yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (9)
    • medya (0)

    1. kendisinin cenazesini hatırlıyorum canlı yayında izlemiştim. ve ne alakasaysa muhabir yayını anlatırken. ingilizlerin diğer bir özelliği ise üst dudaklarını hareket ettirmeden konuşmaları. şimdi ne alakaydı bunu söylemek dedim içimden. hakketten dikkat edince öyleler. kadının ne güzel saçları vardı ya. kıskanmamak mümkün değildi. a be kaynana ölmedin gittin.

    6 mayıs 2014 19:06

    2. Bodrum'da bir karikatürist tarafından bakışlarımın benzetildiği kadın.çok naif ve asil olduğunu düşünüyorum.Güzel kadındır.Yüzünden belli güzel bir kalbinin olduğu.Nur içinde yatsın. BBC'nin yaptığı belgeselde "well there were three of us in this marriage, so it was a bit crowded." cümlesini söylerken ki surat ifadesiyle içimi acıtmış gözlerimi doldurmuştur.

    23 haziran 2015 23:47

    3. Gönüllerin prensesi. Bana ne sanki benle ne ilgisi varsa bu kadına ara ara kafayı takıyorum. Bütün fotoğraflarına bakıyorum, belgesellerini izliyorum. O kadar güzel ki bakmalara doyamıyorum. Bambaşka bir asaleti zarafeti aurası var. Bence kalbi çok güzel olan bir kadındı, o kalbinin güzelliği gözlerine yansıyor. Tabii çok çekti o güdübet charleştan da elizabethten de. Önce babası tarafından sevilmeme duygusu yaşamış, annesi tarafından terk edilmiş. Daima sevgiye aç bir kız çocuğu olarak kalmış bence. Heyhat, charles tarafından da sevilmemiş. Halbuki sen sevilmeyecek kadın mıydın Diana? Seni milyonlar sevdi, belki de bu sayede güçlendin ve kraliyete meydan okudun. Senin gibi görünebilmek için neler vermezdim. Olur da birgün İngiltere'ye yolum düşerse mutlaka mezarını ziyaret etmek istiyorum.

    28 mayıs 2018 10:21


    4. Yardımseverliği ve iyilikseverliği 'işsizliğinden' ileri gelen kadındır. Belgeselinde kendi ağzıyla söylemiştir 'I had nothing else to do' cümlesini. İlgisizlik ve sevgisizlikten kendini yardım çalışmalarına ve etkinliklerine vermiştir. Ama şu bir gerçek ki öleli kaç sene geçti, kadın hala marka. Ve kesinlikle royal tutukluğundan nasibini almamış, kendine has bir tarzı ve tavrı vardı. Diğerlerinden ayrılan özelliği buydu. Mesela yine bir belgeselde izlemiştim; saçını değişik bir şekilde toplamıştı. Saçına iltifat eden gazeteciye muzip bir hareketle 'olmuş mu?' dedi. Bir daha onun gibi marka olan bir kraliyet üyesi çok zor gelir. Erken öldü, yazık oldu. En azından çocuklarının evlendiğini görseydi. Bir de düşününce iki tane aslan gibi prens annesi yani, kendi kraliçe olsa nolur olmasa nolur? Seda Sayan'dan önce 'Aslan gibiyim be, bak burdayım' diyecek yegane kadındı kanaatimce.

    28 mayıs 2018 11:40

    5. Düşünsene bir prens ile evleniyorsun. Hani o küçük bir çocukken masallarda okuduğun gibi... Rüya gibi bir düğünle prenses oluyorsun ve kocan balayına sevgilisinin hediye ettiği kol düğmelerini getiriyor... Başladığı günden itibaren kabusa dönmüş bir evlilik yaşamış zavallı kadın :(

    28 mayıs 2018 15:41

    6. Geçen diananın ölüm yıldönümünde sanırım belgeselini vermişti ntv. O günden beri açıp açıp konuşmalarını belgesellerini izleyip duruyorum. Allah bazı insanları herkesten farklı yaratıyor gerçekten de. Güzelliğini asaletini övmekle bitiremem. Yalnızlığı ise gözlerine bir kez baktığınızda size geçiyor. İyiler hep erken ölüyor sanırım.

    28 mayıs 2018 18:09

    7. netflix üzerinden the story of diana adlı belgeselini izledim. yaklaşık 4 saatti ve iki güne bölerek izledim. sonunda kendimi hüngür hüngür ağlarken buldum. çocukluğuma dair önemli bir figürdür diana. çünkü kendisini eski film yıldızı sanıyordum. "leydi dayana" diye diye böyle kafamda mitleştirmiştim adeta kadını.

    kendisi kraliyet ailesindekilerden çok daha asilmiş. ve aynı zamanda bir prenseste aranabilecek her güzel özelliğe sahipmiş. bu arada kendisi prenses değildi. halk kendisini o kadar benimsemiş ki, herkes ona "prenses diana" der hale gelmiş. fakat diana da soylu bir aileden geliyormuş. hatta winston churchill ile aynı aileden geliyorlarmış. düşünün.

    prens charles ve camilla'nın ilişkisini, lady diana'nın ilişkideki "zorla" üçüncü kadın durumuna düşürülmesini de yıllar önce okuduğum bir kitaptan öğrenmiştim. içinde dünyada ses getirmiş birçok aşk hikayesi vardı. ilk o zaman başladı diana ile empati kurmaya başlamam.

    belgeselden sonra çok daha iyi yerine oturdu her şey. belgeselde lady diana'nın erkek kardeşi charles spencer ve birçok yakını da var.

    diana spencer sevildi. çok sevildi. çünkü kendisi halk ile birlikteydi. açıksözlüydü. sevecendi. ürkekti de. neredeyse ölene dek hayatı paparazilerden kaçmaya çalışmakla geçti. hatta charles ile bir geziye gittiklerinde, küçük bir çocuk charles'a(düşünün, ülkenin gelecekteki kralı) diana'yı soruyor.

    çocuklarla konuşurken, eğilip onlar ile göz hizasında konuşurdu. aidsli bir kişiyle tokalaşan ve dünyaya örnek olan bir kadındı. o zamanlar aids, insanların gözünde çok başka bir yerde olduğu için bunu yapması takdire değer bir hareket.

    barış istiyordu. tüm dünyada barış. mayınlı topraklardan geçti. ömrünün son demlerini hep yardım etmeye çalışarak geçirdi.

    fakat en nihayetinde sevmek ve sevilmek istiyordu. bu sevgiyi charles'tan hiç görmedi. diana bu ilişkideki kurbandı. bakireydi, daha önce hiçbir birlikteliği olmamıştı, güzeldi. kraliyet için aranan "taze kan" kendisindeydi. charles tarafından sevilmek istedi. fakat charles ilk fırsatta kendini camilla'nın kollarında buldu. camilla ile evlenemezdi çünkü camilla boşanmış bir kadındı.

    tam aşkı bulduğu vakit, mutlu olduğu vakit de menfur bir trafik kazasında sevgilisi mısırlı dodi el fayed ile hayatını kaybetti. hayatını kaybettiğinde takvimler 31 ağustos 1997'yi gösteriyordu ve öldüğünde sadece 36 yaşındaydı.

    kraliyet başta tören yapmaya bile meyilli değilmiş adam akıllı. fakat milyonlar toplanmış. düşünün milyonlar toplanmış sokakta. günlerce ağlamışlar. ve sonunda üçüncü gün olması lazım sanırım, kraliçe elizabeth açıklama yapmak zorunda kalmış. son yolculuğuna uğurlanırken gerçek manada sevgi seliyle, gözyaşlarıyla uğurlanmış.

    ben özellikle prens harry'nin bu ölümden çok etkilendiğini düşünüyorum. her halinden belliymiş annesine düşkünlüğü. lady diana'nın ölümü halen bir sır perdesi. fakat gerçek ve ölümsüz olan bir şey var ki, lady diana'nın istediği gibi, gönüllerin kraliçesi olması.

    -peki bir gün gerçekten kraliçe olabileceğinizi düşünüyor musunuz?

    lady diana: "hayır düşünmüyorum. kraliçe olabileceğimi düşünmüyorum. fakat ben gönüllerin kraliçesi olmak istiyorum. insanların kalbinde yer etmek istiyorum."

    oldun diana. sen dünyaya çok şey kattın. geleceğin kralını doğurdun, yetiştirdin. sen öldükten sonra prens charles utanmadan camilla ile evlendi. fakat merak etme. insanlar onları hiç sevmedi. sevmiyor da. karma bu ya. charles belki de hiç kral olamadan tahtı oğluna devredecek. bu arada çok güzel torunların oldu. en az senin kadar güzeller. keşke görebilseydin.

    31 mayıs 2018 16:38 31 mayıs 2018 17:05


    8. az önce youtube'da belgeseleni izlediğim muhteşem kadın.

    kendisininde istediği gibi bütün insanların kalbinin prensesi oldu.

    prens charles gerçekten iğrenç bir insan. diananın ahı elbette birgün mahvedecek onu.

    22 ocak 2020 00:40

    9. kraliyet ailesine sonradan dahil olmasına rağmen bugüne kadarki bütün üyelerinden daha fazla sevilmiş, her daim hatırlanacak olan efsanevi kadın.

    evlendiği charles denen herif prens olmasına rağmen diana'nın tanındığının yarısı kadar tanınmıyordur. elizabeth'i bile bilmeyen vardır ama diana'yı babaannem dahi tanıyordu.

    nedense insanda görünce sempati uyandırıyor. inanılmaz bir aurası var. çok güzel kadın, çok çekici, çok sempatik, çok cana yakın. insan tanımadan bile sevebiliyor onu. o kadar sevgiye rağmen egosu olmayan bir kadın.

    dünyada en çok sevilen insanlardan biridir. yaşadığı dönemde de bu kadar çok seviliyordu, bir kişi hariç, kocası. kocası tarafından hiç sevilmeyen, ilişkinin ilk günlerinden itibaren aldatılan, aile tarafından dışlanan bir kadındı. charles onu hep kıskanıyordu çünkü asla diana kadar sevilmiyordu.

    böyle güzel bir insana bakınca keşke güzel bir hayatı olsaymış diyorsunuz. boşa harcanmış, sevgisiz geçmiş yıllar. nedense kendime çok yakın hissediyorum ve hikayesi beni çok hüzünlendiriyor.

    huzur içinde uyusun.

    11 temmuz 2021 01:46