bilinmeyen bir kadının mektubu

1. (link: http://www.suslusozluk.net/b/stefan-zweig Stefan zweig) tarafından yazılan ve platonik aşkın zirvelerde dolaştığı bir kitap, mektup.

'sana, beni asla tanımamış olan sana' sözcükleriyle başlar. hayatı boyunca yalnızca tek bir adamı delice seven bir kadının, kendisinin varlığından bile haberdar olmayan o adama yazdığı mektuptan oluşuyor kitap. bir yazara aşık olan bir kadının mektubu aslında.

kitap boyunca kadının tek başına yaşadığı aşkı yaşıyorsunuz. etkilenmemek mümkün değil. tek oturuşta okunuyor ve bir süre sizi etkisi altına alıyor. ayrıca erkek bir yazarın kaleminden böyle delice aşık bir kadının duyguları daha güzel nasıl anlatılabilirdi bilmiyorum. belki de bir kadın yazar bile bu duyguları okuyucularına böyle yansıtamayabilirdi.

ukte: (yazar: tubilokko)

2. çok etkilendiğim bir kitaptır. yalnız biraz basite indirerek bir soru sormak istiyorum

spoiler

yazarın uşağı bile yıllar sonra kadını tanırken, aralıklarla da olsa o kadınla ilişkiye giren yazar onu nasıl hiç tanımaz. hiç tanıdık gelmez? tam bir fuckboymuş o zaman. kadın o kadar onu düşünsün ha şimdi tanıyacak ha sonra desin. aman düzeni bozulmasın emrivaki yapmış olmayayım diyerek çocuğunu tek büyütsün. doğumgününde güller göndersin. adam kafasında birleştiremesin bile.

not: bu kadar değer vermeyin

spoiler

3. ******Bu girdi spoiler içermektedir******

Okuduğum ve beğenmediğim kitaptır. Beğenmeme sebebimin stefan zweig’ ın anlatım tarzıyla falan bi ilgisi yok. Kendisi sevdiğim bi yazardır. Kitabın asıl karakteri olan “bilinmeyen kadın”dan hoşlanmadım sadece. Normalde kitaplardaki karakterleri sorgulamam ama sürekli madem bu kadar sevdin neden birşeyler yapmadın, madem yapmadın neden iş işten geçtikten sonra yazıyosun gibi sorular sordum. Karakterle empati kuramadım yani. Belki fazla odunumdur bilemiyorum ama pek etkilenmedim bu yüzden de sevemedim.

4. okumamın bir buçuk saat sürdüğü fakat altında ezen etkisinin günlerce devam ettiği bir stefan zweig romanı. bir erkeğin kaleminden bir kadının tek taraflı aşkının gelebileceği boyutları ve yaratabileceği psikolojiyi okuyoruz. çok beğenmek bir yana, okuyan çoğu insan gibi ben de kendimden bir şeyler buldum ve çok etkilendim. Genellikle verilmiş olan alıntılardan farklı olarak bana dokunan bir yeri paylaşmak isterim;

----alıntı-----

''.......Şimdi, sana kendimi bir bakire olarak sunduğumu söylediğimde yalvarırım beni yanlış anlama sevgilim. suçlu olan sen değilsin, beni ayartan sen değildin, yalanlarda aldatmadın, baştan çıkarmadın. ben kendi kendime sana tutuldum, senin kollarına atıldım, kaderimi kendim seçtim. seni hiç bir zaman suçlamayacağım, aksine sana her zaman müteşekkir olacağım çünkü o akşam benim için mutluluğun tarif edilemez bir boyutu yaşandı. tutkunun, hazzın zenginliği için sadece sana teşekkür edebileceğim bir geceydi. karanlık odada gözlerimi açıp seni yanımda gördüğümde yıldızların üzerine çıkmış gibiydim, ama gerçeklik beni şaşırtıyordu, yıldızlara öylesine yakındım ki... asla pişman olmadım sevgilim, yaşadıklarımızdan hiç pişman olmadım. hiç unutmuyorum; sen uyuduktan sonra nefesini, bedenini hissettiğimde ve sana öyle yakın olduğumda mutluluktan ağlamıştım.... ''

-----alıntı-------

bir insanı çok fazla sevip çok uzun süre beklemiş olan ve sonunda bir gün de olsa onun yanında olabilmiş olan platonik sevdalılar varsa okurken bu kısmı çok iyi anlayacaklardır.

5. Zweig tarafından yazılan tek taraflı aşkı anlatan psikolojik çözümlemenin çok güzel güzel bir şekilde yansıtıldığı kitap. Şahsi olarak yazardan favori kitabım, incecik bir kitap bir oturuşta okunsa da etkileyicidir. 

Şahşi olarak kitabı okurken Bay R. beni sinir eden bir karakterdi  ve galiba bir insana yapılabilecek en büyük kötülük bazı şeylere sahip olduğu öğrendiğin an onlara bir daha hiç sahip olamayacağını anladığın anın aynı zamanda olmasıdır. Bilinmezlik bir insan olarak en kötü şeylerden biridir, psikolojik olarak 

6. stefan zweig 'in bana göre en güzel kitabıydı. 4-5 tane kitabını okudum ama bu kitabın etkisi çok farklıydı benim için her zaman söylüyorum bir erkeğin bir kadının duygularını böyle güzel anlatması çok etkileyici, sanatçı olmak böyle bir şey sanırım.

7. Yakın zamanda okudum. Yaşanılan onca şeyden sonra bana iyi mi geldi kötü mü anlayamadığım kitap.

Çok aşık, çok tutkulu, çok takıntılı bir kadının platonik aşkını konu alıyor. Hayatınız süresince bir platonik aşk olayına karıştıysanız okuduğunuz bazı bölümlerde kendinizi görmeniz mümkün. Ben akşamüstü 3 saatte okuyup bitirdim zaten incecik kitap bir solukta bitiyor. Bir adam tarafından hiç var olmamanın ve tanınmamanın acısını en derinde hissediyorsunuz. Kadınla beraber aşk acısı da çektim, heyecanlandım da ve hatta ağladım da. Gizli notta kitap spoilerı var. (gizlinot: Sabah uyandığında kahvaltıdan sonra kadının cebine para koyup eskort muamelesi kısmında sinirden deli gibi ağladım. O çaresizlik çok kötüydü. Kendim yaşamış gibi oldum. Allah belanı versin yazar r.)

8. Beğenmedim açıkçası bu kitabı ben. Sonunda "ee yani?" Oldum. Bazı şeyler çok abartılıyor bu da onlardan biri

Edit: sevmek zorunda mıyım ? Siz bayıldınız diye her şeye bayılalım o zaman te Allahım ya

9. Yine bir genç werther’in acıları vakası yaşadım bu kitap yüzünden. Yazarın anlatımı o kadar güçlü ki kendimi ana karakterin yerine gereğinden fazla koydum, ruh halimi olumsuz yönde etkiledi. Medyaya eklediğim görseldeki kısmı da durup durup yeniden okudum. Hayatımda böyle insanlar var maalesef. (gizlinot: Kitabını çizen insanlardanım evet ama kurşun kalemle) (gizlinot: Utanan maymun emojisi)