21.
Ben uso kozmetik'in adını önce Ayşenur yazıcı'dan duydum. Daha sonra ara sıra sözlükte gözüme çarpmaya başladı. En sonunda da merakım yenik düşüp pazar akşamı sitelerine bir göz attım. Arama butonlarına istediğiniz orijinal parfümün adını yazıyorsunuz ve size uso numaralı versiyonu (gizlinot: Yani atıyorum lancome poeme arıyorsanız onu direkt arama çubuğuna yazıyorsunuz, karşılığında uso w101 nolu parfüm çıkıyor ) çıkıyor. Bu kolaylığı sevdim. Şu sıralar ikili set (gizlinot: Her biri 50 ml)edt parfümlerinde indirim olduğunu ve 50 liraya geldiğini gördüm. Denemek istedim ve bir adet ikili set, 6 adet 3ml kadın, 6 adet de 3 ml erkek parfümü siparişi verdim (gizlinot: Totalde de 80 lira ödedim, 3 ml parfümleri 2,5 lira imiş). Fakat iki tane aynı parfümün 50 ml olanını almak yerine "acaba biri farklı mı olsa ki?" diyip mail attım pazar akşamı. Pazartesi günü cevap verdiler "sipariş notu olarak eklerseniz istediğiniz parfümleri gönderebiliriz" diye. Bu olayı da sevdim ve pazartesi günü sipariş verdim. Dün akşama doğru da geldi siparişim. Paketleme gerçekten iyiydi, sapasağlam teslim aldım parfümleri.
Kadın parfümlerini hemen denedim fakat erkek parfümlerini henüz denemedim, birden koku bombardımanına uğramayayım diye. Sırayla denediklerimi yazacağım ve girdiyi de güncelleyeceğim.
Ah unutmadan ekleyeyim; ben, parfümler orijinaline ne kadar yakın diye kontrol etmek için zamanında ya kullandığım ya da kokusuna çok aşina olduğum parfümlerin benzerlerini sipariş verdim. Sadece biri hariç, onu da merak ediyordum, neyse oraya da geleceğiz.
50 ml ikili edtlerden birini "cacharel noa" muadili olan no.10 diğerini de "issey miyake leau disssey" muadili olan no.32 olarak istemiştim. Önce onlardan başlayayım.
No.10 - Cacharel noa: Benim ergenliğimden itibaren eenn sık kullandığım parfümdü bu. Üniversiteye hazırlanırken de issey miyake ile dönüşümlü kullandım (gizlinot: Tabii o zamanlar parfüm fiyatları böyle uçmamış, ben part time çalışıp yine de çok düşünmeden designer parfüm alabiliyordum mesela. ) Sanıyorum 2016'dan sonra artık daha oryantal kokular hoşuma gitmeye başladı ve ben bunları kullanmayı bıraktım.
Benim için noa genç kız kokusudur, saf ve temizdir. Kör göze parmak değildir ama etrafınızdaki insanlara "aa ne güzel, tertemiz kokuyorsun" dedirtir. Uso versiyonu da başarılı bir benzetme olmuş bana göre. Kalıcılığı da hatırladığım kadarıyla orijinalinden daha fazla. Noa çünkü sıktıktan 1-2 saat sonra falan yayılımını yitirip tene yaklaşan bir parfüm. En azından benim tenimde öyleydi. Fakat uso no10'da şöyle bir sorun var, açılıştan uzuuun bir süre sonra dahi tekdüze ilerliyor. Ben çok fazla nota geçişi farkedemedim açıkçası. (gizlinot: Bu sıkıntı diğerlerinde de var, birazdan sıkça bahsedeceğim. ) Yine de orijinaline yakınlığı ve edt olmasına rağmen kalıcı olması ile benden geçer not aldı.
No.32 - issey miyake L'eau d'issey: Benim nazarımda bir diğer genç kız parfümü. (gizlinot: hafif ve çiçeksi olmasından ötürü böyle diyorum yoksa hafif kokuları seven herkese hitap edebilir.) Oldukça ferah ve taze bir kokusu var, sıktıkça bahar havası alıyorsunuz. Uso versiyonunu da çok beğendim. Yine bunda da uuzuunca bir süre sadece çiçeksi notaları aldım, dip notalar olan amber ya da sandalağacını çok hissedemedim. Kalıcılığı yine orijinaline göre daha iyi, hele tene değil de kıyafete sıktıysanız çok daha kalıcı.
No.73 - Dior Poison Girl: Yukarıda demiştim ya daha oryantal kokulara merak sardım zamanla diye. Benim için poison girl öyle daha kadınsı kokulara giriş parfümü olmuştu işte (gizlinot: yine zevkler kişiye göre değişir tabii ama hehe). Uso versiyonunu orijinaline göre biraz ağır buldum açıkçası. Orijinal poison girl, resmen dans ederek portakaldan çiçeğe oradan da yumuşacık kaşmir, vanilya ve tonkaya geçiyor ama uso versiyonu daha agresif, sanki çaatt diye suratınıza çarpıyor notaları.Parfüm başta karışık geldi bana, sonradan hafifledi. Ha andırıyor mu orijinalini? Evet. No.73 sıkarsanız kimse de size "hmm bu da orijinal değilmiş" demez. Oldukça da kalıcı bir parfüm olduğunu söylemek isterim.
No.127 - Christian Dior Joy: Bu tatlışı da yeni çıktığı zaman almıştım. (gizlinot: o zaman tabii yine bu kadar deli değil fiyatları) Açılışı bergamotlu, böyle sulu ve enerjik sonrasında çiçekler geliyor ve en son yine canlı ama pudramsı olarak bitiyordu. Aslında çok "oo ne ilginç" parfümü değil ama yine de iltifat alan bir parfümdü. Uso versiyonu da oldukça yakın orijinaline. Yalnız çözemediğim bir agresiflik,bir keskinlik var parfümde. birazcık burun yakıyor. Sevdim diyemiyorum,sevmedim de diyemiyorum. Sanırım biraz daha vakit geçirmem lazım uso versiyonu ile.
No.101 - Lancome Poeme: Gelelim aşık olduğum kokuya. Bunu da annem uzuuun seneler kullanmıştı. Sonra sıkıldı ve poeme'in fiyatı da çılgınca arttı. Fakat dün yeniden kokusunu hatırlamak çok iyi geldi bana. Kazağımın üzerine sıkmıştım, hala alıyorum kokusunu oturduğum yerden. Çiçeksi ama sofistike bir parfüm. Orijinalini hatırladığım kadarıyla kıyaslama yaparsam sanırım tüm aldıklarımın içinde en başarılı muadil bu olmuş. 3 ml boyunu almıştım ben, tam boyunu da sipariş vereceğim sanırım.
No.135 - Narciso Rodriguez Poudree: 25. yaş günü hediyemdi kendileri, çok severek kullanmıştım. Oldukça çiçeksi ve son notalarda odunsu hafif tozlu bir havası var. Uso versiyonunda o tozlu hava çok uzun sürmüyor ne yazık ki. No.135 yasemin ve gül baskınlığında açılıyor, sonra bu çiçeksilik devam ederken orijinalinde aldığım o ekşimsi kokuyu alıyorum ben. Fakat "hadi şimdi sıra odunsu notalarda" derkeeenn hop koku bitiveriyor. O kısım beni biraz üzse de bir edt'ye göre kalıcılık konusunda başarılı olduğunu söylemem gerekiyor.
No.134 - Carolina Herrera 212 VIP rose: Meşhur 212 VIP'yi hatırlarsınız süslüler,bence klasik ve hatta ilginç bir kokudur, her tende farklı durduğuna şahit oldum çünkü. bu da onun şampanya ve karışık meyveli versiyonu. tıpkı orijinali gibi uso muadilinde de ilk notalar çok çarpıcı. zaman geçtikçe sakinler diye bekledim ama çoğu uso parfümünde yaşadığım sıkıntı bunda da var, koku bir türlü sakinleyip de yerini odunsu notalara ve ambere bırakmıyor. tam böyle o sofistike kısmı geliyor dediğiniz anda kokudan geriye bir şey kalmıyor.
No.123 - Amouage Beach Hut: Şimdi gelelim daha önce hiç denemediğim ama fragranticada notaları çok ilginç geldiği denemek istediğim bu parfüme. Öncelikle orijinali de böyleyse allah kokunun parfümörünü bildiği gibi yapsın. Çünkü koku bildiğimiz duş başlığına(gizlinot: bildiniz mi o kokuyu süslüler, böyle metalik hafif tuzlumsu bir koku) limon sıkmışız da onu vücudumuza sürmüşüz gibi. Ama tabii uso versiyonu da böyle keskin olabilir bilemiyorum, diğer örneklerine bakınca muhtemelen bu koku da aslında kaşmir ve paçuliye doğru evrilecekken tepe notada takılı kalmış olabilir. Uzun lafın kısası çok sevmedim, ne "beach" ne de "hut" oldu benim için. ben daha farklı hayal etmiştim sanırım.
Adeta destanlara özenmiş bu girdimi buralara kadar okuduysanız çok teşekkür ederim. Yazarken şu iki şeyi farkettim:
1) alım gücüm epey düşmüş. (gizlinot: ya da artık harcama tercihlerim mi değişmiş demeliyim? artık parfüme harcayacağım parayı başka şekilde değerlendirmek daha cazip geliyor sanırım bana.)
2) uso parfümleri kalıcı olacağım diye kokusuyla sizi tokatlamayı seviyor.
Genel itibariyle beğendim. Bayılmadım ama gideri var bence uso'nun. Yalnız büyük boy parfümleri plastik şişede gönderme olaylarını sevmedim onu da eklemek isterim.
Bir taklit/muadil parfüm markası için fena değil. Zaten bu tür orijinaline benzeyen kokular üreten markaların amacı, "bakın orijinal parfüme paralar dökeceksiniz ama önce bir deneyin. Sonra karar verin." demek bence. Ya da orijinaline ayıracak bütçeniz yoksa sizi biraz da olsa parfümlerin büyülü dünyasıyla tanıştırmak (gizlinot: ucundan kıyısından da olsa). Tekrar söylemekte fayda var, kimse size "aa bu da taklit/muadil parfüm mü yahu" demez şişesini görmeden. Bence benzetmişler ama tabi bir tekdüzelik söz konusu genel olarak. Mesela ben uso'dan noa-poeme-leau dissey üçlüsünü sıkça tercih ederim. Orijinallerine vereceğim parayı da biriktirir başka şeylere harcarım.
(gizlinot: erkek parfümleri için devamı gelecek sözlükcüm)