29. Bir terazi burcu olarak söylüyorum, terazi burcu çocuğum olsun istemem.
Çok güzel özelliklerim var tabi elbet ama bazen bazı şeyler o kadar illet ki kendime dayanamıyorum.
Mesela kararsızlık. Defalarca gittiğim kafede değişik bir şeyler deneyeyim diye menüyü yarım saat inceleyebilirim, en son yanımdakilere sorup burun kıvırabilirim...
2. Üşengeçlik. Son zamanlarda mı böyle yoksa hep mi böyleydim bilmiyorum ama bi her şeyi son güne bırakma umursamazlığı var. Yok yok ben hep böyleydim. Bi devlet dairesinde işimi halletmeye bile ucu ucuna yetişiyorum. Otobüse, uçağa ohooo taksiler seferber...
3. Ben merkezcilik. Her şeyi kendi hissettiklerim doğrultusunda değerlendiriyorum. Bu yüzden zaman zaman kendimi kendi düşüncesizliklerim içinde bulabiliyorum. Empati kuruyorum aslında ama kendim bir kez kötü hissedeyim, hah işte o zaman karşımdakinin işi varmış, gücü varmış, benim anlayışlı olmam gerekirmiş falan filan hikaye. Çok sonra yavaş yavaş anlıyorum durumu ve arkamı nasıl toplasam ki çilesi başlıyor...
4. İlgi açgözlülüğü ve ilgi şımarıklığı. Anlatmaya gerek var mı?
5. Mükemmelliyetçilik. Bunun aslında ilk sırada olması lazım da neyse. Sanki her şey dört dörtlükmüş gibi bir kasıntılık söz konusu bu özellikte. Mesela ilişkide, otta bokta her şey tam olsun, kafamdaki gibi olsun arzusu-manyaklığı var. Birkaç pürüz olduğunda olayları daha da çıkmaza sokuyorum; iyice dengem şaşıyor...
6. Gelişigüzel davranma özgüveni. Keyifçilik. Hayatta nedense her manyaklık mümkün ve herkes her şeye katlanabilir gibi görünüyor gözüme. Şimdi böyle anlatınca müthiş absürt şeyler yaptığım da düşünülmesin ama normal insanlardan bir tık anormal-zamansız şeyler yapasım geliyor...
7. Konuşkanlık. İnsanlar sinirlendiğinde ortamı terk eder, eşyaları devirir, olmadı susar oturur. Ben konuşuyorum. Susmuyorum. Susamıyorum. Bir sussam...
8. Kendine adaletlilik. Kendimin en dişli avukatıyım. Ama bir arkadaşımı bu kadar iyi savunur muyum bilemiyorum...
9. Bir duruş sergileyememe. Hani bazı insanlar vardır aşırı gururlu, aşırı belli ne yaptığı-ne yapacağı-ne yapmayacağı falan, bir çizgisi var yani. Hah işte o bende var gibi yok gibi diyelim. Öyle kin tutmalar, yapılanı unutmamalar, belli bir duruş sergilemeler falan hiç benlik değil. Bundan her zaman şikayetçi olduğum söylenemez ama zaman zaman kendimi tükürdüğüm tükmüğü yalarken buluyorum ya işte o koyabiliyor.
10. Flörtözlük. Sevilmekten, ilgiden, bir tatlı gülüşten, iltifattan, ilgiden, sonra ilgiden, ilgiden ama hep ilgiden aşırı bir hoşlanma var.
11. Arkadaşlık ilişkilerinde herkesi burnuna koymama durumu. Kendimi bazen gerçekten çok üstün görüp insanlara yukarıdan bakabiliyorum. Ama bu aşağılıyor gibi de olmuyor. Sadece bazı düşüncelere, yorumlara bakıp dünyalarının çok küçük olduğunu düşünebiliyorum. Gerçi bu her zaman kötü de değil. Herkesin hayat hikayesi, yapısı farklı deyip meseleleri kısa kesmemi de sağlayabiliyor bazen bu.