1. selam süslüler
nikah sırasında görümce kişisi tarafından cereyan edilen bir olay yaşadım. kendisiyle bu olaydan sonra görüşmek istemedim çünkü bu olaylardan dolayı yaşamak zorunda kaldığım boşanmaya kadar kavgalar silsilesi yaşadım daha birkaç aylık evliliğimde.
haklı olan tarafım. olayın özeti, takıları taşıyan ablama bir dolaylı yoldan çirkin bir ithamda bulunup nikah sonunda ağlama krizlerine girerek olay çıkartması(gizlinot: takıların başında hem ablam hem de görümcem durması gerekiyordu bu arada, böyle anlaşmıştık ama kendisi durmak istememiş.). olay sakinleşene kadar ben tek başıma gelin arabası başında beklemek zorunda kaldım daha bir saatlik evli bile değildim. ailemi daha olayın başında sakinleştirip kısaca vedalaşıp(gizlinot: benim ağlayacağımı bildiklerinden vedalaşırlarken çok kısa tutup ağlamamaya çalıştılar, sırf bu mutlu gününde kızlarını ağlatmamak için) arabalarına gönderdim fakat olay uzayınca beni tek başıma görüp geri yanıma geldiler. buna rağmen celallenip olay çıkartmadan 'ya kardeşim daha bir saat olmadı bu kız neden burada tek başına' demeden eşim gelince bizi uğurlayıp evlerine döndüler.
aslında çok detaylı uzun bir mevzu fakat hatırladıkça yaşadığım hayattan, evlilikten, akrabalardan her şeyden nefret eder hale geliyorum. o yüzden uzun uzun olayı yazmayacağım. sadece başına bu ve benzeri olaylar gelmiş süslülerle dertleşmek istedim. ben başa çıkamıyorum. yaşadığımız hiçbir şeyi ne eşim ne de ben haketmedik. böyle olmasına sebep olan ben değilim fakat görüşmek istemediğim için sonunda ben suçlu oldum. bunu kaldıramıyorum. bu konu özelinde terapi almayı bile düşündüm çünkü iliklerime kadar reddediyorum. uykusuz geçirdiğim geceler, kabuslarıma giren olaylar, bu olayı sürekli düşünüp kafamın içinde görümcemle ve kaynanamla ettiğim kavgalar, eşimle yaşadıklarımız o kadar ağırıma gidiyor ki. daha yepisyeni evliyken bunları yaşamış olmak, ne bekledim ne oldu hissiyatı...
eşimle aramdaki iletişimi de etkiliyor bu durum ister istemez. eşim ben nasıl istersem buna saygı duyuyor ama kaynanam eşimi ağlayıp sızlayarak huzursuz ediyor. beni de aynı şekilde. asla anlamıyor. oturduk, konuştuk, ne hissettiğimi anlattım, olmayacağını söyledim ama nafile. samimi olabiliriz sanıyor. imkansıza yakın bir ihtimal bu. ben tekken evimize gelip konu özelinde eşimi suçladı. resmen evlat ayrımı, kızının oğluna yaşattıkları umurunda değil tek umurunda olan biricik ilgi odağı her istediğini yaptırmaya alışmış kızıyla barışmamız. bizim evimizde benim huzurumu kaçırmaya kimsenin hakkı yok. normalde delirmem gerekirdi ama saygımdan sakin kaldım.
bu arada eşim ablasıyla görüşüyor, kendisi nikahtan bir ay sonra hamile kaldı ve mecburi buzları erittiler. bu benim için sorun değil istediği zaman görüşsünler ama beni zorlamasınlar görüşmek için, tek isteğim bu.
görümcem geçenlerde doğum yaptı, hayırlı olsuna hastaneye gittik. eşime laf gelmesin diye görüşmem gereken zamanlarda görüşmeyi zaten kabul etmiştim bunda sorun yok ama muhatap olmuyorum kendisiyle. eşime ve anne babasına karşı görev gördüğüm için gittim, görümcemin eşine ve ailesine güzel dileklerimi diledim vs. fakat koridordayken kaynanam kolumdan tutup zorla beni kendisinin yanına, odaya soktu, girmek istemediğimi bilmesine rağmen. hemen hayırlı olsun biz gidelim artık deyip ayrıldım odadan. ama sinir ayak ucumdan başıma doğru indi çıktı, gözüm döndü. ben bu şekilde zorlamalara gelemiyorum. mecbur bırakılmak hissiyatından nefret ediyorum.
buraya kadar okuyan varsa teşekkür ederim. belki çok doğru gelmeyecektir size, belki hak vereceksiniz bilmiyorum. sadece biraz içimi dökmek ve buna benzer evlilikle gelen zorunluluklarla başa çıkmaya çalışan, başa çıkabilen süslülerle dertleşmek istedim. başa çıkıyorsanız nasıl? başa çıkamıyorsanız yalnız olmadığınızı bilin, neler hissettiğinizi anlatın, paylaşın, içimizi dökelim.