25 senem geçti bu insanlarla, kavga da ettik, kimisiyle yıllarca küs de kaldık, sarhoş da olduk, aynı evde de kaldık, birbirimizin en iyi ve en kötü bütün hallerini gördük, ben bu insanlara kocamla kavga etsem anlatmayacak mıyım, onlar karılarıyla kavga etseler bana mı anlatmayacaklar? bir tanesi arasın kötüyüm gel desin, iki elim kanda olsa bırakır 1000 km yol giderim, onlar da gelir biliyorum. ama bunun için işte o duvarlarını indirmek gerekiyor, herkesin hata yapabileceğini, herkesin çok yanlış şeyler yapabileceğini bilmek ve ortada gerçek bir zarar verme kastı yoksa yargılamamayı, affetmeyi öğrenmek gerekiyor. ve derdini paylaşmayı da bilmek gerekiyor, çünkü dediğim gibi vermeden alamazsın. insanları ne kadar yakınına alırsan onlar da seni o kadar yakınına alırlar.

    terapiye gelince ben gerçekten majör sorunları gerçekten travmaları olan insanları tenzih ediyorum, kalan büyük çoğunluk aynen söylediğin gibi derdini anlatmaya terapiye gidiyor. en yakın arkadaşlarımdan birisi psikolog mesela, bazen anlatıyor ya da mesleğimden ötürü danıştığı şeyler oluyor, fark ediyorum zaten adam derdini anlatmaya para veriyor. ha bunu bi ara ben de yaptım, herkes gidiyor hadi ben de gideyim diye 6-7 ay terapiye gittim sonra dedim en sonunda ya ben niye sohbet etmek için bir insana para veriyorum, onun yerine iki kız arkadaşımla iki kadeh şarap içtiğim bir akşam bana hem daha iyi geliyor hem de onların yanında terapistin yanında olduğumdan daha çıplağım. çünkü terapistin karşısında ben hala benim, bazı sözlerimi ölçüp biçmem en basitinden meramımı argoya kaçarak değil belli bir seviyede anlatmam gerekiyor, e ben arkadaşlarıma daha açığım? terapiste haksızlığa uğradığımı hissediyorum demektense arkadaşıma ay resmen belamı s.kti diyorum, bu benim için daha iyi bir iletişim yöntemi.

    neyse demem o ki, derdini veya sevincini paylaşmak iyi bir şeydir ve yakın ilişkiler de zaten ancak paylaşımlarla kurulur. terapiyle kurduğun ilişki yalnızca profesyonel bir ilişkidir ve bu hiçbir zaman gerçek bir arkadaşlığın ikamesi olmaz. ama zarar görebileceğini de her zaman bilmelisin, zarar görmeden yaşamak diye bir şey yok zaten sadece o gördüğün zarar üzerinden tüm ilişkilerini şekillendirmeyi seçmek veya seçmemek diye bir şey var

    27 kasım 2024 13:51

    5. verilen cevpları hayretle okudum. gerçekten ailesinden yaka silken arkadaşlarından kazık üstüne kazık yiyen iş yerinde mobinge uğrayan yalnız kaldığı şiçin depresyona giren kardeşiyle arası açılan her gün bir sürü insan görüyorum. bir sürü soru görüyorum burda. çevremde. sosyal medyada. yani birisi bunu açıkça dile getirincehayır yok öyle bişey arkadaşlarımız canımız ciğerimiz tavrına bürünmek samimi gelmedi bana. yazan süslüleri tenzih ederim. belli ki arkadaş yönünden yüzü gülmüş insanlarsınız ama büyük bir çoğunluk soru sahibinin dediği gibi yalnız. sürekli tetikte olmak zorunda. sürekli savunma halinde olmak zorunda. kalkanını indirdiği an birinden bıçağı yiyebilir çünkü. bu durumu yok saymak yok olduğu anlamına gelmiyor. ben soru sahibini anladım. sebep olarak insanların arasındaki yarışın çok kızışması diye düşünüyorum. her konuda birbirimizle yarışa yarışa hepimizin psiklojisi bozuldu sonunda. ayşe güzel giyiniyo ben de giyinmeliyim o saçını şöyle yapmış ben de yapmalıyım. onun eşyaları güzel ben de evimi yenilemeliyim. o dünyayı gezmiş ben hayatı kaçırdım eyvah. fatma evlenmiş ben evde kaldım. onun çocuğu çok başarılı benimki de öel ders almalı onun takipçisi çok benim niye yok vs vs vs. bu kadar çok cephede savaşılmaz. savaşmaya çalışırsan sürekli savunmada beklersin. kimi arkadaşlıklar bu yeni modern dünyanın getirdiklerinden darbe almadı eski usul devam ediyor doğru. ama çoğu da bu süreci atlamadı koptu ya da soru sahibinin anlattığı gibi kopma noktasına geldi. aileyi ayrı tutuyorum. çünkü o çok uzun yıllar devam eden bir döngünün dev<mı oluyor. muhtemelen ilişkiniz hep o seviyedeydi zaten sonradan olmadı. çözümü evet arkdaşlarla iletişimi koparmamak ama sonucunda gelecek her hangi bir kazıkla yıkılıp kalmadan yola elde kalanlarla devam etmek sanırım. ben de bilemiyorum.

    27 kasım 2024 15:53

    6. bence dertleşmek, evlilik sorunlarını başkasına anlatmak çok kötü bir davranış.

    ben eşimin benimle ilgili başkalarıyla değil benimle konuşmasını isterim.

    bende hiç kimseye anlatmıyorum 30 lu yaşlarımdan beri. 20 li yaşlarımda her şeyimi anlatırdım ve dışarıdaki tepkilere bağımlı bir insandım.

    şimdi sorunumu kendi içimde analiz ediyorum, bir kaç şey okuyorum, üzerine uyuyorum, sakinleşiyorum ve ondan sonra çözüm üretiyorum.

    önceden lönk diye orataya atar, milletten çözüm bekler, sorunum tabi ki çözülmez, büyüdükçe büyürdü ve ben daha da kontrol edemez hale gelirdim.

    daha mutluyum, daha olgun ve güçlü hissediyorum. çünkü artık yetişkinim, başkasına derdimi anlatacağım da ne olacak? geçmiş anılar, komik olaylar, ihtiyaçlar, planlar, hayaller daha çok ilgimi çekiyor artık.

    o dertleşme girdabı öyle kötü bir şey ki içine girdikçe insanı daha da çekip mutsuz ediyor.

    27 kasım 2024 17:50

    7. yani güzel güzel yazmışsın iyi hoş da sana arkadaşlık yapma demiyorum ki. ben arkadaşlıklarımı kaliteli paylaşımlar üzerine kuruyorum ve kimseye dert anlatmak gibi bir isteğim de yok. bir sorunum varsa bunu çözer ve devam ederim. eşle ilgili sorunları başkalarına anlatmanın da iyi bir davranış olduğunu düşünmüyorum, hayatımdaki kişi de yapsın istemem. yani evet sosyal varlıklarız ama bireysel olarak da bazı şeylerin altından kalkmayı öğrenmemiz gerekiyor

    bir de şu açıdan bak, eskiden daha fazla dert dinleyen insan vardı da bu neden anormal görünüyor şu an? hayat şartları zorlaştı çünkü. parasızlık çeken arkadaşın kasım indirimlerinden kartını patlatmış gelip sana dert anlatıyor, sen de ayağını yorganına göre uzatmaya çalışıyorsun diyelim. yani bu derdin çözümü belli ama bi şey desen tatsızlık çıkar. o kişi de zaten gelip kötü hislerini döküp hafiflemiş bir şekilde gitmek istiyor, çözüm istediği yok, bu mudur arkadaşlık?

    kocasıyla sorunlarını anlatan arkadaşını dinliyorsun diyelim, bariz toksik ilişki yani sağlıklı olan ilişkiyi bitirmesi. ama bitirmiyor, sürekli sürekli aynı şeyleri anlatıp duruyor, iki hafta sonra görüşüyorsunuz sanki önceki konuşmaları hiç yapmamışsınız gibi davrandığını görüyorsun ve arkadaşının dertten beslendiğini anlıyorsun... üstelik 0 farkındalık

    kısacası insanlar kendi yükünü zor taşıyor, bir de kimseye ücretsiz terapi hizmeti vermek istemiyor olabilirler... sex and the city'de öyle bir bölüm vardı, carrie artık o kadar abartmıştı ki dertleşme adı altında çerini çöpünü kızlara dökmeyi, sen en iyisi iyi bir terapist bul demişlerdi. carrie de aynı senin gibi siz varsınız ya kızlar demişti swh

    27 kasım 2024 17:57


    8. Süslü arkadaşlarımın iyi kötü yanında olmaya çalıştım çalışırım da ama her buluşmasını vs ayrıntısıyla anlatmak isteyen arkadaşım var benim cidden buna enerjim yok artık. Çöp kutusu gibi hissediyorum bir noktada ben taşınıyorum ama arkadaşım bana o esnada x kişiyle buluşmasını  anlatmak istiyor cidden karşımızdakini tüketmeyelim

    28 kasım 2024 04:18