2. Hayalgücüne, bilgi birikimine hayran kaldığım yazardır. Ben Sandman serisi ile tanıdım kendisini. İlk kitaptaki cehennem sahnesini hala unutamam. Bir zebaninin çaldığı miğferini geri almak için baş karakter dream cehenneme iner. Milyonlarca şeytan tarafından kuşaltılmış çaresiz bir durumdayken hırsız Zebani ancak bir şartla kendisine miğferi vereceğini söyler. Olur da Dream kendisini bir oyunda yenebilirse miğferini geri alabilecektir. Oyun tarafların birbirini hayalgücü ile alt etmesini gerektiriyordur. Zebaninin "ben güçlü bir kurdum" diye oyunu başlatan cümlesine dream "ata binmiş heybetli bir avcıyım" diye cevap verir, zebani de "ben atı rahatsız edip avcıyı sırtından atmasını sağlayan bir sineğim" diye kontra-atak yapar vs. vs. Böyle de ilginç bir oyun yani. Oyun neticede dream'in "i AM THE uNivERSE. ALL THiNGS ENCOMPASSinG, ALL LiFE EMBRACiNG (ben her şeyi kapsayan, hayatı sahiplenen evrenim)" demesine kadar gelir. Zebani de sırıtır ve şöyle cevap verir: İ AM ANTi-LiFE, THE BEAST OF JUDGEMENT. i AM THE DARK AT THE END OF EVERYTHiNG. THE END OF uNiVERSES, GODS, WORLDS... of everything. Yani, "ben hayatın karşıtıyım, kıyametin canavarıyım. her şeyin sonundaki karanlığım. Evrenlerin, tanrıların, dünyaların... Her şeyin." Nefesler tutulur, zebaninin kazandığı kesindir. Sonra dream gülümser ve cevabı yapıştırır, "i am hope (ben umudum)".
Ateist olamıyor oluşumun nedenini çok güzel özetler bu sahne.