yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (80)
    • medya (0)

    1. bu başlıkta seksizm yapma niyetim yok, idrar yarışı da yapmayacağız. erkeklerin ve kadınların, farklı alanlarda farklı yetenek ve zekalara sahip olduğunu ve birbirlerini tamamladıklarını düşünürüm. bir cinsiyet diğerinden üstün ya da aşağı değildir.

    ama bu cümleyi bir kadın söyledi bana. "erkekler daha zeki bizden, bunu kabul etmek lazım." dedi. kendisini yetiştirmiş biridir kendisi, en azından öyle olduğunu sanıyordum bu cümleyi duyana dek. ama bir üniversiteden mezun olmak çoğu zaman cehaleti alsa da eşekliğe pek bir katkısı olmuyor. bir süre tartıştım kendisiyle ama bazen birinin gözlerine bakarsınız ve anlarsınız ki, ne sizi dinlemek ne de bu konuyu sorgulamak istiyor. anlarsınız ki, umut yoktur ve konuyu uzatmazsınız.

    biz kadınlar, kendi kendimizi dibe çekmekte gerçekten çok başarılıyız.

    "neden tüm bilimadamları erkek? tüm filozoflar? matematikçiler?" sorusunu sordu sonra. kendisini aşağılama konusunda bu kadar ısrarcı olanını görmemiştim hiç. toplumsal baskılar, ataerkil yapılar, sosyolojik analizler, tarihte kadının yeri gibi konulara giremezdim bu kişiyle.

    konuyu süslülüğe ve güzelliğe de bağlayacağım, temadan uzaklaşmadım.

    günlük "biz ne yapıyoruz böyle kendimize?" diye sorgulama videonuz (link: https://www.youtube.com/watch?v=XP3cyRRAfX0 burada). Ama izlemeye üşenenler için özet:

    kızınızı "güzel kızım, prensesim" diye seversiniz. doğaya merakla yaklaşınca "o cici elbisen kirleniyor ama" dersiniz. bir canlıya yaklaştığında "ama mikrop kaparsın" diye korkutursunuz. okul ödevini "of yeter şununla uğraştığın" diye engellersiniz. sonra kızınız günün birinde "bilim fuarı etkinliği" posterine bakar ve posterin yapıştırıldığı camın yansımasında rujunu tazeler.

    4. sınıfta kızların %66'sı matematik ve fen derslerinden hoşlandığını dile getirirken, mühendislik alanlarında uzmanlaşanların sadece %18'i kızdır.

    tamam, kabul. süslenmek, özgüven, aşk, meşk, sevdiğin çocuğu tavlama, saçlarının ahenkle dans etmesi ve senden etkilenen erkekleri direklere falan çarptırman, kolundaki kıllar, rujunun kırmızı tonunun cilt alt tonuna uyması falan...

    ama sizce bir yerde güzellik adına yeterli'den aşırı'ya mı kaçıyoruz hatunlar? yani güzelliğin, zekadan daha öne çıktığı bir dünyada; bu dünyaya uyum sağlamak adına bizim de güzelliğe taparak bu dünyanın yanlış sistemlerine bir çark daha eklememiz ne kadar doğru? nereye kadar 273629 milyonuncu yeni mac rujlarımızı alarak hayatımızı harcayacağız? tamam, erkekler de atom parçalamıyor ancak en azından bu konuda (sixpack sahibi olucam diye biskolata erkeklerine dönüşenler hariç) bizden daha zeki olduklarını kabul etmeli miyiz?

    erkeklerden farklı alanlarda daha yetenekli ve zeki olduğumuz alanların gün geçtikçe daraldığını düşünüyorum. gerçi kadın diye sınırlamamak lazım, insanoğlunun yetenekleri ve zekasının sistematik olarak daraltıldığı bir dünyada yaşıyoruz. televizyondaki programlar, okumamız için piyasaya sürülen kitaplar, dinlediğimiz müzikler, gündem konuları, izlememiz için çekilen filmler gün geçtikçe daha basit, daha ucuz, daha zahmetsiz, daha kolay anlaşılır, daha az zeka gerektiren, daha boş malzemelere dönüşüyorlar.

    beynimiz kıvrımları olan büyük bir kastır. vücudumuzdaki kasları geliştirmek için her gün nasıl bir önceki günden daha fazla mekik çekmemiz, daha uzun süre spor yapmamız vs gerekiyorsa, beynimizin kaslarını da geliştirmek için beyni öncekinden daha meydan okuyucu bilgilerle sarsmak ve şaşırtmak gerekiyor. ancak şu anki sisteme göre, her gün giderek azaltıyoruz beynimizi kullandığımız ve onu zorladığımız anları... bu da giderek daha basit düşünmemiz, daha basit şeylerden hoşlanmamız anlamına geliyor. daha kolay yönetilebilen, en büyük derdi "pembe alt tonlu beyaz değilim :(" olan koyunlara dönüşüyoruz.

    biz... ne yapıyoruz kendimize böyle?

    27 haziran 2014 21:48 27 haziran 2014 21:52

    2. İlk defa duyduğum bir önermedir.

    27 haziran 2014 22:34

    3. hayır hayır, asla başlığın anlatmak istediğinden farklı yöne çekilmemeli bu konu. kadın ve erkek zekasının karşılaştırılması değil amacımız ya da "biz kadınlar, işte süslülükle ilgilendiğimiz için aptalız" gibi bir iğneleme değil kesinlikle.

    anlatmak istediğim, birilerinin bizim paramızla çarkı çevirmeye ihtiyaç duyduğu ve bu yüzden bizi sürekli tüketime zorlaması. sadece bir araç olarak görmemiz gereken bu kozmetik ya da moda ilgisi, bir noktadan sonra hayatımızı ona adamamıza ve artık hayatımızın mutlak amacı olarak görmemize sebep oluyor. eğer rujun x marka değilse ya da şu çantayı edinmediysen, beğenilmeyeceğini düşünmeye başlıyorsun.

    elbette insanlar akademik kariyeri ile cilt alt tonu araştırmasını beraber götürebilir. ama bunu yapan/yapabilen kadın sayısı, yapmayan/yapmamayı seçen kadın sayısına oranla çok az artık. izlediğiniz makyaj videoları, kendinizi geliştirmeye ayırdığınız süreden daha fazla zaman alıyorsa bir durup düşünmek gerekiyor. ya da yeni bir kitap satın almaya para ayırmak yerine, paranızı bilmemkaçıncı kozmetik malzemesine gömüyorsanız, birilerinin fena oyununa geliyorsunuz demektir. ve bu konuda erkeklerden daha kolay oltaya geliyoruz bence. zira alışveriş merkezlerindeki dükkanlar ve televizyonda dönen reklamlar, kadınları hedef alıyor sıklıkla.

    ---

    konudan kendim de uzaklaşmışım sanırım. toparlamam lazım ama başaramıyorum. ama sorular şöyle:

    -güzelliğin zekadan daha yüceltildiği bir dünyada; kadınların özellikle bilim, felsefe gibi konulardan uzaklaşıp hayatlarının merkezini güzellik yapmaları, bu dünyada hayatta kalmak ve toplumda varolabilmek için bunun prim yaptığını görmeleri ve güzel barbi bebeklere dönüşmeye çalışmaları doğru mudur?

    -doğru değilse eğer, (yazar: isabel)in (link: http://www.suslusozluk.net/n/18142/ şu girisinde) verdiği örnek gibi güzelliğini kullanarak istediğini elde edebilenlerin olduğu bir dünyada; bir bilim kadını, bir matematikçi kadın, bir felsefeci kadın çıkması nasıl sağlanır? bu kadınlar bu şekilde saygı göremeyeceklerini bildiği halde, nasıl bu yolda yürümeye ikna olur? dünyada zekanın güzellikten daha önemli hale gelmesini nasıl sağlarız?

    (bkz: güzelliğin zekadan daha işe yarar olması)

    (bkz: güzellikten çıkar elde etmek)

    ---

    not: bu başlık altında kavga edilmemekte, sadece beyin fırtınamsı bir tartışma yaşanmaktadır. zira ben sadece eleştiri yapıyorum bize, "acaba fazla mı kaptırıyoruz şu güzellik meselesine kendimizi" şeklinde. kadınlara bir hakaret de yok tarafımızdan, aksine kadınlara "yeterince iyi değiliz" diyen kadınları irdeliyor ve haklı olup olmadıklarını inceliyoruz.

    27 haziran 2014 23:01 27 haziran 2014 23:53


    4. Hic boyle dusunmedim ve yaşamadım simdiye dek. Yakin tanidigim tum kadınlar cok zeki ve gucluler. Ben de pembe alt tonlu beyaz tenli ve cok zekiyim.

    Zeka derken test cozme hizi midir, diploma ismi midir yoksa hayatta ayakta kalma yetisi mi bilemedim.

    Bir kadin taniyorum isyerinde, herkes aptalligindan yaka silkiyor gorunuste ama hic yorulmadan tum islerini yaptırıyor. Benden daha fazla maas aliyor ve Evet sarisin.

    27 haziran 2014 23:12

    5. (yazar: isabel)(no: (no:14620)) girisiyle ilginç bir noktadan yakaladı konuyu. Bu konuda özel mesajda da derinleştirdik içeriği. bana gönderdiği metni ekliyorum.

    ---

    (yazar: isabel): fikirlerine katılıyorum genel olarak. eleştirdiğim bir yön de yok.

    benim takıldığım nokta gösterdiğin şekilde hayatını yaşamayan, onlar olmadan da mutlu ve başarılı insanlar var. seçkinci olmayalım.

    kitap okumasa da tiyatro opera vs bilmese de güzellik merkezlerinden, avmlerden, günlerden çıkmayan, mutlu ve kendine güvenen insanlar mevcut. böyle olmaktan sıkıntıları yok.

    bir şeyi bu iyi doğru bu diye netleştiremeyiz ve ayrıca böyle gösterirken o şeyden olmayanları da ötekileştirmemeli.

    sevgiler :)

    ---

    güzel bir yaklaşım. amaçsız ve bol para harcayan bir insan olmak isteyen ve bu şekilde mutlu olan, kimseye de bir zararı olmayan birinin, yaşamını bu şekilde harcamasını tercih etmesinin eleştirilmesi doğru mudur?

    benim yanıtım şöyle oldu:

    (yazar: brenda chenowith): amaç mutlu yaşamaksa bu konuda haklısın, karışmak ne haddimize demeli. insan mutluluğa her şekilde ulaşabilir, bu yolla ulaşmayı seçiyorsa kendi bilir.

    ancak beni rahatsız eden, bahsettiğin şekilde yaşayıp mutlu olan insanların böyle olmaktan sıkıntı duymaması ve sıkıntı duymayanların sayısının gün geçtikçe artması zaten. bu tür insanlar, sistematik bir yozlaşmadan geçerek bu hale geliyorlar. bu bir sektör ve para kazanmak için daha fazla para harcayan insana ihtiyacı var, insanların daha fazla para harcamaları için de sistemin bu insanlara güzelliği bir amaç haline getirmesi lazım.

    peki uzun vadede bu umursamadan geçilesi bir durum mudur? bireysel açıdan bakıyorsan, adam o haliyle mutlu ve etrafına zarar vermediği müddetçe sıkıntı yok diyebilirsin. ama etrafa verilen zarar nedir öncelikle? günün birinde kendi evladının da buna dönüşmesi, evladının buna dönüşen insanlarla muhattap olması, para harcayamadığında depresyona girmesi, amaçsız ve çıkar ağırlıklı yaşaması, korkmamız ve değiştirmeye çalışmamız gereken bir durum değil midir?

    aşırı bir örnek olarak, hitler de yahudi soykırımından zevk alıyordu ve yahudiler haricinde kimseye zararı yoktu. abartıyor muyum? "alışveriş yapan insanlar birilerinin ölümüne sebep olmuyorlar" diyebilirsin ama eğer genel olarak güzellik araçtan ziyade amaca dönmüşse, güzel olmayan ve güzel olmak için para harcayamayan insanlar depresyona giriyorsa, günde bir elmayla besleneceğim diye bedenleri çöküyorsa mankenlerin, insanlar karşısındakinin aklına değil de üstündeki elbiselerine göre muamele ediyorsa, insanların kendisini kanıtlama ve birey olduğunu hissetme ihtiyacı okumaktan değil de satın almaktan geçiyorsa, aslında bu sektörün de aldığı can ve yarattığı psikolojik rahatsızlıklar hitler'inki kadar azımsanmayacak miktarda demektir.

    ---

    yanıtım sonrası mutabık kaldık ama bu satırları okuyanların da ekleyecekleri ya da eleştirecekleri noktalar varsa, kesinlikle dinlemek isterim.

    sözlük kurallarına bağlı kalmak için tanım da ekleyelim: bir iddia.

    ekleme: lady door'dan nefis bir "bireylerdeki kendini kanıtlama ve ego tatmini ihtiyacını bu şekilde giderme" yorumu geldi.

    ---

    (yazar: lady door): ben de statu yerine gectigini dusunuyorum: soyle ki; bu tur kadinlarin egitimli ya da egitimsiz olmalarinin ayrimindan cok bir ilgi alanlari olmadigini dusunuyorum, varsa bile fiziksel alanlari ve vakitleri yok. calisip calismadiklari da cok etken bir faktor degil sanirim. yani alim gucu var, alabiliyor, makyaj yapmasi icin zaman veriliyor ona. o alanini kisitlamiyorlar. o da ozgurce yapabildigi tek seyi yaparken, bununla ovunup hava atmaya basliyor. pahali seyler aldikca mutlu oluyor ve gostermek istiyor. bir noktadan sonra da gostermek icin almaya basliyor. kendine is ediniyor bir nevi.

    28 haziran 2014 12:32 28 haziran 2014 13:14

    6. sadece çoğu zaman 'ayrılık' mevzularında kadınlardan daha zekice davrandıklarını gözlemledim bugüne kadar.

    mesela ayrıldıktan sonra hemen unutmaya endekslenmeleri ve biz kadınların salya sümük olmaları.

    yoksa tillahi gelse biz kadınların zekasıyla yarışamaz.

    zeka konusunda aksi bir düşünceyi 'kadınlığa' hakaret sayarım.

    zeka ve akıl ikilisini birbirine karıştırmamak lazım.

    28 haziran 2014 12:46

    7. zeka nedir? bu soru neye göre cevaplanmalıdır bilemiyorum. fakat bildiğim bir şey var; kadın erkekten daha akıllıdır. ve biraz daha üstündür. sürekli orasını burasını yaptıran, bir kitap bile okumamış, avmlerden çıkmayan bir kadın bile sıradan bir erkekten daha akıllıdır. hayatta kalma, ve dilerse istediği birçok şeyi elde etme konusunda gerçekten yeterince akıllıdır. kadın bilmese bile hisseder. onu engelleyen ve yine kimi noktalarda güçsüz görünmesine sebep olan duygusal yapısıdır. kendini güvene almak istemesi ve kırılgan oluşudur. tehlikelere karşı duvar örmesidir. aslında tüm bu savunma kalkanı bile kadının ne kadar zeki olduğunu göstermez mi?

    kadından sonra zeki ve akıllı olan diğer kişi ise, kadının zeki ve akıllı olduğunu bilen, kabul eden adamdır.

    valla da böyle düşünüyorum =)

    28 haziran 2014 13:11


    8. kim demiş. bir kadında aile üyelerine yetecek kadar kol. her çocuğuna yetecek kadar terlik. işe gidecek güç. mutfakta harikalar yaratan bir aşcı yeteneği. yatağa gidebilecek libido. evi çekip çevirecek yetenek. çocukla çocuk olacak beyin. sokakta kokoş olacak makyaj yeteneği. baba yoksa çocuklara babalık annelik yapmak. yeri gelecek kuma olacak sabır. daha sayalım mı. herkeste var demiyorum.ama çoğu bunları yaşar. kadına verilen görev çok olduğu için kadında akıl aranır erkekte zeka. çünki bize verilen görevlerde akıl sağlığını korumak çok önemli. aklı yitirirmemek için zekayı geliştirmeye fırsat bulamıyor olabiliriz.

    28 haziran 2014 18:31

    9. Kadın veya erkek olarak insanları ikiye ayırmak ne kadar yanlışsa bu da bir o kadar yanlış bir önermedir. Bir insan başka bir insandan zeki olabilir ama bu onun cinsiyetiyle alakalı değildir. Toplum yönlendirmesi elbette ki bir günümüz gerçeği, erkek bebeğe mavi kız bebeğe pembe tulum giydirilmesi gibi -ki bu tarz yonlendirmeler bazen çocuğun hayatına mal olabiliyorken. Kız çocuğu eğitimden uzak tutuldu, tutuluyor diyorsak eyvallah ama bu onu ne bir erkekten ne de bir kızdan daha az zeki yapmadı.

    Eğitim eşitsizliği sadece cinsiyet bazında incelenmemeli nitekim. Doğuda yaşayan adamdan daha zeki bir kadın olduğumu ilei sürersem bu erkeklerin kadınlardan daha zeki olduğu önermesiyle aynı derecede yanlıştır. Kendimi eğitimli, doğudaki adamıysa sosyo-ekonomik nedenlere dayandırarak eğitim fırsatına sahip olamamış olarak düşündüğümü belirtmek isterim.

    28 haziran 2014 19:05

    10. (link: http://www.youtube.com/watch?v=jbWFW5cqn8M Esra'nın eski sevgilisine olan mesajını) izleyince, güçlü görünmek için ne taklalar attığımızı görebiliyorum. "daha çok bakımlı oldum sen gidince, daha çok kitap okudum, daha çok su içtim..." gibi cümleler aslında içten bir yakarış. "sadece senin için kendime bakım yapıyordum, sen gidince boşluğa düştüm, yine biri için bakımlı olmak istedim, kendime daha çok bakıyorum ki yine biri gelsin, beni beğensin, benimle sırf güzel olduğum için birlikte olsun, biri olmadan anlamı yok hayatımın..."

    başlık, aslında anlatmak istediğimden farklı noktaya götürüyor konuyu, bu açıdan yanlış bir başlık olduğunun altını çizmeliyim. ama esra örneği sanırım anlatmak istediğime biraz yaklaştırıyor beni. güzel olmak, güzel olduğu için biriyle olmak, biriyle olamayınca amaçsız kalmak, güzel olmayı hayatın amacı haline getirmek... şu anki gösteriş toplumunun da pohpohladığı bu, biz de ego tatminine en kısa yoldan ulaşabileceğimiz yolu seçiyoruz. güzellik beğeniliyor, övülüyor. öyleyse güzel olalım, gerisi için çabalamaya gerek yok.

    3 temmuz 2014 18:24