yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (3)
    • medya (0)

    3. Önce, ne nedir ne değildir. 

    bakteri, mikroskopla görülen, tek hücreli organizmalar ve her yerde, her koşulda yaşayabilme özelliğine sahipler.
virüs; bitki, hayvan veya bakterilere ihtiyaç duyan cansız bir parazittir. 

    grib nedir? üst solunum yolu enfeksiyonu semptomlarına benzer bulguları ön planda olan sonrasında özellikle bağışıklık sistemle alakalı bir sorun varsa alt solunum yolu enfeksiyonuna , zatüre gibi, ve sistemik bozukluklara dönüşebilen ortomikso"""virüs"""gillerden influenza virüs a ya da influenza virüs b tarafından oluşturulan """viral""" bir hastalık.

viral yani, virüs yani, hücre duvarı ribozomu adam akıllı bir nükleer yapılanması olmayan allah'ın belası hain bir mikrop yani, antibiyotik bunlara etki etmez yani. 

zira antibiyotik adı üzerinde biyotiklere etki eder, virüsler zorunlu hücre içi yaşaması gereken asalak canlılardır. antibiyotiklerin etki mekanızması için gereken bir hücre duvarı yapısı, bir ribozom, gerçek anlamada bir dna ya da rna içermezler.

    Grip olupta antibiyotik kullanan kişi, gereksiz kullanmıştır. 

    Bakteriler bu dünyadaki en yaşlı varlıklar. Hayat yokken vardılar muhtemelen kıyamet kopunca hepimizi gömecekler ve en son onlar ölecek. 

    Bir insan vücudunda trilyonlarca var. Bazıları iyi bazıları kötü huylu. Bazıları ölümcül bazıları da insan vücudu için gerekli, faydalı. Misal Kara Veba, Bir bakteri hastalığı idi. Dünyayı kırdı geçirdi. Misal, vücuttaki kötü bakteriler karşısında onlar ile çarpışan iyi bakteriler de var. bakterilerin yapılarını bozarak hücre zarı oluşumunu engelleyen ilaçtır. hücre zarı işlevini yerine getiremeyince osmoz nedeniyle bakteri ölür.

    Bu savaşta, eskinin salgın hastalıklarında en önemli silah artık, antibiyotikler. İngilizce en sevdiğim kelimelerden birisi. Çoğu bakteriyi kolayca öldürür. Çok azı hayatta kalır. Kalanı da vücutta bulunan savunma sistemleri öldürür. Akyuvar saolsun. 

    Lakin, konu bölünecek ama antibiyotiklerin bir zararı vücudun normal savunma sistemini kendisine bağlayıp ilaca alıştırıp vücudubağımlı yapıyor,  akyuvar üretimini yavaş yavaş ortadan kaldırıyor. Bu yüzden kullanırken dikkatli olun.

    Antibiyotikler, bakteri grubuna göre çalışır. Mesela, metabolizmasını bozar, büyümesini engeller, daha az üremesini sağlar. Birbiri ile etkileşim kurmasını engeller. Bu son yazdığım çok önemli, çünkü kısmı ilerde diyeceğim. Yani bakteriyi zırhlı mekanize tank Birliği olarak, kalesine ölüm saldırısı düzenlerler. Ve imha eder onu. 

    Lakin ufak bir sorun var. Antibiyotik, evrim geçiren bakteri karşısında ilaç etkisiz kalıyor. Çünkü onun kimyasına uygun değil. 

    Eğer bağışıklık sistemi de onu öldüremez yada zamanında öldüremez ise, evrim geçirip ilaç karşısında bağışıklık kazanan bakteri, bu özelliğini diğer bakterilere yayabilir. 

    Bakteriler, iki tür DNA taşır. Kromozom ile küçük halkasal, serbestçe dolaşan parçalar olan plazmitler. Bakteriler, birbirine sarılarak bu plazmitleri birbirlerine aktarır. Bu sayede kendileri açısından faydalı özellikleri geçirir. Bu sayede, ilaca karşı direnç, geniş bir alana yayılabilir. Veya ikinci bir yolla, ölü bakterinin attıklarını ve DNA'sını da alır. Bu iki yolla direnç, diğer bakterilere geçer. 

    Eğer sadece aynı tür bakteriler içinde olsa bu idi, sıkıntı olmazdı. Lakin birbiri ile akraba olmayan bakteriler de bu etkileşimi yapıyor. Ve birden çok antibiyotiğe dirençli mükemmel bakteriler ortaya çıkıyor. Bildiğimiz tüm ilaçlara karşı dirençli. 

    fleming'in bulduğu penisilin ilk olarak seri üretime 2. dünya savaşı sürerken 1940'lı yıllarda girdi. ve o zamanlarda savaşta hayatını kaybedenlerden daha önemli bir kayıp daha vardı ordular için, savaşta yaralanan askerlerin ölümü. basit sayılabilecek bir yumuşak doku zedelenmesinden hain bir ss dipçik yarasına ya da kurşununa hedef olup ölmeyenler çok da sevinemiyor, sonrasında lokal yara bakımı haricinde etkili bir ilaç olmadığı için enfeksiyondan sepsise ( efenim halk arasında kan zehirlenmesi) girip nalları dikip ölüyordu. o şartlarda ameliyat edilenlerin durumunu zaten hiç konuşmaya bile gerek yok. ne zaman ki müttefikler pensilin'i seri üretip piyasaya sürme iznini verdi bu tip ölümlerde yüzde 40'tan fazla bir azalma olduğu görüldü.

madem antimikrobiali bulduk artık bütün enfeksiyonları tedavi ederiz sevinci sizin de tahmin edeceğiniz üzere çok uzun sürmedi çünkü öyle olsaydı şimdi onlarca farklı antibiyotik kullanılıyor olmazdı.

bu sevincin uzun sürmemesi antibiyotiğin sadece bakteriyel enfeksiyonlarda etkili olması, virüs , mantar, parazit kökenli hastalıklarda etki göstermemesine ek olarak esas ana bir nedene dayanıyordu, direnç.

bakteriler penislinin seri kullanıma girdiği ilk birkaç yıl sonra takriben 44 gibi penisiline yanıt vermemeye başladı. başlangıçta bu tolerans denilen bir aşamada idi ve bakterinin ölmesi için hastaya verilmesi gereken penisilin dozu artırılarak bu iş çözülmeye çalışıldı fakat nafile, ortalıkta en çok gezen ve deri yumuşak doku enfeksyonundan zatüreye menejite her türlü pisliği yapan bakteriler ( ismi lazım değil) penisilin ile öldürülemez oldu. bakteri al bu da benim billurlarım hüsnü demiş oldu böylece.. ve bu tek hücreli yaratık ile insanlık medeniyeti arsındaki günümüze kadar devam eden ve halen çok ciddi bir problem teşkil eden savaş başlamış oldu.

    insanlık hemen metisilin denilen penisilinin sentetik bir türevi olan yeni bir antibiyotik üretti ve bakteri gerçekten de bu yeni antibiyotiği parçalayamıyordu, böylece skor bir bir olarak dengeye gelmişti.

bakterispor durumu iki bir kendi lehlerine bozdu. metisiline de direnç geliştirdi ve artık çok ciddi bir dirençle karşı karşıya kalımış oldu. zira bu süre zarfına kadar ve bu süre zarfından sonra üretilen ve üretilecek birçok farklı etki mekanızmasına sahip antibiyotiklere de dirençli hale gelmiş oluyordu bu skorla.

e tabi insanlık pes etmedi ve çok etkili antibiyotikler üretmeye devam etti günümüzde de az da olsa devam ediyor ancak oldukça azalmış aşamada. 

günümüzde çok çok üst düzey antibiyotiklere yanıt vermeyen süper dirençli bakteri olarak (panrezistan) bilinen bakteriler var evet sene 2016 ve bakteriler halen önde.

bunu engellemek için , bakterilerin direnç geliştimesini önlemek için gereksiz antibiyotik kullanımına mutlaka ama mutlaka bir şekilde son verilmeli. 

    Antibiyotik, En son çare olmalı en önce kullanılan değil. Çünkü direnç kazanan bir bakteri için ona ilaç üretmek yıllarca sürebilir. Ve tüm büyük salgınlar, bakteriler yüzündendi. Ayrıca, vücut üzerindeki bağışıklık sistemine karşı onu engelleyen yönü de var. 

    Bu yüzden dirençli bakterileri yok etmek için özel antibiyotikler kullanılıyor. Bunlar belli kurallara göre kullanılırdı. Çünkü çok sert etkileri olur ve bakterinin direnç kazanmasına imkan tanınmaz.

    Ama 2015 de kötü bir haber var. Özel antibiyotik olan Colistin'e bağışıklık kazanmış bir bakteriler bulundu. Bu ilaç, eski bir ilaç. Az kullanılır çünkü karaciğere zarar veriyor. Bu yüzden hep az kullanıldı ve bu yüzden bakteriler bu ilaca karşı bağışıklık kazanamamış, hastalara da artık son çare olarak bu ilaç verilerek bakterilere karşı savaş yapılıyordu. 

    Bu kötü bir haber, Çünkü bakteriler için en etkili son silah artık bir silah değil. Yıllarca, Çin'de domuz çiftliklerinde domuzlara bu ilaç verilmiş. Çünkü hayvanların, hastalık yüzünden ölmemesi için. Ne kadar az hayvan ölürse o kadar ucuz olur et. Bu da bize yediğimiz etin sağlık açısından ayrı bir sorununa yol açıyor, hayvan ne kadar sağlıklı ve organik idi. 

    Bu domuzlardan diğer domuzlara, domuzlardan insanlara yayıldı dirençli bakteriler. 

    18 mart 2019 01:00

    2. Siz siz olun bu arkadaşı aç karnına ya da hafif geçiştirdiğiniz bir öğünden sonra almayın 250 mg olanı dahi şiddetli karın krampları ve ishale neden olmakta. Tecrübeyle sabit, ben yaptım siz yapmayın.

    7 mart 2019 15:15 7 mart 2019 15:17

    1. Grip gibi durumlarda hiçbir şeye yaramaz. Boşuna içilmemesi lazım. Maalesef bi aralar ben de çok içiyordum. Antibiyotikler bi süre sonra etki etmemeye başladı ve zannedersem bağırsaklarımdaki faydalı bakterilerde öldü. Çünkü bağırsaklarım b vitaminini üretip kullanamıyor. İlla her ay iğne oluyorum.

    Sadece iltihaplı hastalıklarımda, doktor yazdığında kullanıyorum. MEsela idrar yolu enfeksiyonum olduğunda ilaç olmadan geçmiyor. İlaç kullandığımda 2-3 günde şikayetlerim bitiyor.

    Ya da kadın hastalıklarından sorunum varsa doktor, evli olmadığım için veriyor. Sabah-akşam içiyorum akıntı,kaşıntı gibi sorunlarım

    kalmıyor.

    Bu ilaçlar her şeyde kullanılmıyor. Sonuçta karaciğere ve böbreklere extra yük binmiş oluyor. Nolur nolmaz, her ikisi de önemli organlar. kafamıza göre kullanılacak ilaçlar değiller.

    30 ocak 2018 02:14 31 ocak 2018 10:52


    ilginizi çekebilecek benzer başlıklar