14. yukarıda yazılanları görünce ben de birkaç noktaya dikkat çekmek istedim. suya dayanıklı olan ya da olmayan her türlü güneş kremi kullanımında gerekli(gizlinot: sivilce ve tıkalı komedonların coşmasını istemiyorsak) bir temizleme yöntemidir. doktorların tazeleyin vurgusu güneş koruma faktörünün etkisinin güneş ışınlarına maruz kaldıkça azalması ve en sonunda kaybolmasından kaynaklı. yani krem yüzümüzde eridiği ya da buharlaştığı için değil. şöyle de düşünebiliriz; sürdüğümüz şey bir krem. yani içinde güneş koruyucu aktifler dışında bu kremin yapısını sağlayan onlarca bileşen daha var. tazelememizi gerektiren şey filtrelerin güneş ışığına maruz kalmasıyla doğru orantılı olarak zayıflaması. normal nemlendiricimizde bulunmayan -çünkü cilt tarafından emilmeyen- o ağır şeyler hala duruyor yüzümüzde.(gizlinot: yanlış bilmiyorsam filtrelerin kalıntıları da dahil) ki bu hissedilmeyen bir şey de değil.
sanırım güneş kremi renksiz bir şey olduğu için su bazlı temizleyici yeter gibi geliyor ama bunu spf'li bir fondöten gibi de düşünebilirsiniz. yapıları ve hissiyatları aynı sonuçta. fondöteni dümdüz su bazlı bir temizleyiciyle temizlemeye kalksanız sonuç ne olur söylememe gerek yok sanırım. bu ikisinde bir fark yok düşününce, fondöten kalıntılarının daha gözle görülür olması dışında.
çisem çakır'a katılmadığım tek konu şu olabilir, o herhangi bir doğal yağ ile bu aşamanın yapılmasını önermiyordu. yağ bazlı temizleyiciler özel olarak formüle edildiği için direkt temizlemeye odaklı gibi bir açıklama yapmıştı şimdi çok hatırlayamadım. ben kuru cilde herhangi bir yağ ile masaj yaptıktan sonra su bazlı temizleyici kullanmanın aynı sonuca vardığını hem düşünüyorum hem de deneyimledim. dermotologlar da söylüyor zaten. hatta elimdeki bitince tekrar ona dönmeyi düşünüyorum çünkü ne kadar doğal ve az içerik, o kadar iyi. biraz pazarlama taktiğine dönüştüğünü düşünüyorum ben de. hele bi tane kavanozuna tutup da 200-300 lira fiyat biçilmesi çok astronomik geliyor bana. lüks olmayan markalar yapıyor yani bunu, saçma olan o.