55.
Genelde ben. Yakın arkadaşlarımın hep uzun ilişkileri olur. Arkadaşlarımın sevgililerini "arkadaşımın sevgilisi" olarak görmek yerine arkadaş olmayı tercih ediyorum. O yüzden hiç dişlanmadım, üçüncü gibi hissetmedim, hissettirmediler. Arkadastan kaynaklanir zaten bence bu dislanmis hissetme durumlari, sevgilisiyle cok alakasi yoktur.
54.
Sevgiliniz uzaktaysa ve 3.kişi olmak zorunda kalıyorsanız mutluluğu haram ettiren şeydir.ne kadar yakın arkadaş olursanız olun dışarda kalırsınız.yıkık hissedersiniz.çünkü onlar tek kişidir ve siz teki kaybolmuş çorap gibi.
53.
3.kişi olarak en kötüsü, çiftlerin kavga edip üstüne ölüm sessizliğine büründükleri zamandır. Kavganın gerilimi üstüne sessizlikte ne yapacağını bilmemek, etrafa bakınmak, ne yapıyorum ben burada hissi.
52.
bunu ergenlik dönemlerimin başında, ablam eniştemle sevgiliyken çok yaşardım. ikisi elele önümde giderken ben de ablamın yanında yürümeye çalışır hatta bazen ortalarına geçip ellerini ayırır ablamın koluna girmeye çalışırdım. ciddi ciddi ablamı eniştemle paylaşamama durumu oluyordu ama sonradan aslında haksızlık ettiğimin farkına vardım. o yüzden buradan bütün ergen kardeşlere sesleniyorum, ablanızı rahat bırakın.(gizlinot: swh)
51.
Sevgililerin yanında üçüncü kişi olduğunu arkadaşın iyiliği belirler bence. Şöyle ki sana fazlalık gibi davranıyor, sevgili ortamı kurmuşsa bu üçüncülüğü en çirkin haliyle hissederek yaşarsın. Yok gayet normal arkadaş gibi ortak muhabbet ediliyor falansa , sevgilisine sarılıyor , önden onun elini tutup seni bırakıp yürüyor falansa umursamadan o arkadaş görünümlü bencil bir insandır sadece.
50.
Allah canımı alsa da şöyle bir duruma düşmesem.. çok leş bir durum
49.
çok yakın bir arkadaşımla bu durumu yaşadım. kendisi oda arkadaşımdı ve hep beraber vakit geçirirdik, erkek arkadaşıyla da iyi anlaşırdık dolayısıyla çoğu buluşmalarına giderdim. gitmek istemesem de ısrar ederlerdi gittikleri yerden hadi gel diye ararlardı. artık o kadar alıştım ki duruma çocukları gibi hissederdim, kavga ettiklerinde ortamdan yok olmak isterdim. arkadaşımın sevgilisi bu bizle balayına da gelir diyordu. aradan zaman geçti geçen aylarda evlendiler. gelin arabasında beraberdik, düğün bitti evlere dağıldık ve hala onlar eve giderken arabada üçümüzdük.
anlayacağınız süslüler bazen bu durumdan kurtulamıyorsunuz :)
48.
çokça maruz kaldığım bir durumdu.
Biri evden tek çıkamadığı için beni de peşine takardı. Nedense çevrede tatlıüşengeç'ten zarar gelmez gibi bir algı olduğu için, millet izin almak için beni kullanırdı. Ben de hatır kırmamak için katlanırdım. Çok defa, yolda görsem selam vermeyeceğim tipte insanlarla aynı ortamda bulundum.
Başka biri de inatla sevgilisi ile iyi anlaşmamı beklerdi. Bunun için çabalıyordu kız, valla sebebini çözemedim. Bir aradayken ilişkilerini izlerdim, değilken sorunlarını dinlerdim. Neden? Çünkü benim bir hayatım yok, hayatımı kendi ilişkisi ile doldurmaya çalışıyordu kendince. Ah ne büyük iyilik. :)
Yani çiftle iyi anlaşıyorsanız, arada bir eğlenceli vakit geçirilebilir. Ama her zaman değil ya. Muhabbet bir süre sonra ilişkilerine geliyor çünkü. Ve sizi hiç ilgilendirmeyen diyalogların muhatabı oluveriyorsunuz.
47.
iki yakın arkadaşım benim sayemde tanışıp sevgili oldular. ilk başta aşırı mutluydum bu duruma ama sonra kız arkadaşım beni kıskanmaya başladı. halbu ki kızdan çok daha önce o çocukla arkadaştım. sonra kafe de falan otururken böyle sürekli sarılıp öpüşmeler işte aşk çok güzel dünya harika tavırları falan inanılmaz kötü hissettiriyordu beni. çünkü üç kişiyiz ikisi sürekli öpüşüp sevişip duruyor. ya bi adam gibi durun iki dakika konuşup kalkıcaz. zaten sürekli görüyorsunuz birbirinizi...
neyse efendim iğrenç bir durumdur. bir gün sevgilim ben ve başka biri (3 kişi olarak) oturursak asla böyle saçma hareketler yapıp karşı tarafı sıkmayacağım. beynim var çünkü.
46.
Benim bu. Hep çiftlerin yanındaki üçüncü kişiydim sevgililer günü beni çocukları gibi yanlarında gezdirirlerdi. Yanımda yakınlaşırlar bi öğürme gelir e gideyim ben derim salmazlar, yerimi unutup bi konuda bir heves edip sohbete atlayıp bi fikir beyan edecek olsam biri lafımı keser- çünkü unutmayın o ortamda sıfırdan biraz daha etkisiz bir eleman varsa o da sizsinizdir- sonra karşılıklı yine küçük şirin kurlaşmalar şeklinde devam eden sohbetlerin huzursuz dinleyicisi olurdum. Arkadaşım bininci kez dinlediğim anısını bir de orada 1001.kez ayrıntılı anlatır, arkadaşımın hiç ilgilenmediğim sevgilisinin yine hiç ilgilenmediğim yeğeninin yaptığı yaramazlıkları dinlerdim. Bütün bunların yanında kendi kendime “piiii bu muymuş e ben de yaparım o zaman sevgili” tesellilerinin ardında bütün bu maruz kalınan çirkinlikler dolayısıyla şiddetlenen yalnızlık hissi de cabasıydı tabi.