sahiplenen erkeğin yeni dünya düzeninde artık yeri yok mu?

1. sen sahiplenmekle, insan olmanın arasındaki farkı kaçırmışsın. kavramların anlamlarını karıştırıyorsun.

2. Ben seviyorum o hissi. Normalde iş hayatında sosyal ortamda kimseyi takmam, iş ortamında kocaman adamlar yeri gelir benden öğrenir birçok şeyi. Bilmiş bilmiş takılırım. O özgüven ayrı bir şey. 

Ama ilişkide şımartsın, dışarıdaysak bana göre yemek yiyelim, taşımam gereken şey varsa o taşısın, yorulduysam ona göre plan yapalım, bazı ortamlarda rahatsız olma ihtimalim varsa yapılması gereken şeyleri o yapsın isterim. Kekolarla o muhatap olsun mesela. Babam da böyle yetiştirdi. İlişkilerde de aynı şeyi bekliyorum 

3. sahiplenmek karşı tarafın sınırlarını ihlal etmeye vardıysa rahatsızlık verir. aksi halde her iki cinste pek tabi birbirini sahiplenmeli elbette. benim eşim sınırlar konusunda acemi, geleneksel bakışla ilişki yaşamaya çalışan biri. ama ben buna elimden geldiğince izin vermiyorum. sevgimi ona ait olmamda aramaması gerektiğini, erkekliğin bununla olmadığını her fırsatta vurguluyorum. darp edilirken kadın da erkek de konuyu ciddiye almalı ilgilenmeli elbette. bu bir sahiplenme meselesi değil de daha çok sevgi meselesi gibi geldi bana

4. radikal bir feminist olarak ciftlerin birbirini desteklemesi, kollamasi, birbirlerinin acilarina kayitsiz kalmamasi gerektigine inaniyorum. bunun feminizmle bir alakasi yok. ortalama her insan bunu dusunebilir zaten. sevilmemeyi, insan yerine konulmamayi "4. dalga feminizmin yaydigi zart zurt"a baglamak sucluyu disarda aramak oluyor. hicbir iliskimde boyle bir sey yasamadim. bu iliskinin icinde 11 yil kalmak sizin kendi karariniz. degil bir feministin, hicbir makul insanin eşi kendisini takmazken acilar icinde iki buklum hastaneye yetismeyi "olmasi gereken" kabul edecegine inanmiyorum.

5. Sizin bahsettiğiniz sahiplenme durumu cinsiyetten bağımsız olarak değerlendirilmeli bence. İlişkideki iki kişi de birbirini sahiplenmeli birbirine destek olmalı ve yanında olmalı. Kelime belki biraz itici 'sahiplenmek' daha çok nesneler için kullanılıyor ondan böyle bir algı oluyor sanırım. Sadece duygusal bir ilişki için değil iki kardeş iş ortağı vb de yeri geldiğinde bu sahiplenme durumunu yaşamalı. Böylesi bir ilişki için çok daha sağlıklı diye düşünüyorum.

6. iyi niyetle verilmiş tüm cevaplara teşekkür ederim. a6 kendi hayatımla ilgili yanlış kararlar aldığım doğru ama önü ardı bir sürü durumu var yaşadığım sürecin. onları uzun uzun anlatmamın da burada bir anlamı olmaz.

soruyu sorarken paragraflara ayıramadığımız için sanki her anlattığımız birbiri ile tam ilişkiliymiş gibi bir sonuç ortaya çıkıyor. sizin paylaşımınızdan sonra yazdığım soruyu tekrar okudum. yaşadığım sıkıntı ve feminizm peş peşe gelen cümleler olsa da aslında orada paragraf başı var. yani benim yaşadığım sıkıntı zaten benimle ilgili ama ben yalnız kaldığımda karşılaştığım yeni dünya düzeninin (çünkü evli iken sosyal medya kullanmadım, insan ilişkilerinden ve yeni yetişen neslin problem ve seçimlerinden çok haberim yoktu. zaten evliliğimin 3 yılı yatakta yorgan altında aģlayarak geçti) feminizmin yarattığı bazı algılarla ilgisi var. özgürlük iki cins için de manipüle edilen bir kavram oldu. yoksa benim yanlış seçimlerimi anlatma sebebim, korunmaya ve sevilmeye duyduğum ihtiyacı belirtmek içindi.

7. öncelikle "yeni dünya düzeni"ndeki durumla ssnin eski eşiyle yaşadığı durum birbirinden çok farklı.

yeni dünya düzeni kısmını cevaplayacak olursam bahsedilen yeni dünya düzeninde sahiplenilmek isteyen kadınlardaki azalma sahiplenecek erkeklerdeki azalmadan çok daha fazla. sevgilisinin olmadığı kadınlı erkekli ortamda arkadaşlarıyla beraber sarhoş ve çıplak bir şekilde gole giren kadın (gizlinot: gerçek bir hikayeden alıntıdır) gerçekten sahiplenilmek istiyor mu? davranışları sahiplenilmek isteyen kadın davranışları mi? peki ya sevgilisi varken tanımadığı 7 erkekle ot içen (gizlinot: gerçek bir hikayeden alıntıdır)? "yeni dünya düzeni"ne geçişte kadınlarda bu örneklerin sayısı arttı mı azaldı mı?

tabi burada oturup da bu konudaki bütün suçu kadınlara atmayacağım. etrafında böyle kadınları gören erkekler "ben böyle bir kadın istemiyorum" diyip kendilerini bu kadınlardan uzak mi tutmaya çalışıyor, yoksa "ne sevişiyordur bu. ben bunu 3 buluşma sonra yatağa atarım, sonrasına da bakarız artık." diyip yürüyor mu.

eskiden sevgilisini sahiplenmesi gerektiği yerde beceremeyen adam erkek muamelesi göremezdi, şimdi hiçbir sorun yaşamadan hayatını idame ettirebiliyor. yeni dünya düzeninin kadınları sahip oldukları "özgürüz, dünyada kimseye boyun eğmeyiz" histerisiyle erkeklerini sahiplenme içgüdüsünden mümkün mertebe arındırdı, erkekler de kadına "ben seninle seks yapacağım ve seninle seks yapmanın herhangi bir negatif yanına katlanmayacağım. güzelmiş bu ya!" diyip bunu cana minnet şekilde kabul etti. feministler hep diyor ya "feminizmden erkekler de çok faydalanacak" diye, aynen öyle oldu. erkekler kadını sahiplenme zorunluluğundan tamamen arındırılmış şekilde flörtlük/ilişki/artık adı her neyse yaşayabiliyor, bundan da gerçekten faydalanıyorlar. sonuç olarak yeni dünya düzeninde alan memnun, veren memnun.

ss'nin durumu ise çok farklı. eski kocasının su anda en az 40-45 yaşları arasında olduğunu düşünürsek eşini/sevgilisini sahiplenmenin erkek için norm olduğu dönemde de çok sahiplenici biri değilmiş zaten.

8. Yani 15 yili tek ve insanliktan nasibini almayan biriyle gecirip bu kadar cok genelleme yapmaniz enteresan. Sizin eski esinizin problemi ozgurluk kisvesi altinda sahiplenici olmamak falan degil dumduz vicdansizlikmis. Sokakta darp edilen birini gorunce esnaf bile yardim eder yeri gelir veya hangi tanidigimiz arayip sanci cekiyorum iki buklumum dese hastaneye yetistirmeyiz? Bu temel insani vasiardan yoksun insani tek ornek olarak alip zaten son yillarda boyle bir akim da var vs seklinde saptamalar yapmak bence dogru olmaz.

Ayrica sahiplenme kelimesi de dogru kelime degil. Insanlar birbirlerini iliski icinde sahiplenmez, yaninda durur, destek olur, birbirini yukseltmek icin ugrasir. Sahiplenmeci erkek/kadin dediginizde benim anladigim kiskanc, bencil, partnerini sahip oldugu bir mal gibi goren insandir. 

9. erkek görüşü geldiğine sevindim, umarım linçlenmezsiniz :) eski eşim 37 yaşında şu an. kendisinde narsisistik kişilik bozukluğu olduğunu anlamam maalesef çok uzun sürdü. dediğim gibi o durumu "sahiplenilmedim ulan" diyebilmek için anlatmıştım.

buradan yetkililere sesleniyorum: lütfen soru açıklamaları paragraflara ayrılabilir hale getirilsin.

10. Ss bende soru paragraflara ayrılıyor telefondan mı bilmiyorum iPhone kullanıyorum PC'de falan mı ayrılmıyor acaba 

Sorunuza cevabım ise eski eşiniz çok rahatmış maşallah. Kurtulduğunuza sevindim.