yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (42)
    • medya (0)

    1. Şüphesiz ki serinin en iyi betimlemesi, serraların evinin bahçesindeki kiraz ağacı' nın betimlemesiydi benim için. Resmen gözümde canlanırdı o kiraz ağacı.

    Ayrıca kitabı okuduğum dönemlerde tıpkı serra gibi tombiş ve gözlüklü olduğum için pek bi severdim kendisini. Umut kaynağıydı benim için. (gizlinot: sjdjsks)

    15 kasım 2015 01:03 15 kasım 2015 01:12

    2. dönemin harry potterı sanırım asghfbrjgkjhh zira her çıkan kitabı okurduk.pek sıkıcıydı iyimserdi.hiç ergenliğe girip metal müzik dinlemedi annesiyle tersleşmedi,kendini dostoyevski sanardı yarışmalarda derece alırdı falan.cüneyte çılgınlar gibi aşık olup şak diye terkedivermişti ama .en son bir beyle evlenmişti hala deli gibi kiraz ağacını yazıyordu mutfakta şöyle çiçek böyle dal diye.

    15 kasım 2015 01:41

    3. Karakteristik hiçbir özelliğe sahip olmayan şahıstır.Belki sıradanlığıdır bilemiyorum ancak komik olan kitabın baş kahramanı için bir tip yaratılması.Yaptığı en çılgınca ve kötü olarak nitelendirilebilecek tek şey 16-17 yaşlarındayken gerizekalı 2 kız ile takılıp öğlen gözüyle bara gitmesi ve bira içenleri yanlış ahlaksız diye etiketlendirirken birinin ne içersin sorusuna şeftalili meyve suyu demesi hajsdhgdhas ulan ne saçma sonra biri fotoğrafını mı çekiyordu gerizekalı kızlardan biri tehdit mi ne ediyordu annene veririm diye bu da stres küpü olarak dolanmış en son annesine gerçeği itiraf etmişti.Bu kötü bir şey bile sayılmazdı.Hayatı boyunca duyacağı tek pişmanlık olmadan,turizm okumayı bir risk olarak değerlendiren ve bunu açıklamayı büyük olay olarak gören saçma sapan bir insan evladıydı.Kaldı ki İpek Ongun yazarlık yaşamında bir kez kadının hayatında yaşadığı nice zorluğa,ölüme,istismara değinmemiş sadece hiltona çaya giden,sheratonda akşam yemeği yiyen en basit haliyle hayata pembiş bakan aptal ergen kitaplarına yer vermiştir.Hatırlıyorum da 16 yaşında siyah boğazlı kazak giyince 'yauuuu siyah giyiyorum büyüdüm!!!!' diye sevinen bir karakterdi ya,ben olsam yazmaya utanırdım.Düğün zamanı diye bir kitabını son kitap yapacaktı -üstüne 4-5 kitap daha çıkardı- ve o kitapta sevgili nişanlısı oktayla evleniyordu.Ancak olayı nasıl bağladıysa sonun babaannesinin ona bulduğu 30 yaşındaki avukat çılgın özgürle evlendi ve bir kızı oldu.Yahu bu nedir dfhfdshgdf okuduysanız canımsınız jehfsdhs

    15 kasım 2015 01:53


    4. Sınıfta notlarını isteyen asi ve marjinal (!) Voleybolcu kız arkadaşlarına "Hayır" diyebilmek için 1 hafta prova yapan, oktay'la öpüşme faslini adeta olay haline getiren frijit.

    Takıntılı manyağın teki.

    Annemin "baaakkk elalemin kızı" diye örnek gösterdiği moronların roman karakteri hali.

    Iyi ki çocukluğumuzda etkilenip bunun gibi bi şey olmadık.

    15 kasım 2015 02:05 15 kasım 2015 02:07

    5. neden aklımda kendisine dair tek bir bilgi kırıntısı dahi kalmamış diye hayret ettiğim karakter. kitabı ortaokulda bi çırpıda okuyuvermiştim halbuki... gerçi bi yerden sonra bıraktımdı sanırım... bilemedim

    15 kasım 2015 02:16

    6. seri 11 12 yaşında elime geçmişti ve manyak gibi okuyup bitirmiştim, o zamanlar 4 kitap falandı sanırım şimdi heralde 14tür. o küçük yaşımda hoşuma giderdi bunları okumak, kendim de o zamanlar gözlüklü ve inek kıvamında olduğumdan serra noyan'ın hayatını kendimle özleştirmişim demek ki. şimdi 20 yaşında, aklı başında bir kadın olarak eleştirel gözle baktığımda, çocuğuma okutmam. çalıştığım kitapçıda ipek ongun var mı:)) diye soran genç kızları da bak daha güzel kitaplar önereyim diye klasiklere yönlendirdim hep. ipek ongun bu seriyi ilk çıkardığında serra ve hayatı modern kalıyordu belki ama kesinlikle günümüze uygun değil

    15 kasım 2015 02:29

    7. okulun kütüphanesinden aldığımda kütüphaneci çocuğun tam bir ergen kız kitabı diye beni kınadığı kitabın baş karakteridir dfhjshf o zamanlar güzel geliyordu tabi. bir genç kızın gizli defteri serisinde şüphesiz en sevdiğim karakter serranın dedesi cevat (?) dır. serranın lise çağında hilton otel lobisinde arkadaşlarıyla buluşmasını sanırım hiç anlayamayacağım...

    15 kasım 2015 03:03


    8. ben sadece 'benim' ilkokuldan ortaokula geçiş dönemimde bir çırpıda seriyi okuyarak bitirdiğimi sandığım kitapların ana karakteri. benim derken benim dönemimin insanlarının.

    ama geçen gün annemin çok yakın bir arkadaşının kızı bize geldi. kız da tam benim kitapları okuduğum dönemde. kitaplığımda ipek ongun ve bir genç kızın gizli defteri serisini görünce kendininde okuduğunu, çok popüler olduğunu, arkadaşlarıyla değiş tokuş yaparak seriyi tamamlamaya çalıştığını söyledi. epey şaşırdım.

    demek ki değişen bir şey yokmuş. kapaklar ve yayınevi değişmiş.

    ben en son serra iş bulamayıp, eskiden staj yaptığı yerde çalışmaya başladığını ve bir yerde otururken eski sevgilisi mi ne onun geldiğini hatırlıyorum. daha sonra okumayı bırakmıştım. yaşım büyüdükçe seri beni sıkmaya başlamıştı. çıkacak kitapları beklemek gerekiyordu. bir de her süper erkeğin serra'ya aşık olmasından sıkılmıştım.

    ama meğer seri devam etmiş te etmiş yani. başka adamla evlenmiş, bir de çocuğu falan olmuş. şaşırdım yahu okuduklarıma. ayrıca merak da etmedim değil. hahaha.

    15 kasım 2015 03:05

    9. ya vallahi kırk yıl düşünsem bir gün oturup bayıla bayıla serra'yı çekiştireceğim diye gelmezdi aklıma. gerçi dur bakalım bu yazı öyle bir şeye dönecek mi bilmiyorum henüz, ama serra ve maceraları çocukluğumun taaaa dibinden çıkıp gelmiş, hem güldüğüm hem de üzerine titrediğim bir şey sanırım. burada söylenen her şeye, tüm eleştirilere katılıyorum tabii, tutup da savunulacak bir tarafı yok. ipek ongun'un en büyük başarısı bu kadar toz pembe bir hayali satabilmesi sanırım.

    benim en çok aklımda kalanlardan biri serra'nın iki dilim pizzayla doymayıp üçüncüyü ısmarlamaya çekinmesidir. o zamanlar her gün yaşadığım bir durum olduğundandır. bir de mesela kız kıçını parçalamıştı üniversiteye girmek için, sonra da bilkent turizm bölümüne hem de burssuz girmişti. şimdi tutup turizm bölümünü kötüleyecek değilim, sadece bu kadar çalışıp sonra da puanının ancak ona yetmesini anlayamamıştım. üstelik o okulun parası nereden geliyordu, birisi bana açıklasındı. bir-iki yıl sonra burs almıştı onu da hatırlıyorum, ama o vakte kadar membanın suyu neredendi?

    mesela serra'nın köşkün parkelerinden yakındığını hatırlarım bir de. apartmanda beton zemine alışmış da tahta neymişmiş. ya çocuğum, yavrucum sen manyak mısın? ben de apartmanda büyüdüm de bir gün bile mis gibi beton zemin gibi bir düşünceye kapılmadım.

    ne olursa olsun sürükleyen bir şeyler vardı hayatının sıradanlığında, belki hep huzur ve düzen içinde yaşamasındandı bu durum, benim teenage yıllarımın tam tersiydi. o kendine tombiş derdi, sonra o kiloları kendiliğinden gidivermiş, alımlı bir genç kız olmuştu (onun sözleri böyle bir şeylerdi). bense travmalarla orantılı şekilde kilo aldıkça almıştım ve bir serra olma hayaline tutunmuştum uzun zaman.

    biliyorum serra feminizmin f'sini bile bilmezdi; cinsiyetçilik, ırkçılık, parasızlık vs. hiç haberi yoktu, o kadar üniversiteye gitmiş ne solcu ne sağcı birileriyle diyaloğa girmişti. serra benim olmak istediğim insan değildi, ama hayatı belirli yönleriyle istediğim hayattı. bayat bir lükse kaçmayan, ortanın üstü, anneli-anneanneli-dedeli, seni seven insanlarla çevrili bir yaşam.

    ay gece gece ne edebiyat yaptım. neyse işte, böyleyken böyle.

    15 kasım 2015 03:48

    10. ilk sevgilisi olan cüneyt ile ormanlık bir yerde dolaşırken ayağı tökezleyip cüneyt tutmuştu onu da tam cüneyt öpecekken kaçmıştı. dizi izleyen babaannem gibi içimden baya kızmıştım "gerizekalııııı" diye. sonra kendisi de pişman olmuştu gerçi ama neye yarar.

    bir de eniştesi mi ne vardı serra'nın. turizmi kazandığında "yav başka bölüm mü yok" diye hafiften çıkışmıştı, beğenmemişti serra'nın bölümünü. işte bence kitaptaki en gerçekçi karakter bu eniştedir. buradan da ona selam olsun.

    kitap karakterinin de dedikodusunu yaptım ya gerçekten şu an kendime inanamıyorum.

    15 kasım 2015 10:59

    ilginizi çekebilecek benzer başlıklar