5.
Eğitim konusunda oldukça baskıcı bir ailede büyüdüm. İkokulda gündüz okula gider, okul çıkışı 2 gün sanat kursuna gider, üç gün de özel ders alırdım. Bunlar akşam 5-6'ya kadar sürerdi. 1 saat yemek yer, 1 saat ödev yapar, yarım saat kitap okur ve yatardım. Cumartesi spor + ingilizce dersiyle gün geçer, pazar da yine ödev yapardım. Evimizde interneti kullanmamız yasaktı. Neden bu kadar detaylı hatırlıyorum; Çünkü bu babamın benim için çıkardığı bir program idi. Asla sekmeden bu programa uymamı beklerdi. Yazları beni ağlayıp kendimi parçalamama rağmen tek başıma yurtdışına dil kamplarına ya da yatılı yaz okuluna yollardı.
Liseyi şehrimin fen lisesinde okudum. Yine babamın isteğiyle okulla evime 20 dk mesafe olmasına rağmen yatılı kalıyordum, ailemi haftasonları bile düzgün göremiyordum çünkü dershaneye gidiyordum. ÖSS'de ilk 100e girdim ve tercihlerimi yine babam yaptı. 2 tercih yaptı, ikisi de kendi mezun olduğu tıp fakültesindendi.
Bunu niye anlattım; benim bir de bu diktatörlüğü yaşamış bir erkek kardeşim var. Liseyi kazanamadığı için kolejde okudu. Dershane'ye yazılıp asla gitmedi, ps kafelerden toplardık. İte kaka liseyi bitirdi, üniversitede mezuna kaldı. Sonraki sene babamdaki saçma takıntı yüzünden özel bir üniversitede burssuz tıp fakültesine girdi. Okulda çok zorlandı, çünkü çalışma disiplini yoktu. 2 sene uzattı diye biliyoruz, hala okuyor şu an. Kaçıncı sınıfta olduğunu bilmiyoruz. Babama sorsan gurur duyar kendiyle, kardeşimin kapasitesini zorlayıp ondan bir doktor çıkardı. Halbuki çocuğun sadece ilgi alanı ve çalışma, dersi anlama stili farklıydı. Bıraksa, üstüne gitmese eminim yolunu bulacaktı. Çünkü çok akıllı bir çocuk.
Gördüğünüz üzere aynı ebeveyn yaklaşımı 2 farklı cocukta iki farklı sonuç doğurdu.
O yüzden bu konuda her ebeveyne önerim, çocuğu en çok verim alabileceği şekilde yönlendirmek. Mesela arkadaşlarıyla görüşmesi batmamalı, sadece düzgünce konuşup okul ve dersleri ile diğer şeylere ayırdığı vakti dengelemesine yardımcı olmalısınız. Eline benim babamın yaptığı gibi program vermeyin ama. 15 yaşında dahi olsa bireyi en çok kendi tanır. Neden verim alıp neden almadığını kendi bilir.
Ayrıca 9. sınıf sosyal açıdan en zorlanılan evrelerden biri. Yeni bir ortam. Liseye başlıyosun, gelecek hedeflerin ciddileşiyor. Dersler birden ağırlaşıyor. Dolayısıyla 9. sınıf o kadar kritik ki çocuğun hayatında, çok titizlikle yaklaşılması lazım. Çocuk kendine ayırdığı vakitten kısıtlandığı an okuldan ve herşeyden bir anda kopabilir.
Kendisine öğüt verici değil, yardımcı olmak isteyen bir yaklaşım sergileyip, birlikte, onun da isteklerini göz önünde bulundurarak hafif bir haftalık program çıkarabilirsiniz. Zaten 11. ve 12. sınıfta çok darlanacak okuldan/derslerden. Şu an çok da sıkı tutmasının manası yok.
İlk yapmanız gereken çocuğun istediğini bulmasına, hedef koymasına yardımcı olmanız. Hedefi olan birinin sapması çok zor oluyor.