yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (4)
    • medya (0)

    4. İkizim yok ama okul hayatım boyunca en yakın arkadaşlarım hep ikizdi. Ve ben hiç karıştırmazdım. Seslerindende ayırt ederdim. Çok güzel bir şey bence ya. Senden aynısının olması. İkizim olsa neler neler yaptırırdım kim bilir shshshss

    22 haziran 2020 11:19

    3. Bazen de oldukça ilginç hikayeler çıkar onlardan, Bir tanesi bu işte. 

    Not, youreads hesabımdan alıntıdır. 

    1963 yılında barbados’da dünyaya gelen june ve jennifer kardeşler, tek yumurta ikizleri.

    june ve jennifer kardeşlerin anneleri ev hanımı, babaları ise kraliyet hava kuvvetleri için çalışan bir teknisyen. ve ikizler dünyaya geldikten sonra gibbons ailesi, galler’a taşınıyor.

    bu ikizler doğdukları andan itibaren etle tırnak gibi birbirlerinden hiç ayrılmıyorlar; o kadar ki, kendi aralarında kimsenin anlayamadığı özel bir dil geliştiriyorlar ve bu dile de “cryptophasia” ismini veriyorlar.

    ikizlerin arasında konuştuğu bu dili, çevrelerindeki kimse anlamıyor. taşındıktan sonra gittikleri okulda, sadece kendilerinin siyahi olması, dışlanmalarına sebep olunca da, bu dil iyice kuvvetleniyor; giderek daha anlaşılmaz bir hal alıyor.

    bu da yetmezmiş gibi, zamanla birbirlerinin verdiği anlık tepkileri bile taklit eder hale geliyor ve adeta birbirlerinin aynası oluyorlar…

    giderek birbirlerine daha fazla bağlanan ikizler, en sonunda küçük kardeşleri rose dışında hiç kimseyle konuşmamaya başlıyorlar.

    bu tehlikeli gidişat yüzünden, ikizler 14 yaşlarına geldiğinde, terapistleri onları ayırma kararı alıyor ve ikisi de farklı yatılı okullara gönderiliyorlar.

    ama nafile. bu ayrılık bile onları başkalarıyla iletişim kurmaya itmiyor. tekrar bir araya geldiklerinde, birkaç yıl boyunca kendilerini odaya kapatıp orada herkesten ve her şeyden izole bir yaşam sürüyorlar.

    hiçbir koşulda başkalarıyla iletişim kurmayan ikizler, en sonunda bir karar alıyorlar: “eğer bir gün, birimiz ölürse, diğerimiz normal bir hayat yaşayacak ve diğerleriyle konuşacak.'

    gibbons ikizleri, kendilerini odaya kapattıkları dönemde, pembe dizi tadında birçok öykü yazıyorlar. bu öyküleri bazen kardeşlerine sesli bir şekilde okudukları da oluyor… zamanla bu işi ciddiye alan ikizler, posta ile çalışan bir yaratıcı yazarlık kursuna da katılıyorlar ve çeşitli romanlar yazıyorlar.

    yazdıkları roman ve öykülerdeki korkutucu detaysa, karakterlerin oldukça tuhaf olan davranışları ve suça yatkınlıkları. sonrasında bu romanları dergilerde bastırmak istiyorlar ama bu girişimleri başarısızlıkla sonuçlanıyor.

    bu garip ikizlerin, ilerleyen yıllarda birbirlerini öldürme girişimleri de oluyor… biri diğerini radyo kablosuyla boğmaya; diğeri ise ikizini köprüden atmaya çalışıyor…

    jennifer ve june, daha sonra çeşitli suçlar işliyorlar ve 14 yıl boyunca kalacakları akıl hastanesine gönderiliyorlar. hastanede, yüksek dozda ilaç tedavisine maruz kaldıkları için jennifer’da zamanla bizim “tik” dediğimiz kendini tekrarlayan istemsiz hareketler oluşuyor.

    sonra kardeşlere verilen ilaçların dozu azaltılıyor; ki eskisi gibi öykü, roman yazabilsinler. ancak ikizler yazma yeteneklerini çoktan kaybettikleri için, bir daha herhangi bir şey yazamıyorlar.

    akıl hastanesine kapatılan ikizler için çeşitli basın organlarında “dahi ikizler konuşmuyorlar” şeklinde haberler yapılıyor…

    elbette, boş bir haber değil bu. hastanede yapılan zeka testlerinin referansıyla. yani ikizler gerçekten de, çok zekiler. bu haber sayesinde, haberi yapan marjorie wallece, ikizlerin tek arkadaşı oluyor.

    hatırlarsanız; ikizler yıllar önce bir anlaşma yapmışlardı… işte sonunda o anlaşmanın günü geliyor ve ikizler, aralarından birinin ölmesi gerektiğine karar veriyorlar…

    uzun tartışmaların ardından da jennifer, kendini öldürmeyi kabul ediyor. hatta bu kararlarını, tek arkadaşları olan wallace’ın kulağına şöyle fısıldıyor: “marjorie, ben öleceğim. karara vardık.”

    1993 yılı mart ayı… ikizler başka bir hastaneye transfer edilirken, yolculuk boyunca jennifer, june’un omzunda uyuyor. ve bir daha uyanmıyor.

    jennifer’i hemen hastaneye götürüyorlar. vücudunda hiçbir ilaç veya zehire rastlanmıyor.

    jennifer’ın ölüm sebebi, kalbinde oluşan ani bir patlama olarak tespit ediliyor ancak bunun nedeni hala gizemini koruyor…

    ikizlerin tek arkadaşı wallece, jennifer’ın ölümünden sonra june ile konşuşuyor. june’ın söyledikleri ise gerçekten tüyler ürpertici: bizler savaş yorgunlarıyız. uzun bir savaştı ve sonunda birimiz bu kısır döngüyü sona erdirdi. sonunda özgürüm. onun karanlık gölgesinden kurtuldum. nihayet jennifer benim için hayatından vazgeçti.”

    17 ağustos 2019 22:09 17 ağustos 2019 22:10

    2. ikizim var, erkek. aslında uzun zamandır pek konuşmuyoruz maalesef evin içinde iki yabancıyız.birbirimizi karşılıklı olarak çok kırdık, en azından ben çok çok kırıldım. ama hala geceleri ona bir şey olmasın diye dua ederim. eskiden çok iyi anlaşırdık aslında,ne zaman büyüdük kıskançlıklar başladı o zaman kavgalar da başladı. ilkokul, ortaokul aynı sınıfta beraber okuduk. çok yaramazdı ve hep kavga ederdi, ben durdururdum onu. lisede ilk zamanlar onun eksikliğini çok hissettim. bir sürü bebeklik fotoğraflarımız var,beni ilk öptüğü zaman, ilk yürüdüğümüz an, beşikte beraber yatarken,beşikte top ısırırken, oyuncak araba üzerindeyken... annem bir sürü fotoğrafımızı çekmiş, bebekken daha benziyormuşuz ama şimdi iki farklı kişiyiz zaten çift yumurta ikiziyiz. en uyuzuma gidense o sarışın, beyaz tenli, ben ise kara bir böceğim...(gizlinot: onu durdururken karşıdakine gizli gizli vurup çimdiklerdim ksndmfşd)

    edit: yani gerçekten bunda eksileyecek ne var çok merak ediyorum, boş boş otururken canınız sıkılıyor heralde??? (gizlinot: yağdır eksileri yağdır)

    1 mart 2018 20:00 1 mart 2018 23:10


    1. Size ikiz olmayı anlatamam, ama şu şekilde tanımlayabilirim:

    ikiz arkadaşlarım ve birkaç arkadaş daha, bir kafede oturuyoruz. Fotoğraf çekme faslındayız; (gizlinot: ikizler birbirleriyle konuşuyor ) (gizlinot: birinin adı ayşe, diğerinin ki de oya olsun )

    O: yaaa ayşe burda ne kadar güzel çıkmışsın, bunu whatsapp profilim yapiyim mi ??? 

    A: tamam sen whatsappa koy ben de instagramda story atayım o zaman

    işte aradığım kardeşlik ruhu :d

    bu arada ikizlerimizin dediklerine göre, “bi ikizin kolu koptuğunda diğer ikizi de bunu hissedeeeer” efsanesi de yalanmış kardeşlerim. Ama birbirlerinin duygularını hissedebiliyorlarmış. Korkunç :d

    ukte: (yazar: pink jedi )

    1 mart 2018 19:44 1 mart 2018 19:45