448.
ilişkilerle ilgili bu başlıkta birbirimize neler tavsiye etmişiz ya da ben neler yazmışım bugüne kadar diye açıp bakıyorum…
Yazılan girdilerin hepsi de kadınların “zayıf” değil, “güçlü” olması üzerine. “kendinizi ezdirmeyin” demişiz… “yanlışlara tahammül etmeyin” demişiz. Kısacası bir şeyleri yaşayıp bilenlerimiz, diğerlerini kendi çapında uyarmaya çalışmış. Bunu da allah aşkına bu başlık haricinde nerede yapsın? Nereye gidip yazsın?
ilişkiler hakkındaki tecrübesini ya da fikrini burada tavsiye formunda paylaşmış diye, bir başkasına hayatında ilişkilerden ya da erkekten başka hiçbir şey ya da konu olmayan insan yaftası vurmak nedir?...
size tavsiyem, gün güneş ışığı gibi yanıldığınız halde kendinizden bu kadar emin, üstelik bu kadar da peşin hükümlü ve acımasız olmayın başkalarına karşı. Özellikle de diğer kadınlara karşı. Çünkü siz de bir kadınsınız ve günlerden bir gün başka bir kadının yaşadığı tecrübeyi yaşarken bulabilirsiniz kendinizi. O vakit sizi anlayabilecek olan kişi, bir erkek olmayacak…
öğrendiklerimizi paylaşmamız ve öğrendiklerimizin de geçerli olması için, bir erkek “bulmuş” ya da evli konumda olmamız gerekmiyor… yahu bu ülkede kadın cinayetlerinin hemen hemen hepsi de kadınların kocası ya da sevgilileri tarafından işleniyor, bu bir mertebe midir, deli misiniz?... arada bir aklıma estiğinde bir iki bir şey karalıyorum, “evli” değilim diye gelip buraya yazmamalı mıyım mesela? Siz hangi zihniyete hizmet etmiş olduğunuzun farkında mısınız bu kafayla? En mühimi kendi kendinizle her türlü çeliştiğinizin?...
en nihayet kimin tavsiyesini ya da fikrini beğenip beğenmeyeceğinize siz karar verirsiniz. Bunlar üstünden, Eksik bilgi ve hazır varsayımlarla, dönüp bir de ad hominem yaparak kimden hoşlanıp hoşlanmayacağınıza yine siz karar verirsiniz.
Quantum fiziğini tartışmayı istersek, gider onun başlığına yazarız. Fakat quantum fiziğinin, şiirin, felsefenin, bilemiyorum, matematiğin, ekonominin insan hayatında insan ilişkilerinden daha önemli olduğunu savunmak bana göre gerçekliği teslim eden bir tutum değildir. bunların hepsinin yeri ayrıdır…
Kendinize fazla güvenerek kendinize ihanet halinde olmayın ve Yüzeysel bakarak insanları yaftalamayın.
Kadınların yüzde doksanı için, “ilişki” kavramı evet önemli. Sizin için hiçbir önemi yoksa bunun, bir üstünlük göstergesi olarak addetmem, hangi dünyada yaşadığınızı sorarım sadece…
Karşı cinsinizi de küçük görmeyin. Beğenin, beğenmeyin, aromantik-aseksüel olmadığınız müddetçe, hayatınızda bahsedilmeye değer bir rol oynayacak bu insanlar. Kitaplardan öğrenemeyeceğiniz şeyleri size onlar öğretecek…
Ben okuyarak hiçbir türlü değil, ancak yaşayarak öğrenilebilecek şeyleri yazdım.
Kimse kimsenin tecrübesinden ders almaz, amaç haşa ders vermek de değil.
Kadınların birbirleriyle kurduğu diyalogta erkeklerin ve ilişkiler kavramının ağırlıkla bahsinin geçmesi, bizim yanıtlar aradığımızı, belki de bir diğerinin yaşanmışlığında kendimizi bulduğumuzu gösterir. Karşı cinsiyle ilgili düşünüp konuşmak “erkek deliliği” değildir… hayatın önemli bir gerçekliğini teslim etmektir.
Ben senin film/kitap/müzik zevkini, işini/mesleğini, entelektüel yönelimlerini, kişisel istek ya da ihtiyaçlarını nereden bilebilirim ki böyle genel bir başlıkta bunlardan herhangi birine dönük spesifik tavsiye vereyim?...
Herkesi bağlayabilecek ortak kavramlar üzerinden gideceğim tabii ki de!
içinde kendinizden bir şeyler bulabileceğinizi düşündüğüm konuda yazacağım elbette.