1. Önce determinizmin ne olduğuna bakmak lazım süslü. Çok genel bir tabirle evrendeki tüm olayların öncelleri tarafından belirlendiğini, bilinç de dahil olmak üzere her edimin sıkı bir neden-sonuç zinciri içinde yer aldığını söyleyen felsefi bir ekol olduğunu söyleyelim.
Burayı açıklığa kavuşturduk. Sıra geldi linguistik determinizmin ne olduğuna.
dilbilimsel determinizm de insan bilincinin yine o insanın kullandığı dil tarafından şekillendiğini, algının dile bağlı olduğunu varsayan biraz da ekstrem bir bakış açısı. burada sapir-whorf hipotezinden de bahsetmek gerek. bu kurama göre bireyin dünyasını kullandığı dilin dilbilimsel yapısı belirler. örnek vermek gerekirse bir insanın gökkuşağında kaç renk göreceği tamamen kullandığı dildeki renk sayısına bağlıdır. öte yandan ludwig wittgenstein da "dilimin sınırları dünyamın sınırladır" diyerek dilbilimsel determinizme göz kırpmıştır.
Biraz da olsa yardımcı olabilmişimdir umarım.