yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (1656)
    • medya (15)

    1656. (link: https://www.suslusozluk.com/süslü-sözlük-itiraf?i=1342793 Bu girdimde) birisine tutuldum demiştim. Artık tutulma sinire ve nefrete dönüştü süslüler. Bir süredir beni görmezden geliyor. Ona inat ben de adım atmıyorum. Ben de görmezden geliyorum. Reddeceğinden yüzde yüz eminim. Elim kolum bağlı oturmak beni gıcık ediyor, gıcık ettikçe de kafama takıyorum. O gününü gün ediyorken ben hayattan soğudum, umudum kesildi. Kendimi utanç ve rezillik içinde buldum. Gerçekten yaptığım çoğu şeyden keyif almıyorum. Arkadaşlarım başkalarıyla flörtleşmemi öneriyorlar ama yok, yapamıyorum. Cesaretim yok, nefret ediyorum romantik ilişkilerden. Zorlanıyorum, çok zorlanıyorum. Böyle bir şeyi kafaya takacak kadar gurursuz olmanın acısını çekiyorum. Hayattaki sınavım gönül işleri olmamalıydı. Yapamıyorum. İçimi dökmek rahatlatmıyor. Hiçbir şey rahatlatmıyor. 

    4 haziran 17:30

    1655. Bunu yazacak doğru başlık bu mu hiç bilmiyorum değerli sözlük ama bugün bir haberi okuyup hıçkıra hıçkıra saatlerce ağladım. Gencecik hayatının baharını dahi yaşayamadan koparılıp giden 20 yaşında akça pakça temiz yüzlü bir çocuk gördüm haberlerde. Okul harçlığını çıkarmak için kuryeliğe başlayıp, haince 25 yerinden bıçaklanarak vefat ediyor. Hani derler ya kelimelerin bittiği yerdeyiz, Türkiye olarak şuan tam oradayız. Bu genci koruyamadıysak eğer bize yazıklar olsun. Yaşadığımız hayatın da, atalarımızın kanını döktüğü bu toprak parçasının da bir anlamı yok artık. O minicik süt kuzusunu bu vahşi yaratıklardan koruyamadıysak, geleceğimizi de kaybettik, bizi bizi yapan değerleri de. Süslülere en büyük tavsiyem lütfen dövüş sanatlarına yönelin, bol bol spor yapın kendinizi koruyun çünkü yasalar bizi korumayacak. Canım o kadar acıyor ki bu haberi okurken bir parçamı da alıp götürdü. 

    15 mayıs 00:56

    1654. Bir gün onu görüp geçecekmişim gibi geliyor. Ve bundan inanılmaz korkuyorum. Sosyal medyada veya yolda bir yerde, onu göreceğim ve o sırada -son zamanlarda olduğu gibi- kafamdaki seslerle cebelleşiyor olduğum için fark etmeyeceğim bile. 

    13 mayıs 03:28


    1653. Sekiz haftasonudur hiç evde durmadım. Kaçmak için hep bi yerlere gittim. Dönüş yolları hüzünlü. Geçmişe dalıp gidiyorum. Pişmanlıklar, özlemler... ama Umarım doğru zamanda temelli kaçacağım. 

    Edit: eski hayatımı gerçekten çok özlüyorum. 

    12 mayıs 19:11 12 mayıs 20:33

    1652. Bugün hamile olduğumu öğrendim açıkçası bu kadar hızlı olacağını tahmin etmiyordum 1 yıl sürer diye düşünmüştüm ilk aydan sürpriz oldu ahahajajja

    Evet yavruşum nasılsın iyi misin keyfin yerinde mi

    20 nisan 19:33

    1651. Hani diyor ya şarkıda "ben gamlı hazan sense bahar, dinle de vazgeç" ne kadar naif bir çaba değil mi? 

    Dinle de vazgeç. Dinle de vazgeç. Uzun zamandır düşünüyorum, vazgeçmeyi bilmeyen biri ne yapmalı? 

    17 nisan 01:42

    1650. (link: https://www.suslusozluk.com/soru/çok-kaygılıyım-çok-stresliyim-ve-durduramıyorum-bu-huyumdan-bıktım-artık Şu soruyu gördükten sonra şu an hissettiklerimi yazmak istedim)  Yaklaşık 3  aydır terapi alıyorum. Terapi uzun bir süreç ayrıca insanın biraz da değişmek için çabalaması gerektiğine inanıyorum. Bu benim cehennemim bile olsa o cehenneme alıştığım için vazgeçemiyorum. Kaygılanmazsam anormal bir şey yapıyormuşum gibi hissediyorum. 1 ay sonra olacak olan bir olay için şimdiden endişeleniyorum. Ve bu yüzden yaptığım çoğu şeyden zevk alamıyorum. Yanımdaki insan o andan keyif alırken ben diken üstünde oturuyorum. Bir örnek üzerinden gidelim bir seyahata gideceğiz biletler, konaklama vs her şey hazır. Uçağa binene kadar ya uçak iptal olursa otele gidene kadar Ya rezervasyon iptal olursa konsere gideceksek gidene kadar ya biletler sahte çıkarsa bizi içeri almazlarsa dönene kadar ya dönemezsek diye endişeleniyorum ve bu benim rutinim olmuş durumda. Bu durumun değişmesini istiyorum ama değişecek mi bilmiyorum

    16 nisan 23:53 16 nisan 23:54


    1649. sevgili günlük buraya yaklaşık 1 yıl önce ex sevgilimin beni terk etmesi üzerine duygusal şeyler yazmıştım.

    Günlüğümü güncellemek istiyorum...

    iyiki terk etmişsin fıstık beni. toksik ayrılış biçiminden (bir mesaj atıp donuma kadar her yerden engelledi) çok etkilenmiştim fakat 1 yıl sonra dönüp baktığımda da haketmiyormuşsun beni hadi sana güle güle toksik aşko.

    12 nisan 13:20

    1648. Bugün 7 nisandı. Birkaç yıl önce 7 nisan'da yine bir pazar günüydü. Birkaç zamandır seni düşünüyordum, ah keşke karşılaşsak diyordum ki o gün, her şeyin parlak, ışıklı ve beyaz olduğu o gün karşılaşmıştık. Bahçedeki banklardan birinde oturup sohbet ettik, güneş gözüme vuruyordu, ben tek söz etmeden sen bunu anladın, güneş seni rahatsız ediyor dedin ve yerimizi değiştirdik. Henüz sana kapılmamış son birkaç hücrem de o an eridi işte. Çok konuştuğum ama anlaşılmadığım bir dönemdi, oradaysa beni konuşmadan anlayan biri vardı, "evreka" diye bağırıyordu bütün hücrelerim. Sonra oradan çıktım, o banktan kalktığımı, arkama hiç bakmadan yürüdüğümü, seni orada bırakıp giderken hissettiklerimi hâlâ dün gibi hatırlıyorum. Birkaç dakika sonra pembe çiçekler açmış bir ağaçla karşılaştım, en sevdiğim ağaç fotoğraflarından birini çekmiştim, o ağaç orada içime benziyordu. 

    Çiçekleri yaşatmak için çok çabaladım, sen ise "çiçeklerin bana dal dal uzansa da değmez elim" diyordun. Olsun. Artık eminim O çiçek açan ağacı benden kimse alamaz. Senin varlığına ya da yokluğuna bağlı değil hissettiklerim. Seni bir kez daha dünya gözüyle görecek miyim bilmiyorum. Görmesem de, görmesen de inan ki hâlâ...

    8 nisan 03:20

    1647. Kendi günlüğüme mi yazsam dedim. Yazamam ki. Başlayıp tamamlayamadığım, tamamlama yolunda hep kendimden kaçarak başarısız olduğum şeyler gibi onu da yapamazdım. Hem şu anda yazdığım kağıt çok ıslanacaktı. 

    Düşüncelerimi kağıda dökmenin rahatlatacağı düşüncesi, ardından aklıma gelen cümleler ve yazacaklarımı düşünmekten bile bunalmam, hep kendimden kaçışım, kendimle savaşım.

    30'a yaklaşırken hala kendimi keşfedememem, tam keşfettim zannederken cesaretsizlikten kendimi keşfedememem...

    Acaba 'iyi, doğru, güvenli' olarak tanımladığımız hayat aslında bizim iyimiz değil mi? Belki de kendimize yaklaşmamız için kötü olmamız gerekiyordur. Zaten hep iyi olup güvende kalmaya çalıştıkça yerimizde sayıp kendimiz olamadık mı? Sonu gelmeyen düşünceler, akıp giden hayat, yerinde saymak, geliştim zannederken daire çizdiğini fark etmek. Öyle işte.

    25 şubat 00:24