öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

1. ilgili yazıyı 2 hafta önce okudum, sayesinde bayağı tırstım.

2. Deprem konusundan bağımsız tanım; okumaktan zevk aldığım başlıklardan birisidir.

Deprem konusuna gelirsek tüm bu önlemler haricinde deprem çantası oldukça kurtarıcı olabilir. DEPREM çantasında NELER BULUNMALı ? (link: http://www.bakut.org.tr/faydali-bilgi/5/deprem-cantasinda-bulunmasi-gerekenler/ buyrun ) Depremden kaçış yoksa -ki istanbul için yok tüm önlemleri alarak, deprem var ve olacak bilincini taşıyarak ve sevdiklerimize bu bilinci aşılayarak birçok şeyi değiştirebiliriz.

3. Deprem konusu hakkında bir şeyler okudukça ufkum iki katına çıkabiliyor bazen. Neden unuttuğumuzu yazayım dedim, belki başka ufukları iki katına çıkarır.

Ben sorunun unutmak değil öğrenilmiş çaresizlik olduğunu düşünüyorum.

İstanbul'daki binaların en az yüzde ellisi çürüktür. Gün içinde bir tek evimize girmiyoruz. Okul, iş, gezme, yemek, alışveriş amacı ile pek çok mekana giriyoruz. Mesela benim okulum beyazıt tarafında. O çevredeki binaların köhneliğinden içim sıkılıyor. Kimisine yemek yemeye, kimisine fotokopi için giriyorum ben o binaların. Okulum desen kim bilir kaçıncı yüzyıldan kalmış. Sürekli deprem olacak diye yaşasam anksiyete veya panik atak sahibi olurum, yaşayamam.

Hadi dışarıyı boşverdik. Günün en azından yarısını geçirdiğimiz evimizi yenileyelim dedik. Yeni bir ev alacak parayı kim veriyor? İstanbul'da yeni evler ne kadar pahalı haberiniz vardır eminim... Sahil şeridinde, muhtemelen yıkılacak bir binada yaşıyor olmama rağmen elimden bir şey gelmiyor gördüğünüz gibi. Eminim İstanbul'daki ailelerin yüzde sekseninde de aynı sorun vardır.

Her şeyi biliyoruz ama düşündükçe insan daha kötü oluyor. Bir gün kendinin ve sevdiklerinin ölebileceği bir felaketi düşünmek, onu geçtim ölmesen bile yaşayacaklarını düşünmek insanın ruh sağlığını bozuyor.

O yüzden maalesef unutmak değil, öğrenilmiş çaresizlik bu.

Başka çaremiz olmadığından unutuyoruz...

4. öğrendiğimde önce yuh dediğim bi konu. kanıt dizisinin sunucusu hanımın kitabında bahsettiği bi olay. bazı mazo tipler orgazmı doruklarda yaşamak için tamamıyle havasız bi yerde şeyediyorlarmış. hım dedim.

5. çok uykusuz kalındığında, beyin manyayıp, olmamış olayları anı olarak hatırlamamıza sebep olurmuş.

ayrıca, zaten depremden çok korkarım, ilgili girdiyi okuyunca çok çok çok daha korktum.

önlem almamız lazım. deprem değil, bina öldürür denir.

6. bir kaza sonucu düşen dişinizi köküne dokunmadan alıp kökü suyun altına tutup temizledikten sonra (gizlinot: temiz tutulması çok önemli ) bir süt ya da tuzlu suyun içine koyarak vakit kaybetmeden 1 saat içinde hastaneye götürürseniz doktorunuz tekrar yerine takıp eskisi gibi olmasını sağlayabilirmiş.

kendi dokunuzu vücudunuzun reddetme ihtimali çok düşük olduğu için yerine takılan dişin üzerine vücudunuz kemik tamir dokusu oluşturarak dişi yeniden sağlamlaştırırmış.

7. Çocukken oynadığımız 'istop' meğerse 'stop'muş. Ondan bir anda duruyormuşuz ya sözlük.

8. straight'in türkçe karşılığının düzcinsel olması. (gizlinot: yancinsel şeklinde yersiz espriler yapasım var.)

9. aslında sütyenin kopçalarını en dıştakine takarak kullanmamız gerektiğini öğrendiğimde yaşadığım aydınlanma öyle böyle değil.

meğer birden fazla olma sebepleri (gizlinot: 2 yada 3 oluyor genelde), kullandıkça gevşeyen sütyenin bir gerisindeki kopçaya takarak daha uzun süre kullanabilmek içinmiş.

yıllarca hep en dibe taktım. hep o sekilde deneyerek aldım. sanıyordum ki kadınlar şişmanlarsa diye yapılmış böyle. kilo aldıkça bollaştırsınlar falan hesabı. offf akla bak bombayım :D

ee ne demişler beyin bedava (gizlinot: a'yı uzatmadan).

10. Nescafe bol kahve olanin aslinda bol kahveli olmadığı, kremasının az olduğu, bu nedenle gramajının diğerlerinden düşük olduğu...