1443.
Bu başlık altında 5'inci kez falan yazıyorum. İlki 2-2.5 sene önceydi sanırım. Harcamalarımı kısmaya başlamıştım, ailem sayesinde kredi çekip küçük bir ilçede ev almıştım. O zamanın parasıyla çok uygun fiyata... Sonra kriz giderek büyüdü, elimizdeki para hiçbir şeye yetmemeye başladı. Maaşlar küçüldü, yetmemeye başladı vesaire vesaire... Ben nasıl tüketmeden yaşamaya çalışıyorum, ondan bahsetmek istiyorum. Uzaktan çalışmaya uygun bir pozisyonda görev yapıyorum, şirket arada sırada önemli toplantılarda ofise gelmemi istiyor. Hal böyle olunca giysiye, ayakkabıya, makyaj malzemesine falan ihtiyaç duymuyorum. Dolabımdakileri kullanıyorum. Zamanında aç gözlülükle dünyanın ayakkabısını almışım. Yepyeni duran en az üç çift, giyilebilecek durumda altı, yedi çift ayakkabım var. Değişik değişik giyip eskitmeye çalışıyorum.
En yakın arkadaşım montunu dolapta satıyordu, ben istedim. Parasız verdi. O kısmı da masrafsız atlattık. Yalnız dolaptaki kıyafetlerin rengi falan attı giye giye... Sanırım birkaç parça üst ve bir pantolon alacağım. Makyaj malzemesi almıyorum. Aynı allığı 4 yıldır kullanıyorum. Far paletim de öyle... En son bir rimel aldım. Kampanya takip ettim, indirim kuponu falan derken sıradan markalardan daha ucuza geldi. O da beni 2-3 yıl götürür.
Dermokozmetik kullanıyorum, cilt sorunlarım nedeniyle... O kısımdan kısamıyorum maalesef. Egzamam var! Doktor verdiği için La Roche Posay bir kreme 700 küsür lira harcamak zorunda kaldım, içime oturdu. Minimum ürün, maksimum fayda peşindeyim. Cilt temizleme jeli, maske, peeling ve kremle ilerliyorum şu an. Yaşlanma etkilerini geciktirici, göz altı falan kullanmıyorum. Zaten ayna karşısında bunları sürüp saatler harcamak da istemiyorum. Manikür pedikür haftalıktan aylığa döndü. tüm malzemelerim var, evde kendim yapıyorum. ayda bir yaptırıyorum. Farkettim ki artık manikürcüden daha iyi manikür yapıyorum.
Kedimin masraflarını kısmam mümkün değil. Mama, malt, kum gibi ürünlerde indirimleri takip edip, fiyat karşılaştırması yapıyorum. Getir ve yemek sepeti mahalle uygulamasında kum daha ucuza geliyor, çok fazla kampanya oluyor. Kedisi olanlara duyurulur.
Eskiden getir, yemek sepeti gibi uygulamalardan sürekli sipariş verirdim. Şimdi ayda 2-3 kez ancak... Orada da indirimleri takip ediyorum. Bazen marketten daha ucuza geliyor alışveriş... Kitap manyağıydım, daha elimdeki bitmeden yenisini alırdım. O yüzden dolap oku(ya)madığım kitaplarla dolu... Onu da almıyorum anlayacağız. Bir de kitap dostum diye bir uygulama var. Kitaplarınızı takas edebiliyorsunuz, onu da kullanıyorum. En azından okuduğum kitapları takas edip yeni kitaplarım oluyor.
Aslında içimden alışveriş yapmak da gelmiyor, doğrusu... Alışveriş eskiden benim kaçışım, mutlu olduğumu sandığım zamanlardı. Şimdi bir tişört, elbise, allık, krem almak beni mutlu etmiyor. Hatta faturaya bakınca iyice mutsuz oluyorum. Bir şey alırken gerçekten gerekli mi diye düşünün. Tabii bu beğendiğiniz, aşık olduğunuz, istediğiniz şeyleri almayın anlamına gelmiyor. Kendinize bir plan dahilinde arada izin verin. Ayda bir arkadaşlarla dışarda yemek, 2 ayda bir çok istediğim bir kıyafeti, kitabı vesaireyi almak gibi gibi. Tüketmiyoruz dediysek ölelim de demedik :)