yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (25)
    • medya (4)

    25. Edit, bazı noktalar spoiler içerir.

    Geçmişime tutunmaya çalışıyorum. O kadar uzun zaman geçti ki becerebileceğimi sanmıyorum.Sanırım şunu anlaman için çabalayacağım; Ben bir insandan çok atım, ya da attan çok insanım. Hangi yarı olduğunuzun bir önemi yok. Sadece yarım olmak yeter.

    İlk izlediğim zaman, ulan at var insan gibi yaşıyor ve kimse buna dikkat çekmiyor mu, demiştim.

    Dünyanın tuhaflığının farkında olabilirsiniz ya da olmayabilirsiniz. Farkında olanlar da ya bunu benimser ya da böyle bir dünyada barınamamanın acısını çeker. O zamana kadar gördüğümüz BoJack, ikinci seçeneğin tipik bir örneği. Diğer karakterler dünyanın tuhaflığnı farkında olmaksızın benimsiyor, dünyanın “bir insandan çok at” örnekleriyle dolu olmasından memnun görünüyorlar. Mesela vincent Adultman’ın aslında üst üste binmiş üç çocuk olduğunu önemseyen tek karakter BoJack. Başka kimse bu durumun farkında değil ya da dert etmiyor gibi. Belki de doğru olan, her tür tuhaflığı benimsemek.

    Dizide sevdiğim bir şey, bölüm sonlarında her şeyin başa dönmemesi. Ev dağılırsa yeni bölümün başında toplanmış hâlde görmüyoruz, dağınık kalıyor. Mesela Hollywood tabelasının sonundaki d harfi çalındığında, endüstrinin adı Hollywoo’ya dönüşüyor ve Hollywoo adı herkes tarafından benimseniyor. Burada elbette eğlence sektörünün geçiciliğine, içindekilerin “salaklığına” dair birtakım göndermeler mevcut. İnsanların sonuçları nasıl benimsediği yaşadığına dair iyi bir gönderme bu.

    bildiğimiz masal formülleri burada işlemiyor. beklentilerimizin karşılandığı anlar hemen ardından gelen şakalarla kırılıyor. BoJack’e “derinde bir yerlerde iyi kalpli olmak” diye bir şeyin olmadığı söylüyor birisi, neysen osun. Yaşadığın her şeyin sebebi sensin, başka kimseye ya da şeye bakma diyor dizi. Zaten dizinin o sertliği ilk sezonda ortaya çıkıyori.

    BoJack’in “Biliyorum bazen bencil ya da narsist olabiliyorum, kendime zarar verebiliyorum, ama derinlerde bir yerde iyi biri olduğumu bana söylemene ihtiyacım var,” çağrısının yanıtsız kalıyor. İnsan bazen yalanda olsa teselli arıyor, yarına çıkmak için.

    Tamamı denizin altında geçen bölümde bir bölüm var, bir at suyun altında. Bu bölümde bariz hâliyle iletişimsizliğin getirdiği kuvvetli duygusallık, BoJack’in giydiği başlığın megafonu olduğunu keşfetmesiyle sonlanıyor. Belki de tuhaflığı benimseyebilenler, daha rahat iletişim kuruyor.

    Dizinin en temel felsefelerinden bir diğerini de yaşamaya devam etmek mecburiyeti. BoJack’in 2. sezonun finalinde gördüğü, ona “yokuş yukarı koşmakla” ilgili tavsiye verirken “Her gün biraz daha kolaylaşıyor. Fakat her gün yapmalısın, zorluğu burada,” diyen babun ( bu kısım çok hoşuma gitmişti) ya da 3. sezonun sonundaki depar atan atlar buna işaret ediyor. Dizinin belki de en “attan çok insan” ânı da bu koşan atlar görüntüsü. Aslında buradaki ironi de başlı başına bir “insandan çok at” şakası olabilir. tüm o şakaların arasına serpiştiği yaşamak şakaya gelmez mesajı yerleştirilmiş.

    Eski arkadaşı Charlotte’ın kızı Penny’yle yaşadıklarını ya da Sarah Lynn’in ölümündeki sorumluluğunu bir kenara bırakmış gibi görünen BoJack, final sezonu geldiğinde ilk defa hayatını yoluna koymak için bazı adımlar atmaya yaklaşıyor. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı için rehabilitasyona gidiyor, bir okulda hocalık yapmaya başlıyor. Bir süre her şeyi yoluna koyabileceğini düşünüyoruz. Tam da burada dizi bize ve ana karakterine en temel kuralıyla çıkarır ortaya. Eylemlerin sonuçları olurını yaşar herkes.

    diğer film ya da dizilerde olduğu gibi anti-kahraman hikâyelerinde gördüğümüz gibi karakteri mitleştirecek bir ölüm sunmuyor, onu eylemlerinin sonucuyla yaşamak zorunda bırakıyor. Sondan bir önceki bölümde BoJack ölümle barışıyor ama eski en yakın arkadaşı Herb Kazzaz “Öteki taraf filan yok, bu kadar işte.” diyor.

    Esas mesaj gene verilmiş, şu an yaşıyorsun yaşamak zorundasın. Bildiğin kadarıyla tek taraf var ve oradasın işte, daha derinlerde bir şey yok.

    Son bölümde BoJack’in diğer karakterlerle teker teker vedalaşır. Todd’un “Hokey Pokey” adlı çocuk şarkısıyla ona “esas mesele kendini değiştirmeye devam etmek” mesajını vermesine, Princess Carolyn’in onun menajeri olmayı zarifçe reddederek hayatından çıkmasına, Diane’in onunla bir daha görüşmeyeceğini ima etmesini BoJack gözüyle gösteriyor dizi.

    Sanırım dizi yaşarsan ne yapacaksın, nasıl devam edeceksin üstüne kurulu.

    BoJack altı sezon sonunda bitti. Dizi anti-kahramanın basitçe hayatına devam etmesine izin verdi. Ceza da yok ödül de. Sonuçta BoJack’in insandan çok at olması, ya da attan çok insan olması değil mesele. Dünya zaten tuhaf bir yer, o da yalnızca yaşamaya devam ediyor. Bizim gibi.

    O zaman hayattaki tüm gariplikler aslında garip değil. Bize öyle geliyor. Ne olduğun ile ilgili değil gariplik , yaşıyor olmak garip. Yaptıkların ve sonuçları ile ilgili.

    8 kasım 2021 23:30 9 kasım 2021 12:06

    24. Sanırım sonsuza dek izlediğim en güzel dizi olarak kalacak, her ne kadar tahtını Community ile paylaşsa da.

    Hangi bölümünden başlasam övmeye, bilmiyorum. Detaylara o kadar özenilmiş ki, her izleyişinizde yeni bir şey keşfediyorsunuz. Her karakterden kendinizde bir şeyler bulabilirsiniz. Diane'in mükemmeliyetçiliği ve mutlu olmaya karşı direnci, Bojack'in başta kendi olmak üzere etrafındaki herkesi dibe çekmesi, PC'nin kendi problemlerinden uzaklaşmak için kendi hariç herkese yetmeye uğraşması, Mr. PB'nin hedonistliği...

    6x15 bölümü de şuana kadar gözlerimle gördüğüm en iyi şeydir. İzleyin, izlettirin.

    16 ocak 2021 13:54

    23. Bitirmemin üzerinden henüz 4 5 ay geçse de tekrar izleme arzusu nüksediyor. Öyle harika bir dizi. Bu durumu başka hiçbir dizide yaşamadım şu ana kadar. Beni diziye bu kadar bağlayan şey sanırım dizideki hemen her karekterde kendimden bir çok şey bulmam. Özellikle diane. Ah diane...

    Benim için netflixin en güzel yapımıdır kendisi.

    21 aralık 2020 14:27


    22. Tanım: netflix yapımı çizgi dizi.

    İzlediğim en iyi dizilerden biri kesinlikle. Geçen sene başlayıp birkaç bölüm sonra bırakmıştım. İlk bölümleri pek sarmıyor gerçekten de. Karantina günlerinde tekrar şans verip başından kalkamadığım bir dizi oldu. O kadar çok sevdim ki Bi altı sezon daha olsa izlerdim.

    En sevdiğim iki karakter var. Princess carolyn ve mr. Peanutbutter.

    ----spoiler----

    Mr. Peanutbutter: ben bu dizi sayesinde hayatımın aşkının bir labrador olduğunu öğrendim. Mr. Peanutbutter gerçek olmanı ve beni sevmeni o kadar çok isterdim ki... (gizlinot: Telefon zil sesine bayılıyorum bu arada swh) ne katrina ne jessica biel ne de diane hak etti seni. Hele o ergen sevgilini söylemiyorum bile ondan ayrılmana gerçekten çok sevindim.

    Todd chavez: seni sevmemin tek nedeni seslendirenin aaron Paul olması. Bojack'le arana mesafe koyman yaptığın en doğru hareketlerden biriydi.

    Princess carolyn: aahh benim hisli kedim. 25 seneni Bojack gibi biriyle harcamış olman tam benlik bir hareket. Zaten kendimi en çok sende buldum. Sarah Lynn olayı açığa çıktığında Bojack'in arkasını toplarken de dediğin gibi "böyle bir sevgiyi sadece genç ve aptal olduğunda hissedersin." sonunda bir aile kurmana o kadar sevindim ki. Yalnız ben kirpi değil kedi evlat edinsen sanki daha mutlu olurdum gibi (gizlinot: Swh)

    Diane nguyen: en nefret ettiğim karakter bu kadın olabilir. Sürekli bir histerik haller, tripler, bunalımlar. Hiçbir derdi de yok sırf şımarıklığından varoluş sancısı çekiyordu. Mr. Peanutbutter en büyük hayalini gerçekleştirip sana bir kütüphane hediye ediyor sen kavga edip ayrılıyorsun. Hiç mi mutlu olmaz Bi insan? Bari teşekkür etseydin. Ha bir de sinirlenince herkesin sırlarını ortaya dökmen de diğer bir iğrenç özelliğindi.

    Ve Bojack horseman: seni sevip sevmediğimi gerçekten bilmiyorum. Princess carolyn'i üzdüğün için sevmiyorum ama üzüldüğüm bir karakterdin. Sonunda herkesi kaybettin. Kimse bu kadarını hak etmezdi belki de. Bence de korkunç bir ailen vardı ama her hatanda bunun arkasına saklanamazsın.

    Bu arada Sarah Lynn'in britney Spears olduğunu düşünen bir tek ben miyim? Sonun benzemesin britney bitch!

    ----spoiler----

    ilgili medya:
    1
    31 mayıs 2020 23:58

    21. Harika bi çizgifilm, diğerlerinden farkı her bölümde yeni konu yerine olay örüntüsüyle kümülatif gidiyor. Ayrıca bazen o kadar güzel replikleri oluyor ki heryerde paylaşmak istiyorum. 2 3 bölüm kaldı bitirmeye. Tavsiye olunur :))

    12 mayıs 2020 05:27

    20. ilk bölümlerde 'ne izliyorum ben' dememe rağmen, sonraki bölümlerini bayılarak izledim.

    ebeveynlerin çocuk gelişimindeki etkisini çok iyi analiz etmişler. bojack'in ailesi ve diane'in ailesini görünce neden bu kadar depresif ve karamsar olduklarını anladım (gizlinot: beatrice horseman benim babaannem olabilir :d)

    favori bölümüm (link: https://www.imdb.com/title/tt5218434/ fish out of water) hayatı sorgulattı resmen.

    dizinin en sevdiğim özelliği ise arkaplandaki ve jenerikteki detayların sürekli değişmesi. arasıra durdurup mekana bakıyorum. mükemmel eleştiriler var. detaycı bir tipseniz tavsiyemdir.

    11 mayıs 2020 13:43 11 mayıs 2020 15:44

    19. Çizgi dizi olması sizi kandırmasın, izleyebileceğiniz en gerçekçi ve bu yüzden de en depresif dizi olabilir. Öyle kafa dağıtmalık bi dizi de değildir bence, hatta her bölüm sizi ayrı bi varoluşsal krize sokabilir. Depresyon, bağımlılık, travma, yalnızlık gibi konular o kadar iyi işlenmiş ki(gizlinot: çoğu dizide bunların ya romantize edildiğini ya da ötekileştirildiğini görüyoruz). İzleyeli üzerinden kaç ay geçmiş olsa da hâlâ etkisinden kurtulamadığım replikler/sahneler var. Birkaçını buraya bırakıp gidiyorum:

    “I don’t understand how people… live. It’s amazing to me that people wake up every morning and say: ‘Yeah, another day, let’s do it.’ How do people do it? I don’t know how.”

    “You know, sometimes I feel like I was born with a leak, and any goodness I started with just slowly spilled out of me, and now it’s all gone. And I’ll never get it back in me. It’s too late.”

    “When you look at someone through rose-colored glasses, all the red flags just look like flags.”

    “It’s not about being happy, that is the thing. I’m just trying to get through each day. I can’t keep asking myself ‘Am I happy? ‘ It just makes me more miserable. I don’t know If I believe in it, real lasting happiness, All those perky, well-adjusted people you see in movies and TV shows ? I don’t think they exist.”

    “Settle. Because otherwise you’re just gonna get older and harder, and more alone. And you’re gonna do everything you can to fill that hole, with friends, and your career, and meaningless sex, but the hole doesn’t get filled. One day, you’re gonna look around and you’re going to realize that everybody loves you, but nobody likes you. And that is the loneliest feeling in the world.”

    5 mayıs 2020 05:04


    18. 6.sezonun ilk partının sonlarına yaklaştım. bu sezon introsuna kadar farklı, hikayeyi anlatma tarzları sürekli değişiyor ve gittikçe güzelleşiyor.6.sezonda 1-2 bölümü izlerken içimin sıkılmasını ayrı bir sevdim çünkü bölümler,diyaloglar,olaylar o kadar gerçek ki beni rahatsız eden şeyin bu gerçeklik olması çok güzel geldi. her bölüm sonunda "back in the '90s" cümlesini duyduğumda içime o alışık olduğum depresif his çöküyor. bittiğinde inanılmaz üzüleceğim.

    ilgili medya:
    2
    28 ekim 2019 23:11 25 şubat 2020 17:09

    17. aşırı sevdiğim ve biteceğine üzüldüğüm dizi. favorim todd chavez :d herkes kendisinden bir parça bulur bu dizide, öyle ki bazı bölüm sonlarında öylece ekrana bakakaldım.  şarkılar da çok güzel. gerçekten iyiki izlemişim <3

    28 eylül 2019 20:21

    16. 6. sezon fragmanı yayınlanmış olan dizi. Son sezon olması yürekleri burktu ama beş sezondur Bojack’in depresyonunu izliyorduk, bu sezonda da bojack’in rehabilitasyonda ilerleme kaydedip depresyondan çıkmasını konu alacağı için son sezon olması anlamlı olmuş. En azından fragmandan bunu anladım.

    Tanım: insan psikolojisini hayvanlar üzerinden anlatan, izlerken düşündüren çok başarılı bir çizgi dizi. İyi ki olmuş, iyi ki izlemişim.

    28 eylül 2019 13:51

    ilginizi çekebilecek benzer başlıklar