179.
narinliği. o kadar narin ki ama ben hayatımda ondan daha narin bir kadın görmedim. tencerede yemek ısınırken kolu bir milisaniye o tencereye değsin, "ay kolum yandı ne olacak şimdi" yemek yapamaz, yatması gerekir. unuttuğunda her şeyi yapar ama onun istemediği bi şey ondan rica edilince "benim kolum yanık sen benden ne istiyosun" olur.
178.
balkanlar'dan yahut eskiden osmanlı toprağı olan bir yerden göçüp gelen herkese gavur demesi hahaha. bir erkek arkadaşım vardı. nereli diye sorduğunda bulgaristan göçmeni demiştim ve gavurla ne işin var demişti. anlattığımda anladı ama artık diline yapıştığı için sürekli aynı şeyi söylüyor. kardeşim arnavut göçmeni ile evlendi. durup durup bu da gavurla evlendi diyor hahaha.
177.
Evde bulaşık makinası varken bulaşıkları elde yıkaması.
176.
eve girip yanına geldiğimde kapıyı kapattın mı diye sorması. hayır. asla. mümkansız anne.
175.
herhangi bir işi ağzında sigarayla yapabiliyor ve külünü hiç silkmediği sigarasından ufacık bir kül tanesi bile düşmüyor. gerçek bir tiryaki.
teknolojik aletlerle arası pek yok, bir şey sorarsa gösteriyorum, "ay çok zor ben yapamam" diyip ben o işi hallederken gidiyor. işim bitip telefonunu geri verince "nasıl yaptığını göstersene söz gitmeyeceğim" diyor. telefonu elime alır almaz yine gidiyor.
aslında pek fazla olmayan ve pek pahalı da olmayan kozmetik-bakım ürünlerime bakıyor, "ay bu kadar şeyi sürersen tabii egzaman olur kız manyak mısın bir de para vermiş o kadar" diye bana söyleniyor, sonra canı sıkılınca gelip "hadi bana cilt bakımı ve yüz masajı yapsana, sonra bir de boyarsın beni" diyor. normalde hiç sevmez bu arada, nivea krem hariç başka bir şey kullandığını da görmedim.
arada yaşadığı absürt olayları anlatıyor, ben gülmeye başlayınca "aç da kıçına gül" diyor. çok orijinal bir karakter. bayılıyorum bu kadına ya.
174.
Her şeyin en iyisini kendinin bildiğini iddia etmesi.
Kimya mühendisi olarak azıcık kimya bilgimle kendisine bir şeyler anlatmaya çalışıyorum bak şu zararlı kullanma, bu temiz bunu kullan vs. Diye. abartma sen de çok biliyorsun sanki der. Onun için tecrübeden daha önemli hiçbir şey yoktur. Çamaşır suyu insan mı öldürmüş? Yok. O zaman içli dışlı olmaya devam.
173.
evi temizlerken kendini harap etmesi. yerden kaldirilacak ne kadar esya varsa hepsini kaldirir, mumkun olsa yemek masasini sirtinda gezdirip supurur. bu evi en ince ayrintisina kadar temizlesen de pislenecek normal bir sekilde temizlesen de pislenecek dememe ragmen kabul etmiyor.
172.
Çok kilo aldın az ye diye söylenip, diyete başladığımda yemeklerini az yiyorum diye trip atması.
171.
Hiç kimseye hiçbir şeye hayır diyememek.
Bugün sabah saatlerinde arkadaşı aradı, yanında bir arkadaşıyla oturmaya geleceğini söyledi. Annem virüsten ölümüne korkan biri olarak "buyurun gelin" dedi. Odamdan fırladım "anne yasak" diye bağırdım. Kadın "kaçar geliriz, soran olursa ekmek almaya çıktık deriz" demesin mi? İşte böyle insanlar yüzünden bu illet bitmiyor. Telefonu aldım ve ağzının payını verdim. Bu dönemde "ay ayıp olur mu? Ay ne der?" Demek yok. Yeter artık böyle sorumsuzlara katlanamıyorum.
170.
Bekarken ailemin evinde annem hep mobilyaların üstünü koltuk örtüsüyle örter ve misafir gelene kadar asla o örtüleri çıkarttırmazdı. Bana bu o zamanlar o kadar saçma gelirdi ki artık o koltuk örtülerine sinir olmuştum. Kendi evime yerleştim ve evde ferahlık sevdiğim için bütün mobilyalarımı beyaz ve krem rengi döşedim. Annemin eve ilk getirdiği şey koltuk örtüsü oldu ve asla sermedim bir köşeye attım o görmeden. Ancak evde 2 kişi yaşamamıza rağmen açık renk mobilyalara zamanla çay kahve lekesi değmeye başladı ve nokta kadar mobilya açık renk olduğu için öyle belli etti ki kendini sonunda annemin örtülerle kapladım koltukları ve misafir gelmedikçe kaldırmıyorum koltuklar mis gibi bembeyaz kalıyor. Yani zamanında garip sandığım huyunun aslında bir nevi haklı sebebi varmış.