yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (10)
    • medya (0)

    1. (link: http://www.metropolishaber.com/saglik/lutfen-bu-drami-okuyun-ve-paylasin-h1488.html haberi)

    linkte yer alan haberi aşağıya kopyaliyorum.

    yazarımız halit tunç aydın özel ege liva hastanesinde kadın doğum kliniğinde yaşanan büyük bir skandalı, aile dramını yazdı...

    sinem çil ve yusuf çil çifti büyük bir heyecan ve mutluluk içinde doğacak bebekleri için son hazırlıklarını yapıyorlardı. her şey yolunda ve mükemmeldi. ikisi de üniversite okumuş, belli kariyere sahip insanlardı.

    doğum günü ve anı geldi. sonrasını anne sinem çil’in ağzından aynen aktarıyorum.

    “doğum öncesi yaptırdığımız tüm rutin kontrollerimi aydın özel ege liva hastanesinde kadın doğum doktoru e. p ve ö. ö eşliğinde devam ettim . hamileliğim boyunca bebekte ve bende herhangi bir sağlık problemi olmadı. doktorum bana ve eşime kontrollerde gebeliğimin normal seyrinde ilerlediğini ve herhangi bir sıkıntının olmayacağını söyledi.

    14 ekim 2017 cumartesi günü saat 07:55’te nişanımın gelmesi üzerine doktorumla telefonla irtibata geçtik. doktorum sakin olmamızı nişan geldikten sonra doğumun hemen gerçekleşmediğini daha zamanımız olduğunu söyledi. telefonu kapadıktan sonra mevzusu geçen hastaneye doğru yola çıktık.09:45’te hastaneye başvurdum. kanamam ve suyum gelmemişti. hiç sancım yoktu. doktor kontrolü için geldiğim hastanede henüz doğum için uygun biyolojik şartlarım oluşmamasına rağmen yatışım yapıldı ve odaya alındım.

    ardından hiçbir ultrason muayenesi olmadan 1 cm açıklıkla bana hemen suni sancı vermeye başladılar. ulaştığım bilgilere göre ilk doğumda hemen suni sancı verilmesinin uygun olmadığı, doğal sancıların oluşması için anneye ve bebeğe zaman tanınması gerektiğini öğrendim. fikrimce o gün nöbetçi olan doktorum e… hanım doğum sürecini bir an evvel başlatarak kendi nöbetten çıkmadan doğumu sonlandırmak istedi ve tekrar hastaneye gelmekten kurtulma niyetindeydi.

    suni sancı e… hanım tarafından hemşireye verilen talimatla saat 10:00 civarında verilmeye başlandı. saat 11:00 civarında bebeğin nst’deki kalp atışlarının zayıfladığını, bunun sıvı basıncından olabileceğini söyleyen e… hanım poşumu patlatarak amnion sıvısını boşalttı. .bu işlem yapıldıktan sonra bebeğimin hareketlerinin zayıfladığını hissettim.

    14:00 civarında epidural anestezi için doktor e… bey tarafından katedral açıldı ve ilaç verildi.yarım saat bacaklarımın uyuşuk olacağını sonrasında geçeceğini söyledi ve beni tekrar odama götürdüler.o gün nöbetçi olan ve ismini hatırlayamadığım ebe sürekli açıklık muayenesine gelip bebeği tutan bir şey olduğunu söyleyerek onu açmaya zorladı.sancılarım şiddetlendiğinde saat 16:00 civarı epiduralkanülden tekrar ilaç verildi.

    17:45’te açıklığımın 8 cm civarı olduğu söylenerek doğumhaneye alındım. bütün ıkınma denemelerime rağmen bebek çıkamıyor ve karnımda yukarıya doğru toparlanıyordu. doğum ilerlemediği için 18:30’da annem ve eşim bana destek olmaları amacıyla doğumhaneye alındılar. onların yardımıyla 10 dakika kadar bana söylenen egzersizleri yaptım. eşim ve annem dışarı çıkarılırken ben tekrar doğum masasına alındım. bana söylenenlerin hepsini uyguladım.her ıkınmadan sonra bebeğin geri çekildiğini ve doğumun zorlaştığını söylediler. bunun üzerine bebeği aşağı itebilmek için 3-4 kişi (ebe, hemşire ,personel) aynı anda bebeği aşağıya doğru bastırmaya başladılar. arada doktorumda bastırma denemelerinde bulundu. aralarında güçlerinin yetmediğini konuşup yardım isterlerse yine kadınların bir işi başaramamış olacağıyla ilgili dalga konusu olacaklarını konuştular ve bir müddet daha zorladılar. bebeğin başının çıkışa dayandığı bilgisi verilip, başının üstü bana hissettirildi .güçleri yetmeyip başarılı olamayınca anestezi uzmanı e… beyi çağırdılar. 15-20 dakika sonra e.... bey geldi ve yukarıdan basınç uygulayarak doğuma destek oldu.

    bebeğin kafası bana hissettirildikten 35-40 dakika sonra,saat 19:20’dedoğum gerçekleşti. bebek doğduktan sonra hiç ağlamadı. gördüğümde kıpırdamıyordu ve rengi mordu. bebeğim nefes almadığı için balonlu bir alet ile oksijen verdiler. yaklaşık 40 dakika anestezi uzmanı e… bey bebeğe müdahale etti ( bize verilen epikrizde ise çocuğum solumadığı için başka işlemlerin daha yapıldığı yazıyordu). bebeğimin durumunu sorduğumda durumun iyi olduğunu sadece çok yorulduğu için hareket etmediğini söylediler.

    bu sırada çocuk doktoru ö. g. bebeğe müdahale sırasında doğumhaneye geldi. durumun ciddiyetini önemsemeyerek bebeğin gayet iyi olduğunu sadece yorulduğunu kendisinin düğüne yetişeceğini söyledi.

    daha sonra bebeğimi kucağıma verip emzirme denemesi yaptılar. fakat bebeğin çenesi kilitliydi ve memeyi almadı. zaten çok hareket etmiyordu ve kasılmış durumdaydı. takdir edersiniz ki bu aşamalardan geçmiş ve bu müdahalelere maruz kalmış bir bebeğin direk yoğun bakıma alınması gerekirken anne memesine tutulması da ayrı bir ihmalkarlıktı. sonrasında beni giydirip bebeğide ebe kucağına alarak doğumhaneden çıkardılar.

    bu sırada doğumhanenin kapısında doğum sürecinde doğumhanede yanımda bulunan hasta bakıcı güllü’nün çok ağladığını gören annem bebeğin sağlık durumuyla alakalı bir şey mi var dediğinde güllü gayet iyiler diyerek yanından kaçarak uzaklaşmış.

    ikimizi de saat 20:00’de hastane odasına getirdiler, bebeği de odadaki kuvezin içine koydular ve oksijeni açtıklarını söylediler. kuvez yeterli vasıflara sahip değildi, kapakları dahi kırıktı. merkezi sistemden oksijen vereceklerini söylediler. ö… bey son kez yanımıza uğrayarak bebeği muayene etti ve kasılmış halinin korkudan, çenesini kilitlemesinin ve çenesinin titremesinin emme refleksinden, kollarının titrer halinin moro refleksinden olduğunu söyleyerek o haldeki bebeğimi anne bebesi alması için yeniden göğsüme verdiler. bebek hiçbir şekilde ağzını açmadı, çenesi kilitliydi. kucağımda da sanki bir şeylerden korkmuş gibi sürekli sıçrıyor ve kasılıyordu.

    bebeğimin bütün bu sıkıntılı durumuna şahit olan dr. ö…. bey hiçbir sıkıntı yok diyerek yanımızdan ayrıldı.

    o sırada ziyarete gelen arkadaşımız melih korkmaz doktorla hemşirenin bir diyaloğuna şahit olmuş. bebeğin durumuyla ilgili çok endişeli görünen hemşirenin doktora bebeğin kan gazının hala alınmadığını söylemesi üzerine özgür bey makinanın bozuk olduğunu ,suyu bulandırmamasını söyleyerek hemşireyi susturmuş.

    saat 22:00 civarında bebeğimi serum takılacak diyerek doğumhane katına çıkardılar. bu sırada ö…..bey bebeğimin yanına gelmiş. kuzenlerim meltem atar ve mustafa atar doğumhanenin önünde bekleyerek bebeğin başındaki paniği gözlemlemişler. doktor ö…bey ile hemşire melike’nin bebekle ilgili diyaloğuna şahit olmuşlar.hemşire ö… beye birşeylerin ters gittiğini,bebeğin durumunun iyi olmadığını söylediğinde ö… bey bebek gayet iyi diyerek hemşireyi azarlamış.

    bir sıkıntı olduğunu sezen kuzenlerim bebeğimizin durumu ile ilgili endişeli olduklarını daha teşekküllü bir hastaneye sevkini istediklerini söylemişler ve bu konuda ısrar etmişler. ö…bey gayet kendinden emin sevk etmeye gerek olmadığını, hayati tehlikesinin olmadığını söyleyerek reddetmiş. daha sonra bebeğe serum takmadan odaya getirdiler.

    gece saat 00:00’da kayın validem aysel çil bebeğe bakmak için kuveze gidip, kuvezin içine elini soktuğunda içindeki oksijen hortumunun hava üflemediğini fark etti. o sırada duvardaki göstergeye baktığımızda civa yükselmiyordu ,yani sıfırdı. hemşirelere bu durumu söylediğimizde hemen hallediyoruz diyerek merkezi sistemi açmaları için bir yerlere telefon ettiler.

    yaklaşık yarım saat sonra açıldı ve civa yükseldi. fakat bu süre zarfında bebeğin başına tas gibi bir şey kapatılmıştı ve zaten bebek zor nefes alırken bir de kendi karbondioksitine maruz kaldı. dolayısıyla bebeğimiz 4 saatten fazla süre oksijen alması için yatırıldığı kuvezde daha da fazla karbondioksitine maruz kaldı.

    bu zaman zarfında nöbetçi hemşireler telaşlı halde sürekli bebeğin başına gelip giderek, kendi aralarında fısıldaşıp bebeğin videosunu çekip birilerine gönderiyorlardı. doktor hastaneden ayrılmadan önce annem kantinde doktoru yakalayarak bebeğimizin normal olmadığını,çok titrediğini söyleyip huzursuz olduğunu dile getirmiş.doktor bey bebeğin anne karnından yeni çıktığı için üşüdüğünü ve doğum zor olduğu için bebeğin yorgun olduğunu,hayati fonksiyonlarının normal olduğunu söylemiş.

    00:00’da hemşireler şırıngayla bebeği beslemeye çalıştı fakat bebek yutmadı. mamanın bir kısmı dışarı çıkarken geri kalanını genzine aldırdı. beslemenin sonunda bebek morarmaya başladı. hemen dik konuma getirerek sırtına vurdular.bir müddet kucağıma verdiler.nefes alış verişi çok randımanlı değildi.10-15 dakika kadar kucağımda durdu. sonra tekrar kuveze koydular .

    sıçramaları hala devam ediyordu.02:00’de hemşireler gelip bebeğin şekerine bakıp yeniden beslemeye çalıştılar.5 cc kadar mama verdiler. 04:00’de yeniden beslemeye geleceklerini söyleyerek yanımızdan ayrıldılar. saat 04:00’e doğru bebek aniden simsiyah oldu ve balon gibi şişti.

    annemin kuveze doğru koşmasıyla ben bebeğime ne oluyor diye çığlık atmaya başlayınca,hemşireler panikle odaya gelip bebeği alıp tekrar doğumhaneye çıkardılar.04:30 civarı ö… bey geldi. müdahale edildi, akciğer grafisi çekildi, serum takıldı. eşim yusuf çil doktor ile hemşirenin konuşmalarına şahit olmuş.ne teşhisi koyacağını bilemeyen doktor hemşireyi azarlamış. sonrada metabolik rahatsızlık teşhisi ile 15.10.1017 tarihinde saat 05:30’da bebeğimi aydın kadın doğum hastanesine sevk etti. eşim bebeği doğum hastanesine götürdüğünde doktorlar geç kalınmış olduğunu doğumun üzerinden 10 saat geçtiğini,ilk 6 saat içinde sevk edilmiş olsaydı soğutma tedavisi yapılarak bebeğin durumunun daha iyi olabilme ihtimali olduğu ,fakat süre geçtiği için bunları yapmak için geç olduğunu söylemişler.orada da ertesi günü durumu kötüleşen bebeğim 16.10.2017 saat 18:00 civarı adnan menderes üniversitesi yenidoğan yoğun bakım’a sevk edildi.

    16.10.2017 pazartesi günü saat 10:00 sularında doğum raporu ve epikriz raporlarını almak için eşim yusuf çil, annem dudu uğuz ve kuzenim erdinç satıh özel ege liva hastanesine gitti.

    çocuk dr ö. g’den epikriz raporunu alan eşim kuzeni çocuk doktoru eda karadağlı’ya raporu göndermiş. raporu gören kuzeni raporun yetersiz olduğunu söylemiş.tekrar yetkili birisiyle görüşmek isteyen eşim, annem ve kuzenim erdinç satıh’ı başhekimin odasına almışlar. bu sırada eda ile ö. bey eşimin telefonundan yarım saati aşkın süre konuşmuşlar. ö bey ısrarla eda’yı bir sıkıntı olmadığına ikna etmeye çalışmış. sonra telefonu alan başhekim erdal bey ‘biz de doktoruz anlayın bizi’ diyerek olayı tatlıya bağlamaya çalışmış. eda raporu yeterli bulmayıp ikna olmayınca ö. bey ikinci bir epikriz raporu düzenlemiş. kadın doğum doktoru e… hanım’ın epikriz raporu da mevcuttur.

    35 gün yoğun bakımda yatan bebeğim ciddi nöbetler geçirerek zor hayata döndürüldü. ö…g ’in metabolik rahatsızlık teşhisi ile sevk edilmemizin üzerine bütün ayrıntılı tahlilleri yaptırdık.

    laboratuvar sonuçlarına göre bebeğin hiçbir metabolik rahatsızlığı bulunmamaktadır. bebeğimin şuandaki durumunun tek sebebi doğum süreci ve sonrasında oksijensiz kalmaya bağlı asfiksidir.

    bebeğimin beynindeki ödem hala devam etmektedir. kafa tasının üstündeki kemikler doğumda sıkışmaya ve zorlanmaya bağlı olarak üstüste binmiş durumdadır. beyindeki hasarın boyutu halen tam tespit edilememekle birlikte bebeğim 2 aylık olmasına rağmen hala ağlamamakta, gülme refleksi , emme refleksi , yutma refleksi bulunmamaktadır. işitme testine 3 kere gitmemize rağmen sol kulağı işitme testinden geçememiş durumdadır. göz muayenesinde beynindeki ödeme bağlı olarak göz sinirleri ve göz takibi zayıf bulunmuş, 3 ocak 2018’e göz sinirlerini değerlendirmek üzere tekrar randevu verilmiştir. yenidoğan bölüm başkanı prof. dr münevver kaynak türkmen ve çocuk nöroloji uzmanı prof. dr ayşe fahriye tosun’un öngörüsüne göre bebeğim serebralpalsi(beyin felci) adayıdır. doğum süreci ve sonrasında yaşadığı sıkıntılara bağlı olarak ciddi epileptik nöbetler geçirmiş olup şuan halen iki adet antiepileptik ilaç (kepra ve luminaletten) kullanmaktadır.

    ciddi ihmalkarlıkların olduğuna inandığım doğum hikayem ve bebeğime müdahale aşamalarındaki eksiklikler zaten birbiri ile çelişen doktor ö… bey’in yazdığı epikriz raporlarında da mevcuttur.zor doğum sonucu doğan ve nefessiz kalan bir bebeğin ilk kan gazına bakılması gerekirken bebeğimin ege liva hastanesinde hiçbir şekilde kan gazına bakılmamış yoğun bakıma alınmamıştır. bir yenidoğana uygulanması gereken rutinler bebeğime tam anlamıyla uygulanmadığından bebeğim ciddi ihmale maruz kalmıştır. bebeğin doğumdan sonraki durumu ve kuvezin yetersizliği elimizdeki videolar ve resimlerde de mevcuttur.

    sabah sabah yüreğim yandı... büyük rezalet...

    28 haziran 2018 11:13 28 haziran 2018 11:15

    2. biraz önce ekşi'de gördüm başlığını ve tam buraya taşımak için girmiştim.

    ikinci bir (bkz: 9 nisan 2017 koru hastanesi rezaleti) vakası ne yazık ki. umarım tez zamanda tüm suçlular cezalarını bulur ve bebek sağlığına kavuşur.

    28 haziran 2018 11:21

    3. İnanılmaz sinirlerimi bozan ihmalkarlık. Okurken kalbim daraldı. Bence emsal olması gereken ciddi bir ceza verilmeli. Hatta bu ceza başhekiminden hasta bakıcısına kadar kapsamalı. 

    28 haziran 2018 11:44


    4. Tam anlamıyla bir rezalettir. okurken dehşete düşürendir. 

    28 haziran 2018 12:39

    5. Ya o minikle sizin derdiniz neydi vicdansızlar. Yalan üstüne yalan yalan üstüne yalan orda kendi isminiz karalanmasın diye yaptıklarınıza değdi mi. Saatlerce bir bebeğın bir canın göz göre göre oksijensiz bırakılması ne demek ya. Yapamıyorsanız da yapamıyoruz diyeceksiniz göndereceksiniz başka yere en azından bu kadar insanlara eziyet çektirmeye devam etmezdiniz.Orda o bebeğin çektiği acılar yetmiyormuş gibi ömrü boyunca da çekecek belki de.

    28 haziran 2018 16:21

    6. olayın geçtiği hastaneyi,ve doktorları okurken hiç ama hiç şaşırmadığım rezalettir.Her ne kadar isimler gizlenmiş olsada ben gayet yakından muayene olduğum için biliyorum o ismi.Bu doktora şüpheli bir durum için muayene oldum(özel hastane daha temiz ve daha ilgililerdir diye bir düşünceye kapıldım),biopsi yapalım sonuca göre bakarız dedi o gün biopsiyi verdim.Sonuçlar çıkınca ciddi bir durum varsa ben sizinle iletişime geçeceğim dedi,peki dedim hastaneden ayrıldım.Aradan epey bir zaman geçti,hastaneyi sonuçlar için aradığımda bir kötü bir şey yok olsa doktorunuz sizi arardı dediler kapattım ama içim hiç rahat değil.Daha sonra tekrar aradım hastaneyi,sonuçları mail adresime gönderilmesini istiyorum dedim,peki dediler gönderdiler (bu arada biopsinin üzerinden epey zaman geçti) 

    Sonuçları açtığımda tabiki anlamam çok zordu kısa bir google araştırması sonunda aşağı yukarı ne yazdığını anladım ve doktoru aradım (bu arada ben başka bir şehirde yaşıyorum).Sekreteri ısrarla numaramı alıp beni arayacaklarını söyleyip kapatıyor(tam 5 kere arayıp numaramı verdim)Ve sonuç;biopsi sonuçları çıkınca riskli bir durumda beni arayacağını söyleyen o ismi geçen doktor kesinlikle telefonlarıma çıkmadı.Ortada sonuç var ama muayene olduğum ve muhattabım olan doktor ortada yoktu.Evet hissettiğim gibi sonuçlarım riskli;gittiğim başka bir doktor gayet güzel açıkladı ve ciddi kontrol altında olmam gereken biri olduğumu öğrendim(o an ki öfkemi size anlatamam)

    Evet benim bu yaşadığım tabiki bu annenin yaşadığıyla kıyaslanamaz bile okurken içim parçalandı.Amacım sadece bu kurum ve kişilerin sorumsuzluğunu göstermekti.Mahalle arası market açar gibi hastane açıp içine sırf adam çalıştırmak için meslek etiğinden yoksun doktorlar yerleştirince malesef bu gibi örnekler kaçınılmaz oluyor.Yaşanan acıya diyecek söz bulamıyorum umarım en kısa zamanda yavrusu sağlığına kavuşur ve sorumlular bir an önce cezasını bulur.

    28 haziran 2018 23:55 29 haziran 2018 00:04

    7. Ayyy tüylerim diken diken okudum haberi ve annenin raporunu. Sinirden sıcak bastı vallahi. 

    Bebek beyin felci adayıymış çoğu refleks görülmüyormuş, kıyamam o bebeğe kıyamam o aileye. İnşallah sıhhatine kavuşur yavrucak.

    Siz doktorsunuz size güveniyor bir anne karnında binbir güçlükle büyüttüğü sağlıklı bebeğiyle ve siz onun yaşamını elinden alıyorsunuz! Okurken inanmak istemedim, gerçek olmasın diledim. Hayır çok merak ediyorum bunun vebalini nasıl ödeyeceksiniz? Bu vicdan azabıyla nasıl huzurlu uyuyacaksınız? Dilerim ki her gece yatışınızda o bebeği görün, çaldığınız hayatı görün! 

    29 haziran 2018 00:13


    8. hayatımda okuyup okuyabileceğim en korkunç şey. küçücük bir bebeğin geleceğiyle hayatıyla oynandı daha doğmadan. doktorların ve hastanenin rezaletini geçtim de, hiç doğum yapmamış bir anne adayı kendisine nasıl suni sancı verilmesine müsade ediyor? neden ilk 6 saat içerisinde nakil ısrar edilip gerçekleştirilmiyor. aklım bir türlü almıyor hangi insan göre göre bunu yapar ya?  herkesin boykot ettiği bazı şeyler var ya, ben de özel hastaneleri boykot ediyorum uzun zamandır. aynı şey değil ama kendime ait olmayan 3. şahıs olarak gözlemlediğim bazı özel hastane anılarını anlatmak isterim. halam özelde üç defa basur ameliyatı oldu, üçünde de bilerek kötü yaptılar. hatta ikincisinde ameliyattan çıktıktan bir saat sonra içten takılan tel midir nedir öyle bi şey attı. doktor da resmen ekstra para istediğini belirten bir dille konuştu. denk geldiğimiz bütün hastaneler böyleydi en son devlette ameliyat oldu ve iyileşti. bir hastanenin sırf “özel” olması onu en iyi hastane yapmaz, kanımca iyi yönetilen bir ülkede bütün hastaneler hastalarla aynı özende ilgilenmelidir. hastanenin bahsedilen özelliklerine de bakılırsa herkesin parayı cebe attığı ne kadar da belli. bu bebeğin vebali herkesin boynuna.

    29 haziran 2018 02:34

    9. bundan 20 yıl önce akdeniz üniversitesi tıp fakültesi hastanesinde de , prematüre doğan kardeşimin göz sinirleri verilen oksijen neticesiyle yandı, istanbul daki olabilecek lazer tedavisine 45 gün geç gönderildi ve kardeşim görme engelli şu an. doktorun babama söylediği ise “ ne ilk ne sonsunuz “ idi.

    hiçbir yasal yaptırım olmadığı müddetçe, doktorlar hemşireler birbirini kayırdığı, hastaneler bu ihmallerin üstünü kapattığı sürece ne özel ne devlet fark etmez bu olaylar son bulmayacak. 

    inşallah bebek sağlığına kavuşur. inşallah bu sefer olayın üstü kapatılmaz. çok geçmiş olsun.

    29 haziran 2018 12:11 29 haziran 2018 12:12

    10. Biz okurken üzülüyoruz o aile ne yapsın biri söylesin bana. Süslüler ne gibi yaptırımda bulunabiliriz ne yapabiliriz bilmiyorum ama en azından aileye destek için başlığı yukarıda tutalım. Sitelerine yazılanları saniyesinde siliyorlar hastene olarak çünkü .Bu arada doktor müsveddesinin adı Özgür Gel , ilgilileri için.

    29 haziran 2018 13:21