9.
önceki entry'lerde de yazıldığı gibi minimalizm hayatın birçok alanına uygulanabilen bir kafa yapısı.. kendimi minimalist olarak nitelendirebilirim evet ama önceki halime göre.. kafanızda japon tipi bir minimalist belirmesin yani.
insan ilişkilerinde her zaman seçici oldum, bana iyi gelmeyen saygı duymayan insanları hiç barındırmadım hayatımda. akrabaymış ayıpmış bayrammış seyranmış mantığım hiç olmadı.
kıyafet, makyaj malzemesi, takı toka, ayakkabı konusunda sapıttığım bi 4-5 yıllık süreç var.. 3 sene önce kafama dank etti ve değişmeye başladım.. çoğu insan gibi ben de vererek başladım.. ikinci aşamada elimdekileri tadilat yaptırmaya, yeniden değerlendirmeye başladım.. üçüncü aşama ise yeni birşey alırken seçici olmak.. sapıtmış vaziyetteyken her şeye ama herşeye hevesim vardı.. dolayısıyla gardrobumu sürekli eksik görüyodum.. sonra hayatıma bi baktım tepeden.. örneğin haftasonlarım genelde evde geçer, klas bi mekana gittiğim yok, tiki bi çevrem yok.. ee haftasonu giyecek şık bi kıyafetim yok diye niye zırlıyosun dedim kendi kendime.. şimdi eşofman, sweatshirt, tayt falan giyiyorum haftasonları.. ihtiyacım var histerisinden çıktım..
giymediğim ayakkabı, kıyafetim artık yok diyebilirim... var olan eşyalarımı da kullanmaya çalışıyorum çeşitli çeşitli.. hep aynı eşyalara abanmamaya dikkat ediyorum.. aslında sevdiğim ama kullanamadığım eşyaları da hep elden çıkardım..misal bere şapkaya nedense elim gitmiyo... şal fular ankara'da çok kullanılmıyo çünkü bahar mevsimleri pek kalmadı artık.. 10 cm topuklu ayakkabı çok aldım bi ara ama pek kullanamadım... 7 cm seviyorum.. elbise ve etekte kalem tarzını seviyorum.. kabarıkları eledim.. hırka kullanamadım mesela.. bi ara çok almıştım..
parfüm merakım vardı, her allahın günü parfüm sıkılmayı gerektiren bir hayatım olmadığına karar verdim.
çeşit çeşit makyaj malzemesi alırdım, makyajı kendimde ve kendi hayatımda fazla sevmediğime karar verdim.. bakımsız kadınların olduğu bir iş yerinde çalışıyorum.. haftasonu da dediğim gibi mütevazı bi hayatım var.. makyajı severim aslında da para dökmeye, cildimi fazla yıpratmaya gerek yok..pudra, allık, ruj iş yeri makyajım.. haftasonu makyaj yapmam.. rujlarımın, kullandığım kremlerin sayısını da azaltmaya çalışıyorum.. misal şu anda 10 rujum var.. benim hayat tarzımda 3 ruj falan yeter..
insanın çok fazla eşyası olunca, kullanmaya sıra gelmiyo.. eşyalar eskiyemeden modası geçiyo, sıkılıyoruz vs.. parasını çıkartamıyo yani.. hem evde yer işgal ediyo, hem alabileceğimiz çok daha kullanışlı ve hayatımız uygun bir eşyaya mani oluyo çünkü insan vicdan yapıyo, hem de keseye zarar..
genel olarak da fazla eşyaya hiç gelemem.. evde ikinci kez okumayı hak etmeyen kitapları kütüphaneye bağışladım.. mutfak eşyaları, ev eşyaları aklınıza gelen ne varsa kullanılmayan, ya veririm ya atarım..
whatsapp mesajlarımı, epostaları, galeriyi, mesajları, kullanılmayan uygulamaları, rehberi sürekli temizlerim....
son olarak da youtube'da türkçe bir kanal var minimalizmle alakalı.. ordan öğrendiğim birşey: amaçları elemek.. kafamda çok fazla amaç, plan, hayal vardı.. gerçekleştiremedikçe stres yapıyordu.. oturdum gerçekçi bir şekilde düşündüm.. bence anca şunlara vakit ayırabilirim diyerek bir iki hobi seçtim.. diğerlerini eledim..
tüm bunları yaparken hangi harcama kalemlerinin benim için vazgeçilmez, hangilerinin de benim hayatım için çok da gerekli olmadığını düşündüm.. yani bütçeleme yaptım..aynı şeyi zamana da uyguladım..neler zamanımı yiyor, nelere zaman ayırmalıyım diye oturdum düşündüm..
bunlar benim kendi hayatıma uygun olduğunu düşündüğüm kararlar ve yöntemler.. biri diyebilir ki, yaw haftasonu taytla geçer mi.. ya da 3 ruj olur mu.. herkesin şartları, maddi gücü, zevkleri farklı.. minimalizmi kalıba sokmamak lazım bence.. ama insan sadeleştikçe tüketme güdüsünün nasıl iliklerine işlediğini daha iyi anlıyor.. bunları mutlu olmak için yaptım ve evet daha mutluyum.. amaç bu..
12 ekim 2018 11:05
12 ekim 2018 11:40