süslüler açık yüreklilikle bir soru sormak istiyorum, şerefsiz erkeği ona ciddi bir vakit ayırmadan nasıl tespit edebiliyorsunuz?

1. süslüler bir de bir ricada bulunmak istiyorum, kendimi iyi hissetmediğim bir dönemdeyim. lütfen cevap verirken 'kendine saygın yok, seviştiğine göre hak etmişsin, telefonunu karıştırmışsın kezbansın' gibi şeyler yazmayın. 

burada anonimken insanlar korkunç şeyler yazabiliyor ama ben gerçek bir insanım, akşam akşam hiç tanımadığınız birinin kalbini kırmayın. bana hakaret eden, aşağılayan veya hayat tercihlerimi yargılayan soruyla alakasız cevaplar gelmez umarım. 

2. süslü bilemedim ya. bana biraz şovmen bi tip gibi geldi çocuk. biraz nahif biri olmasından anlarsınız en azından bu olay özelinde konuşursam. benim çok yakın 2 erkek arkadaşım var, yaşadığımız cinselliği de konuşuruz birbirimizle ama çirkin değil normal bir üslupla. eski sevgilim mesela mahremine çok düşkündü ve asla anlatmazdı böyle şeylerini yakınlarına da. bunlar direkt 2. günden anlaşılacak şeyler değil tabii ki. 1 2 ay sık görüşerek tanıyabilirsiniz ama hep iyi özelliklerinden bahsetmişsiniz o yüzden yorum yapamadım. kötü özelliği varsa onu söyleseniz orda yola çıkılabilir

3. süslüm öncelikle yaşadığın kötü tecrübeden dolayı çok üzüldüm. umarım bir daha karşına böyle insanlar çıkmaz. ancak durumu bu kadar ufak şeylere indirgeyip genelleme yapmayı ben yanlış buluyorum. benim de erkek arkadaşımın da mesajları bildirim olarak görünüyor ana ekranda mesela. bu durumu hiç kafama takmadım çünkü benim kendime göre öyle kullanma sebeplerim var. hiç sormadım ama onun da vardır yani bilmiyorum bana anormal gelmiyor. neyse, siz eğer bunu bile kırmızı bayrak olarak nitelendirirseniz yarın öbür gün karşınıza çıkan düzgün bir insanı da sırf bu sebepten güvenilmeyecek biri olarak algılarsınız. bu şekilde bir paranoyaya düşmeyin. süslü sözlük kadınlarının ilişki tavsiyeleri de üzgünüm biraz enterasan geliyor bana. umarım iyi niyetli insanlar gelip buraya size iyi gelecek şeyler yazarlar. ne yazık ki hayatta böyle kötü tecrübeler de yaşayabiliyoruz. karşınıza sizi sizin gibi sevecek birinin çıkması dileğiyle.

4. İşte bu yüzden asla evlilik öncesi cinselliği tesvip etmiyorum olmuyor işte

5. a6 tasvip etmiyormuş herkes sevişmeyi bıraksın hemen

sen kimsin ya of tasvip etmiyormuş. soruya cevap ver vermiyorsan boş yapmayın burada. çok umrumuzdaydı senin onayın sanki.

soru sahibi süslüm, tespit etmesi çok zor. ben hepsine şerefsiz gözüyle bakıyorum artık, sıfır beklenti ilerliyorum hayalkırıklığı yaşamamak adına. biliyorum hisler işin içine girince çok zor ama aklın bi köşesinde ne kadar melek görünse de şerefsiz olduğu düşüncesini tutmakta fayda var bence.

6. Süslüler aşırı kibarlık ve samimiyetsizlik konusunda haklısınız kesinlikle, daha ilişkimizin birinci ayında şiirler, sürekli iltifatlar, aşırı abartı sevgi tasvirleri vs vs.. lovebombing'miş yaptığı şey , tabii şu an bakınca görebiliyorum bunu. yaşarken fark edememiştim.

Bir süslünün dediği gibi paranoya yapıp bundan sonraki hayatımı zorlaştırmaktan ben de korkuyorum, genel güvensizliğimi yenebilir miyim bilmiyorum ama:/

A6 cinsellik yaşadığım için pişman değilim yaptığım sekslerden çok zevk aldım, karşımdaki şahıs böyle çıkmasaydı keşke ama yapabileceğim bir şey yok. Daha dikkatli seçimler yapmaya çalışırım bundan sonra ama kendimi yıllarca orgazm'dan mahrum bırakamam birtakım erkekler gerizekalı diye

7. soru sahibi anlattıkların çok benzer geldi, arkadaşlarının ismi barlas ve onur mu?

8. süslü soruna da cevap vereyim. ben de çok benzer durumlara düştüm hep. belirli kriterleri karşılamış insanlardan bu tarz düşük şeyleri beklemiyordum, ama çok yanıldım. adil yıldırım videolarında biraz kafam açıldı bu konuda. şöyle ki, bence esas dikkat etmeniz gereken şeyleri ölçüp tartmıyorsunuz. daha yüzeysel, daha şekilci şeylere kanıyorsunuz. bunun sebebi biraz da saflıkla alakalı bence. iyi yetişmiş, kültürlü insanların iyi olacağını zannediyorsunuz. hata burada başlıyor. bunu varsaymamamız lazım. biraz kendinize dürüst olursanız aslında bu kişinin bu sinyalleri verdiğini ama sizin bunu konduramadığınızı veya önemsemeden gözardı ettiğinizi göreceksiniz. bir erkekte bakmanız gereken en önemli konu ise karakteri. karaktere nasıl bakılır? mesela arkadaşlarının arkasından konuşuyor mu? hayatı boyunca başkalarına bilerek zarar vermiş mi? birini aldatmış veya kandırmış mı? bu birisi hocası veya mahalle bakkalı da olabilir, annesi babası da. insanlarla dalga geçer mi? onları yargılar aşağılar mı? (şakayla karışık olsa da). dediği şeylerin arkasında duruyor mu? kendi prensipleri var mı, mesela alkollü araba kullanan insanlar prensipsiz ve kötüdür, zira başkalarının hayatını riske atar. arkadaşlarının sevgilileri vs. hakkında neler diyor? arkadaşıyla bir olup onun sevgilisinden bir şey gizlemiş mi mesela? özellikle doktorlar hastaların arkasından çok dedikodu yapıyorlar. bu komple karaktersizlik göstergesi mesela. oraya hasta gelmiş kızın amcanın orasından burasından fiziğinden veya cehaletinden bahsedip dalga geçiyor mu? hastaları geçtim, hocalarıyla ilgili bunu yaptı mı? çevresinde sevmediği insanların arkasından kötü bir söz söyledi mi? mesela sokakta dilenci, kağıt toplayıcı veya evsiz biçare birini görünce ne tepki veriyor? 1-2 kez değil de her seferinde tamamen yoksayabilen insanları güvenilir bulmuyorum artık. en azından "dürüst olduklarını bilsem yardım ederdim" gibi bir vicdani laf duymak isterim. veya ayakkabısız bir kağıt toplayıcı gördüğünde birlikte üzülebilmemiz, durumumuz varsa yardım edebilmemiz lazım. böyle böyle hassaslıklara bakmak lazım işte. hassas kalpli ve empati yapabilen birisinin göstermesi gereken davranışları göstermiyorsa = kötü haber. sana da göstermeyecek ve böyle şeyler olacak.

9. a11 süslü öncelikle barlas ve onur değil isimleri, ama keşke seninle gerçek hayatta tanışıyor olsaymışız dedim cevabı okuduktan sonra..

cevabı bir kere değil tekrar tekrar okudum, tam olarak böyle bir şey okumayı bekleyerek açmışım meğer. aşırı keskin 'telefonuna şu geliyorsa böyledir, gömleği böyleyse şöyle, pantolonu böyle değilse şöyledir' gibi kesin direktifler beklediğimi sanıyordum soruyu açarken. çok basit formüllerle insanları çözmeye çalışıp yanlış seçimlerin sorumluluklarından kurtulmak istiyormuşum bir nevi.. gözlemlemek, küçük detayları göz ardı etmemek, ufak olaylara kafa yormak çok daha zor çünkü böyle basit formüllerle kesin çıkarımlar yapmaktan.

verdiğim örnekler dahi çok doğru süslüm. gerçekten de insanları çok yargılayan, kendi arkadaşlarının arkasından konuşmakta beis görmeyen bir insandı. ben ise 'çok yakın' olduğumuz için ve kimseye anlatamadığı şeyleri benimle paylaşabildiği için böyle davrandığını sanmıştım. şu an anlıyorum ki kimsenin karakterindeki eksikliğin istisnası olunamaz, arkadaşlarının arkasından konuşuyorsa senin de arkandan konuşuyordur, eski sevgilisini aldatmışsa seni de aldatma ihtimali yüksektir.. 'onlara yapıyor ama ben...' çok anlamsız bir cümle.

tam olarak dediğin gibi küçük yargılayıcı şakaları, kibirli tavırları, farklı insanlara kırıcı olabilecek hareketlerini görmezden geldim bana davranışlarına yansıtmadığını düşünerek. ama karakteri hakkında fikir verebilecek küçük şeylermiş. yine böyle büyük bir şerefsizliği tahmin edemezdim ama bu kadar şaşırmazdım belki.

her Halükarda karşıdaki insana belli bir vakit ayırmak, onu gözlemlemek, çıkarımda bulunabilecek kadar veri toplamak gerekiyor belli ki, güzel bir ilişkiye emek vermeyi anlıyorum ama böyle şerefsizleri tespit edebilmek için bile belki aylarca emek vermek gerekmesi....:/

10. sağol soru sahibi süslüm yorumların için. ben de yeni yeni keşfediyorum aslında, öyle mükemmel arkadaş değilim yani :( hatta pandemi çok iyi oldu, herkesle araya mesafe girince okumaya ve analiz etmeye çok vaktim oldu.

"ben ise 'çok yakın' olduğumuz için ve kimseye anlatamadığı şeyleri benimle paylaşabildiği için böyle davrandığını sanmıştım" bu cümle benim içime oturdu şu an, çünkü tam aynı kafa yapısı bende de var ve bu çok zarar verdi bana. ben de millet bana en manyakça davranışlarını çekinmeden anlatıyorlar diye bunları iltifat olarak alıyordum bir de. halbuki resmen uyarıyorlarmış beni, "bak ben böyle birisiyim ve gocunmuyorum, haberin olsun" demekmiş bu.

kibir konusu da çok doğru süslü. hatta içine gururu da katabiliriz. buradaki gurur kendi sınırları olması ve kendini ezdirmemesi değil tabi. burada bahsettiğim gurur biraz büyüklenme içeriyor. mesela "ben koskoca bilmem ne asistanıyım, neden şu işi yapayım?", "kaç yaşına geldim trip çekemem, şu işi yapamam", "patronum benden küçük, off o ne bilir ki", "kendimden küçük asistanlardan rahatsız oluyorum" gibi büyüklenme, (kırılgan) ego içeren gururlu insanlar da tehlikeli. başarılı ve hırslı insanlar arasında kibir ve gurur o kadar yaygın ki insan göre göre alışıp kanıksıyor. halbuki ikisi de insanın en kötü zaaflarından. bunu normalleştirmeyi kesmemiz lazım.

bana davranışlarına yansıtmıyor diye düşündüm... yazmışsın, bu da aynı ben(dim). herhalde beni ayrı bir seviyor, ama sevmediklerine böyle diye düşünüyor insan. belki de öyle düşünmek istiyor. kazın ayağının böyle olmadığını acı yoldan birden çok kez gördüm. yani bazen hayat insanı istemediği kötü şeyler yapacak koşullara itiyor diye düşünüyordum hep ve onun bu davranışını kişiliğine değil içinde bulunmuş olduğu durumlara yoruyordum. halbuki öyle değil. en kötü durumlarda bile doğru karar alabilmek karakter meselesidir. iyi durumlarda herkes doğru kararı alır zaten, ama karakter esas o gri/kötü durumlarda test ediliyor. o yüzden gri durumlarda ne davranışlarda bulunduğu da çok önemli.

aslında bu mantıkla ilerlesek o kadar uzun da sürmez birisini elememiz. çünkü en geç 3. -4. görüşmede bu ufak sinyalleri görüyoruz. ama anlamak istemiyoruz. artık daha akıllı davranırsak ve bu sinyalleri görür görmez o kişiyle iletişimi kesersek, hayatımızda iyi insanlara zaman ve yer açılır.