süslülerin salaklıkları

838. "Bugün pazar, ikimizde evdeydik, oysa birlikte bir şeyler yapabilirdik" sözü ile aklımda kalan o adama evet demeliydim.

Fazla uğraştı ve pes edip gitti...

837. bu aralar hayatta aldığım bütün kararlarım salaklıkmış gibi geliyor, okuduğum lise, üniversite, bölüm, çalışmaya kara verdiğim iş yerleri, tanıştığım insanlarla kurduğum ilişkiler, arkadaşlıklarım, hepsi hepsiii koca bir salaklık yumağını oluştururken verdiğim kararlar gibiler

836. Kısa zamanda ikinci salaklık.

Bayram için önce Ankara'ya, oradan Eskişehire geçtim. Devamında da Bursa'ya gittim ve İstanbul'a dönüşü Bursa üzerinden yapacaktım.

Pazartesi günü için dönüş bileti aldım. Önce Bursa büyükşehir belediyesinin Sabiha Gökçen havalimanına tarifeli otobüsü ile oraya, oradan da metro ile eve gelecektim.

Hem daha ucuz hem daha kısa sürüyor.

Gittim, pazartesi olan bileti Pazar gecesine aldım. İçimden bir ses yapma, derken. Yaptım.

Tam Bursa otogara giriş yaparken, mesaj geldi belediyeden. Trafik yüzünden İstanbul'a ulaşım 3 saat sürüyor. 35 DK kalmış sefere, yarım saat iptal etmede son sınır.

2 saat sürse ben 1de ancak varırım.

Metroya bakıyorum , sefer yok. Ücretli otobüs yok, belediye otobüsü yok o saatlerde. Saatlerce sabah ilk seferi havalimanında beklemek yerine eve geri döndüm.

Hayır çıkarken, evdekilere atar yapıp kuyruğu dik tutmayaydım iyiydi.

31. Dakikada bileti iptal ettim ve eve geri döndüm.

835. Şimdiye kadarki bütün insan seçimlerim. Kocaman bir salaklıktı, elimde olsa hepsini silmek isterim. Bazen hepsinin bir anda silindiğini hayal edip ruhumdaki huzur hissiyle rahatlıyorum.

834. otomatik vites düz vites arası araç geçişinde şu salaklığı yaptım: 4.viteste kalan arabayı kaldırmaya çalıştım sonra araba oturdu tabi..

kaldı ki ben yıllarca otomatik kullanamayan sadece düz vites kullanan birisi iken ne zaman hemen de otomatik vitese adapte oldum anlamadım.

833. geçtiğimiz aylarda erkek arkadaşım çok öksürüyordu. yardımcı olmak için "bak bu öksürük şurubunu iç, çok iyi gelecek sana" diyerek yanlışlıkla şurup yerine boğaz gargarası içirdim çocuğa. o da "ay bol içem de iyileşem" mantığıyla iki kaşığı yuvarlayıverdi. ikinci kaşığı devirdiği gibi ne yaptığımızı fark ettim asdfasdf sonra bütün gece başında inşallah ölmez diye nöbet tuttum. sağlık konusunda birbirimize güvenmemeye karar verdik.

832. El frenini indirmeden araci hareket ettirmeye calistim, her tarafina baktim. Gaza da basmistim baya kokular gelmeye basladi yine de o sekilde uzun bir yol gittim(arabam son modellerden biri degil) en sonunda yan koltuktan gozlugumu almaya calisirken el freni koluma carpti

(gizlinot: Muhendisim)

831. saymaya başlasam buradan Londra'ya yol olur :D

830. itiraf'a da yazılırdı aslında ama buraya yazayım. Baya bir salaklık yapıp sonucunda çok utandım. 

Oğuz Atay'ı çok severim, geçen sene ölüm yıldönümünde (13 aralık) okuldan bir arkadaşım fotoğraf paylaşmıştı, behçet necatigil'in de ölüm yıldönümü aynı gün. Bir yazar ve bir şair aynı gün ölmüşler filan bir şeyler yazmıştı. Benim de kafa gidik o dönem, ...ciğim bugün oğuz atay'ın ölüm yıldönümü değil doğum günüydü, sanırım karıştırdın uyarmış olayım diye mesaj yazdım artist artist. O da hayır ölüm yıldönümü, ikisi aynı gün zaten oradan biliyorum dedi. Hâlâ inanmıyorum ama ben açtım google'ı. Başımdan kaynar sular döküldü evet, onun yazdığı doğruydu hatalı olan benim. Neyime güvenip uyardıysam bilmiyorum. 12 ekim doğum günü ile 13 aralık ölüm yıldönümü tarihlerini karıştırmışım. Rezil oldum baya, bak gece gece hatırladım gene utandım. 

829. Bugün ALES sınavına girdim.

Yakın bir arkadaşım var, sınavın son başvuru gününde son saatinde beni arayıp sınava onunla birlikte girmemi istemişti.

Ben de, o da ben giriyorum diye girer, deyip son saatte başvuru yaptım.

1 ay kadar zaman geçti ve ben ara ara konulara bakıyorum öyle.

Dün tekrar konuştuk, ben gelemeyeceğim sen git gir dedi.

Neyse para verdim, deyip bugün sınav salonuna girdim.

Kitapçıklar dağıldı, işaretlemeler yapıldı.

Sınav başladı.

Baktım, sorulara. Allah Allah, dedim Ales'te matematik mi soruyorlar ya, dedim.

Arka sayfalara baktım, sorular da Türkçe.

Lan bu nasıl ALES, dedim. İngilizce sınavında Türkçe mi sorular sorulur, matematik ne arıyor bu sınavda dedim.

Ve beynimde, Kara delik yoğun bir ışıma yaptı.

Meğer bir aydır, ALES sınavına gireceğimi bilip de yabancı dil sınavına gireceğimi düşünmüşüm.

Halbuki daha önce de ALES sınavına girmiştim. Tüm fantastik hayatımın en salak olmasa da, sınav konularına çalışırken bile aklıma ALES sınavının ne olduğu gelmedi.

Arkadaşlarıma yarın ALES sınavına gidiyorum derken bile yökdil sınavına çalıştım.

Meğer ben ne klişe bir zekaymışım.