yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (45)
    • medya (0)

    45. 2007 yapımı the sitter (bakıcı). kanaltürk'ün sıklıkla yayınladığı b sınıfı filmlerden biriydi. (gizlinot: wikipedia'dan öğreniyorum ki bir lifetime filmiymiş. şaşırdım, minnoş filmler yaparlardı genelde. hallmark'la da karıştırıyor olabilirim gerçi.) zamanında ailesi tarafından istismar edilmiş abby'nin takıntı haline getirdiği örnek bir amerikan ailesinin evine bakıcı olarak girmesi ve ailenin etrafındaki kişileri bir bir öldürmesi anlatılıyordu. abby, ailenin arkadaşlarından birinin evine gizlice giriyordu. kadın su dolu küvette keyif yaparken, abby fişte olan cd çaları küvetin içine atıyordu ve kadın çarpılarak (link: https://youtu.be/xBf4ecu26do?t=2924 ölüyordu). artık bu sahne nasıl travma yaratmışsa dün gibi hatırlıyorum, şimdi izlerken bile çok rahatsız oldum. son durak 3'teki solaryum sahnesi kadar rahatsız edici. (gizlinot: son durak serisi genel olarak rahatsız edici zaten. 2'deki ölüm sahneleri de, asansördeki olsun arabadaki olsun, uzun süre travma yaratmıştı bende.)

    27 şubat 2021 11:21

    44. en etkileyen ilk film olduğu için unutmam (link: https://www.imdb.com/title/tt0107822/?ref_=fn_al_tt_1 the piano). aslında beni en çok etkileyen filmdeki aktör harvey keitel'dı. bu filmi izledikten kısa süre sonra beyoğlu sineması'na (link: https://www.imdb.com/title/tt0114863/?ref_=nm_flmg_act_85 ulis'in bakışı) filmi gelmişti hemen gidip izledim, sinema dili ve görsellikten etkilendim. ondan sonra ver elini film festivalleri. uzun bir süre istanbul'daki her türlü film festivalini (gizlinot: istanbul film festivali, if bağımsız filmler festivali, uzak doğu film fest, komedi filmleri fest, animasyon film fest., lgbti film fest vb) takip ettim. yani ilginç ama harvey keitel ve dolayısıyla the piano filmi başlangıç noktamdır.

    6 mart 2020 21:44 6 mart 2020 21:49

    43. benim için I origins'tir. reenkarnasyon olayını bilim ve aşk ile harmanlayıp aktarmışlar, filmin sonunda sağlam ağladığımı hatırlıyorum ve hayatımı bilime adamış biri olarak olayların bununla bir ilgisini olmadığını bilmeme rağmen içimdeki reenkarnasyon inancını güçlendirmiştir.

    6 mart 2020 21:24


    42. -3 idiots. Bu film sayesinde 4 yil boyunca aile zoru ile okuduğum, nefret ettiğim sayısal bölümünü bırakıp tm ye geçtim lise son bitince. Tekrar hazırladım mezun kalıp üniversite sınavına. Ve iyi ki diyorum. Çok güzel bi fakültede çok kaliteli Türkiyede nam salmış hocalardan ders aldım. Gerçekten eğitim sistemi ve arkadaşlık üzerine çok güzel bi filmdi.

    -Require for a dream. Bu filmi psikoloji çok sağlam olanlar izlesin. soundtrack'lar efsane, o hisleri o kadar güzel veriyor ki. Bagimliligin her türlüsünün insanı nasıl mahvettigini gösteriyor. Uyuşturucu, televizyon bağımlıligi. Fuhuşa giden yol vs. Ilk izledigimde 3 gün boyunca neredeyse durup durup aklıma geldi belli aralıklarla ile bu film. Hala aklıma geldikçe bi kötü oluyorum.

    Ek olarak : Truman show. Herkesin 1 kez bile olsun acaba oyun mu her şey benim için de diye düşündüğü olmuştur bu filmi izledikten sonra :)

    6 mart 2020 20:44 6 mart 2020 23:40

    41. benim icin “into the wild” dır. Travma degil ama hayatimi ve hayati sorgulatan tek film diyebilirim. İzlerken o kadar kaptırıyorsunuz ki gercek yasanmis bir hikaye olmasinin da etkisiyle film zihninizde kalici bir yer ediniyor

    6 mart 2020 20:18 6 mart 2020 23:09

    40. Requiem for a dream

    Uyuşturucunun ne denli illet bir şey olduğunu anlamamı sağlamıştı, lise 2 de izlemiştim bütün merakım gitmişti bu filmle.

    6 mart 2020 20:17

    39. travma yaratan:

    do-ga-ni. artık hiçbir insana aynı gözle bakamıyorum, herkeste bir bit yeniği aramaya başladım, izledikten sonra saatlerce ağladım. gerçekte yaşanmış bir olay, başroldeki adam askerdeyken bu konu hakkında yazılmış bir kitabı okuyor ve inanamıyor, askerden döndükten sonra bu konuyu anlatan filmi çekiyor, inanılması zor olan şey de bu iğrenç insanlar olay çok önce yaşanmasına rağmen cezalarını ancak bu film çekildikten seneler sonra alıyor.

    memories of murder: yaklaşık 30 sene önce yaşanan ve hala çözülemeyen kadın cinayetleri serisini ele alıyor. cinayetler hala yaşanırken bu film çekilmişti ve yönetmen 'katilin filmi izlemeye geleceğini biliyoruz' demişti, son sahneyi buna göre ayarlamışlar.

    yongseoneun eupda(no mercy): hayatımda hâlâ ve hâlâ keşke izlemeseydim dediğim 3 filmden biridir, midem bulanmıştı dehşete düşmüştüm.

    i saw the devil: intikam uğruna şeytanın ta kendisine dönüşmek.

    nabbeun namja: hastalıklı bir insan aşık olduğunu zannederek bir hayatı nasıl mahvedebilir, bana çok açık bir biçimde göstermişti bu film.

    hayatımı değiştiren:

    1987, when the day comes: savaşmayı hiç bırakmamam konusunda beni umutlandıran, birlikten güç doğarı hep bana aşılayan filmdir, çok etkiledi beni gerçekten de.

    ve green mile, anlatmaya kelimelerim yetmez sanırım. izlemeniz tavsiye olunur.

    green mile hariç hepsi güney kore filmi. şuan farkettim de son yıllarda beni korenin filmleri kadar etkileyen filmler hiç izlemedim. bizi anlatıyor çünkü, yaşanılan olayları, gerçekleri, içimizi.

    3 şubat 2019 16:30 3 şubat 2019 16:58


    38. 21 gram.

    3 ağustos 2018 13:00

    37. ı origins, akıl oyunları, drangonfly, the truman show, inception, er rayn'ı kurtarmak, la vita e bella, forrest gump, piyanist, leon, scent of a woman, up, The Pursuit of Happyness.

    27 temmuz 2018 02:34

    36. kesinlikle anestezi. ötesi yok benim için. burnumu yaptıracağım ama o kadar korkuyorum ki ameliyattan sırf bu film yüzünden :(

    bir de final destination'daki solaryum ve göz ameliyatı sahneleri travmadır benim için.

    26 temmuz 2018 15:40