millennium üçlemesi

1. isveçli gazeteci, yazar stieg larsson'ın ölümünden sonra ( yaklaşık 4 yıl) yayınlanmış kitap serisi. ejderha dövmeli kız, ateşle oynayan kız ve arı kovanına çomak sokan kız olmak üzere üç kitap. isimlerin irite edici olduğunu biliyorum ancak; bu bir yanılgı, şu an bestseller olmuş bir çok çöp kitabın yanına bile yaklaşamayacağı dolulukta ve orijinallikte bir polisiye serisi. sevgili larsson erkek olmasına rağmen bizim ülkemizden alışkın olmadığımız bir şeyi yapıyor ve feminist alt metinlerle yazıyor. ana karakterimiz olan lisbeth çok zeki ve bir iş bitirici, evlenmeyi hayal etmiyor, hayatının aşkını aramıyor, aşık olduğu için değil canı istediği için seks yapıyor, {spoiler}romandaki erkek karakterin hayatını kurtarıyor{spoiler}. her bölümün başında kadınların başına getirilen şeylerin istatistikleri var ( örnek: isveç'te her yıl x sayıda kadın tacize uğruyor). romanların sahip olduğu tek alt metin feminizm değil elbette, sosyalizm de ağırlıkla kendini hissettiriyor ve çok da iyi ediyor; zengin erkek virali yapmıyor mesela, hatta zengin iş adamlarının ekseriyetle iyi olmadığı bir dünya var romanda (gerçekte olduğu gibi); çeşitli kurumlardaki rüşveti ve görevi kötüye kullanmayı da gözler önüne seriyor larsson. ilk kitap iki kez filmleştirildi. biri amerika yapımı, david fincher tarafından yönetildi, rooney mara ile daniel craig oynuyorlar, diğeri ise isveç yapımı, Niels Arden Oplev tarafından yönetildi, başrolde naomi rapace var. ikisini de izledim, ikisini de pek güzel buldum :) ayrıca isveçliler diğer iki kitabı da filmleştirmişler, henüz onları izleyemedim ama.

not: fincher yapımı filmin açılışı aşırı (link: https://www.youtube.com/watch?v=qwj2Y0OsjbQ iyidir)

2. okurken heyecan-gerilimle beraber türkiye-isveç farkını gözlemleyebildiğimiz seri.

romanın ana karakterlerinden gazeteci olan erkeğin (gbkz: adını hatırlayamadım şimdi) evli bir kadınla ilişkisi var. Kadının kocası bunu biliyor ve dert etmiyor. Biz de olsa o adama gavat deriz, godoş deriz.

Aynı gazeteci ülkenin en taşaklı firmalarından birini alaşağı ediyor; ne bir tehdit, ne bir gazete basılması, ev yakılması. Bir de kaynağını sorduklarında "bu gazetecilik ilkesi gereği gizlidir; açıklayamam" gibi bişi diyor kimse eşelemiyor.

3. seri adının aksine çok kaliteli bir seri arkadaşlar. ilk kitabı lisbeth üzerinden giderken son kitapla daha siyasi konulara uzanılıyor.

bir de mikael blomkvist adlı malum gazetecimiz, evli editörüyle fingirdiyor ve kadının adeta bambu ağacı olan kocası teki göstermiyor. bu konu hakkında fikirlerimi yazmaya bile tenezzül etmiyorum orası ayrı da, okuyunca dedim, ne kadar da hoşgörülü ve güzel insanlar. çünkü bir erkek karısını aldatırsa, o erkek karaktersiz ve şerefsiz bir insanken, bir kadın kocasını aldatırsa, bu gayet olabilir bir şey. hatta aldattığı kocası da medenice hiç tepki vermemeli. gönül işleri yaane. ve bizim ülkemiz buna halen alışamayan bir ortadoğu ülkesi :(

spoiler spoiler spoiler

koca kitapta en basiti lisbeth'in fotografik belleği, hackerlığı, maruz kaldığı ensest kabuslar varken benim ilgimi çeke çeke bu çekti.