1. yazacağım girdi çok uzun olacağı için üşenmeyip okuyanlara en baştan teşekkürümü edeyim. çünkü özet geçmeye çalışsam da uzun olacak.
34 yaşıma girmek üzereyim ve aklımın erdiği yaştan beri anne-babam ayrı. annem memurdu ama ailesinin apartmanında yaşadık. o çalışırken anneannem baktı, büyüttü beni. babam ise evlendi, 3 çocuk daha yaptı, beni pek arayıp sormadı. maddi ve manevi yanımda olmadı. ben lise yaşlarına gelene kadar pek problem yaşamadık. ya da ben anlamıyordum ama annem ben ortaokuldayken biriyle evlenmeyi düşündü, aileyle gelip tanıştı adam ama ailesi annemin bir kız çocuğu olduğu için evlenmesine karşı çıktı.
Ben lisedeyken annem emekli oldu. bu arada maddi olarak çok parlak değildik (nedense çünkü kira derdi yoktu falan buna rağmen neden parasızdık bilmem) ama tekrar. bir sevgilisi oldu annemin. ankarada bir adamdı sanırım yaşça da annemden biraz küçüktü. annem çaktırmadan ankaraya gidip duruyordu türlü bahanelerle. bu arada evdeki sandıktaki örtüler perdeler çanak çömlekler de gitmeye başladı falan. anneannem ve dedem ilişkisini öğrenince gözümün önünde dedemden dayak yedi annem. ben de ergenim, anneannemin yanındayım, sanırım annemi de paylaşmak istemiyordum bilmiyorum ama gözümün önünde dayak yemesi travma yaşattı bize.
nedeni annemin bir kızı olmasıydı. nasıl çocuğu varken biriyle görüşebilirdi... annem bu olaydan sonra iki kez intihara teşebbüs etti, bir süre akıl hastalıkları hastanesinde kaldı.
daha sonraları maddi durumumuz iyice kötüleşti. ben yakın bir ilçeye liseye gidiyordum ve yol param olmadığı için 1-1.5 saat yürüyordum. eve birkaç kez icra geldi, eşyasız yaşadık. elektrik borcu ödenmedi elektriksiz yaşadık. su da doğalgaz da aynı şekilde. okuldan gelip bir kaşık yemek yiyemeden gece uyumaya çalıştığım günler oldu. her aman birilerinin evine de gidemiyordum yemek yemeğe, utanıyordum. sabahçı olduğum zamanlarda sabah 4te kalkıp kışın ortasında buz gibi suyla saçımı yıkayıp okula gittiğimi biliyorum. bazen bir cesaret babamı arayıp işte 1 hafta falan kadar idare edecek miktarlarda para istediğim zaman "tamam yarın gönderiyorum" deyip ertesi gün ve sonrasındaki 6 ay telefonlarıma bile cevap vermezdi. ya da "gönderdim" deyip, ptt'ye gidince para gelmedi söylenip elim boş dönmelerim de oldu...
üniversite sınavına mezun olduğum yıl, sınav harcı parası yatıramadığım için giremedim. halbuki teyzemden sınava gireceğim için istemiştim harç parasını. ama annem sigarasızlıktan evde terör estirdiği için parayı ona vermiştim sigara alsın diye...
daha sonra da üniversite okuyacak ne para ne de gücüm olduğu için bir an önce işe girmek istedim. liseden mezun olduktan 3 ay sonra vasıfsız olarak işe girdim. 29 yaşında, 4 yıl önce evlendim.
dedem mal paylaşımında annemin oturduğu evi teyzemle anneme eşit bölüştü. teyzem evi sattırıp parasını istedi. annem de biriken borçlarına karşılık satmak istedi ve sattılar. payına düşen parayla şehir merkezinden uzakta bir ev aldı. 1 yıl sonra oradan sıkıldı ve sattı, bir Ege kasabasına yerleşmek istedi. orada çok ucuza kiraya çıktı, ev alamadı çünkü plan parası yetmiyordu. 1 yılı orda geçirdi. yazın biz de birkaç kez gittik gayet iyiydi mutluydu.
bu arada düzensiz beslenmekten midir nedir çok kilo problemim vardı, 3 yıl önce eşimin de desteğiyle kredi çekip tüp mide ameliyatı oldum. kilo verince, ilk kez normal bir bedene sahip olunca çok şımardım, alışverişe sardım, para da kullanmayı öğrenemediğim için çok borca battım. en sonunda yüklü bir kredi çektim, onu ödüyorum hala. bu sırada evimize hırsız girdi, tv'ye varana kadar herşeyimiz gitti. bu yüzden de eşim ayrı olarak kredi çekti. zaten bir çöpümüz bile yok, onun ailesi de ilgisi ve kopuk. kirada yaşıyoruz ve borçlardan kafamızı kaldıramadık evlendiğimizden beri. bunun için psikiyatrdan yardım aldım. çok faydası dokundu. harcamalarım minimum düzeyde. (zaten aksi de olamaz artık imkanımız kalmadı, diplerdeyiz)
geçen kış annem sıkıldığını, kışı geçirmek için istanbula gelmek istediğini söyledi. bu sefer anneannemlerin boş bir evi vardı, yine şehir merkezinde uzakta deniz kenarı bir ilçede. anneanneme orada kalmak istediğini söylemiş. anemin de 3 kedisi var, anneannem onlarla gelme, istemem demiş. bir gün işteyken aradı beni anneannem, benim hiç haberim yok bişeyden. "söyle annene gelmesin istemiyorum" dedi. e tabii kalbim de kırılmadı değil... annemi aradım "istemiyormuş işte gelme tabii ki" dedim. "hani çok bunaldıysan da gel bana gel, biraz kal geri dönersin" dedim. bu beni ertesi gün arayıp bilet aldığını söyledi. ulaaaan bir akşam geldi, taksiden 3 kedi, 4-5 koca bavulla indi... biz şoklardayız. bizim de kedimiz var ve o sıra oturduğumuz ev 50-55 m2. ne yapacağımızı şaşırdık. ortam gerildi, kediler gergin... gece oturduk konuştuk, tartıştık iyice. direkt anneannemin evine çökmek için gelmiş kadın. yapma etme geri dön dedim dinletemedim. küs bir şekilde sabah kalktı taksi çağırdı ve gitti. ben üzüntüden 3 gün işe gidemedim onu söyleyeyim... o sinirle de babama sms yazdım, "annemi de seni de reddediyorum. bana faydanız olmadığı gibi hep zarar verdiniz." diye bir sürü laf ettim.
sonra annem anneanneme gitmiş, ağlaya ağlaya olanları anlatmış. anneannem de bana ağlayarak yapma etme diye aradı. "haftasonuna gelin, o da burda, barışın annen o senin" falan diyor. ulan sen demiyor muydun "söyle ona gelmesin istemiyorum" diye. şimdi ben kötü oldum iyi mi? neyse gittim ben gene, barıştık güya annem aylardır orda..
biz bir ara başka eve çıktık. bir kez bize geldi. bir kez biz oraya gittik. anneannemde de birkaç kez görüştük. telefonda da görüşüyorduk ki bir gün aradı beni gene, anneannemdeydi. kredi kartı ödemesi son günmüş de mesaj gelmiş, "ben gidene kadar kapanacak banka, o yüzden sen bana 1000 tl gönder de ben veririm sana" dedi. tamam dedim gönderdim. internet bankacılığından anlamıyor da. sonra aradı tekrar, anneanneme bir ara 10 bin liralık altın emanet etmiş, anneannemlerin de eski bir kasası var oraya koymuşlar. o gün dedem evde olmadığı için kasayı açamamışlar. tekrar anneanneme geçince ordan alıp bozdurup bana gönderecekmiş. sonra ses yok birkaç ay geçti.
geçen bayramda annem anneannemden istemiş tekrar. biz de ordaydık o sıra ama yanımızda istememiş. annem mutfağa beni çağırdı, anneannem ağlayarak anlatmaya başladı, icra gelmiş dedeme de, annemin altınlarını bozdurup ödemek zorunda kalmışlar. canınız sağolsun dedik.
geçenlerde gene git demiş anneme artık. "biz gelicez oturucaz orda" demiş... "kedileri istemiyorum rahatsız oluyorum" demiş. annem de "altınlara güveniyordum param yok gidemem ki" demiş.
3 hafta önce annem beni aradı yine kart borcunun olduğunu söyleyip 1200 tl istedi. bize de bu ay banka promosyonu yatacak diye eşime dedim ki gönder anneme. gönderdi... o hafta maaşıma kadar parasız kaldık, öyle ki neredeyse cuma günü işe gidemeyecektik eşim ve ben parasızlıktan. o gün öğle yemeğimi tostla geçiştirdim mecburen...
bu arada ben psikiyatra giderken annemi de sık sık uyarıyordum, "bak anne kredi kartı kullanma sakın. zaten çümçük kadar emekli maaşın var. bak bana psikiyatr şöyle şöyle şeyler öneriyor. sen de yap bunları..." vb uyarılar telkinler. çünkü annemi biliyorum, istifçinin teki. devamlı ıvır zıvır alır ve geçen yıl evine gittiğimizde bize yer. yoktu evde kalacak. o kadar doldurmuş evi...
1200'ün üstünden bir hafta geçti, annem tekrar parası olmadığı için 200 tl istedi. bu sefer kızdım, biraz tartıştıkve 40 bin tl bankaya borçlandığını öğrendim.... sattığı evin parasını harcamış ve üstüne bir de 40 bin lira da borçlanmış bile... ama elde ne var; ıvır zıvır. başka hiçbir şey...
bugün gene tartıştık. gidip kredi kartı borcunu taksitlendirmiş. dedim hepsi için konuşsaydın bari. 1600 lira maaşından 600 lira kalıyormuş eve. egedeki evinin kirası, burdaki faturaları, 3 kedinin masrafı, kendi masrafları... dedim "git bankayla konuş, olmuyorsa da çaycı falan olarak işe girmeyi teklif et, başka şekilde kalkamazsın bu borcun altından. bizi de borca çekiyorsun." bana cevabı "sanane", "olan oldu artık" "benim canımı sıkma sus" iyice köpürdüm saydım sayıştırdım. ben çözüm bulmaya çalıştıkça hoşuna gitmediği için tersliyor. çünkü o piremses ya, işe giremez, çalışamaz. ben kızıysam kendi hayatımı hiçe sayıp onu kurtarmaya girişmem lazım.
eşim de kızıyor artık. iyi niyetli olmadığını söylüyor ya da gerçekten ruh hastası olduğunu düşünüyor... adam da haklı, bizim borçlarımızı ödemek için evlenmedi benimle... annemi de tehdit ettim " bak adama ayıp oluyor bir daha para istersen boşanmayı düşünücem ben bunu bu adama yapamam. bu adam bunun için evlenmedi benimle" dedim. sökmüyor.... "bugün işe girmezsen seni de babamı da reddedenimdedim mahkemeye gidip". "sen bilirsin" diiyor... arkadaşının kızı annesine neler neler yapıyormuş, anlatsa çok utanırmışım... "sen arkadaşının kızına anlat bakalım kızını nasıl büyüttüğünü, nasıl davranırmış öyle aileye bir öğrenelim" dedim...
benim konuşmamı istemiyor. akıl vermeyin bana diyor. o iki seksen yatsın yattığı yerde, herkes onun rahatı için çalışıp tüm kazandığıyla ona hizmet etsin istiyor sanırım. bakmak zorundaymışız biz ve kendi ailesi... ama keyfi nedenlerle zora düştü hep, hiçbir zaman zorunda kaldığı için zora düşmedi... bunu daha yeni yeni anlıyorum ama çok üstüne gidince de kendim vicdan yapıp çok üzülüyorum... gerçekten bıktım artık dayanamıyorum ya.