yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (3)
    • medya (0)

    1. Okurken ürperdim,

    buz gibi oldum

    Nasıl bir ülkede yaşıyoruz, neyin savaşı _?

    Daha kaç Enesimiz gidecek

    (link: http://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/yilmaz-ozdil/bordo-1115240/ bordo)

    1 mart 2016 16:46

    2. Nereden başlayacağımı bilmiyorum...

    yazık değil mi bu insanlara, bin türlü kötülüğü görüp de yine de vatan millet aşkıyla canını dişine takarak bu kadar çaba gösteren insanlara, bu mu ödül, böyle mi olmalı sonları, pisi pisine boş yere ölümler, bu vatan kurtarmak değil, bu kurtuluş savaşı değil, bu tepedekilerin bu masum insanları günahlarına alet etmesi, hırslarının, açgözlülüklerinin, kötülüklerinin, sömürülerinin bedelinin bu insanların ödemesi, kendi evlatlarını pamuklara sarmalarken kendileri bunların binde birini yaşamamışken kimin empati kurmasını bekleyeceğiz, göstermelik törenlere katılmalar, yalandan gözyaşları, kimse masal anlatmasın, bırakın rol yapmayı bin tane korumayla katılıp da yer işgal etmeyi bırakın da bu güzel insanların aileleri cenazelerinin yanında yerini alabilsin, insanların acılarını bile yaşamasına izin vermezsiniz ki siz, bu acıların sebebi olduğunuz halde...

    umarım bir gün adalet yerini bulacak umuyorum ki bir gün herşey düzelecek ve bu yaptıklarınızın hesabını bir bir vereceksiniz, inanıyorum...

    1 mart 2016 18:12

    3. yazıyı açıp "enes" ismini görür görmez beynimden vurulmuşa döndüm.

    yazıyı okuduktan sonra ise daha tarifsiz duygular.

    21 şubat pazar günü kardeşimi kızılaya kursa getirdiğimde önümden geçen cenaze aracıyla tanıdım enes demir'i. türk bayrağına sarılı o tabutta yatan yiğit, benim kardeşim de olabilirdi.

    tabii gördüğümde kim olduğunu bilmiyordum, arkasından gelen otobüsün önünde küçük bir karton parçasında gördüm adını: "enes demir".

    hayatımda unutmayacağım 3 an varsa biri de budur.

    otobüsün içinde gözü yaşlı analar, babalar... oğullarını "toprağa" vermeye gidiyorlardı.

    "enes demir" ismini o karton parçasında gördüğüm anda durduğum yerden kıpırdayamadım. belki o yazıyı görmem bir saniye bile sürmedi ama o an zamanın durduğuna yemin edebilirim.

    insanlar kornaya basıyordu, balkonlara çıkıp saygı duruşunda duruyorlardı, benim yapabildiğim tek şey önümden geçen tabutu izlemek, arkasından hıçkıra hıçkıra ağlamak oldu.

    hiç tanımadım onu, hiç görmedim ama ben orda kardeşimin elini tutup annemin gözünün içine bakabiliyorken, onun gözümüzün önünden tabutun içinde geçmesi beni mahvetti. sanki o an karnıma kocaman bir tekme yedim. yakıştıramadım o tabuta 27 yaşındaki bedeni.

    o anı, o duyguyu kelimelerle ifade etmem imkânsız.

    sonrasında durmadan düşündüm.

    "enes demir" o tabutun içindeyken, benim nefes alıyor olmam haksızlık değil miydi?

    benim ne ayrıcalığım vardı?

    yediremedim kendime, hala da yediremiyorum.

    nur içinde yatsın güzel insan.

    arkamdan ağlamasınlar demişsin, affet ne olur.

    1 mart 2016 19:30