yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (1)
    • medya (0)

    1. 2011 yapımı bir film. türkçeye ''kazanma sanatı'' olarak çevrilmiş. filmin orijinal ismini de çevirisini de sevdim.

    başta yönetmenlik koltuğuna steven soderbergh oturacakmış fakat sonra yapım şirketiyle anlaşamayınca geri çekilmiş. belki o sene bu filmi çekse, contagion'ı çekemeyecekti. böylesi daha hayırlı olmuş steven'cım.

    ---spoiler---

    filmin başrolünde brad pitt var. canlandırdığı billy spor kariyerini seçerek stanford bursunu elinin tersiyle itmiş. kariyerinde başarısız olmuş, sonra da beyzbolcuların kariyer planlayıcısı olmayı seçmiş. artık bilet ve hot-dog satmaktan ibaret bir sektöre dönüşmüş bu düzene karşı, insanları konfor alanından çıkaran biri. takımdaki yaşlılarla boğuşuyor, her dediğine karşı çıkıp sorun çıkarıyorlar, kendi fikirlerini dayatmaya çalışıyorlar ama sonunda haklı çıkan billy oluyor tabii ki. kızıyla müzik dükkanındaki sahneleri çok hoştu. dün robert downey için yaptığım yorumun aynısını yapıyorum, bu kadar karizmatik olman haksızlık be adam... jonah hill sempatik ve zeki bir karakter olan peter'a, seymour hoffman boomer koç art'a, chris pratt (bkz: parks and recreation) sahalara geri dönen ve özgüvenini kazanan beyzbolcu scott'a, robin wright da çok kısa bir sahnede pitt'in eski karısı sharon'a hayat vermiş.

    film gerçek bir hayat öyküsünü anlattığı için tamamen klişe diyemeyiz ancak yeni bir şey de söylemiyor. billy'nin bir totemi (gizlinot: bir saat bu kelimeyi aradım) var, maçı asla statta izlemiyor çünkü izlerse kaybedeceklerine inanıyor. maçın 11-0 olduğunu duyunca yarı yoldan geri dönüyor ama keşke dönmeseydi diyorsunuz. o maç 11-11 oluyor da son dakika kurtuluyorlar. (gizlinot: cenabet herif!)

    filmin iki saate yakın süresi bana biraz uzun geldi. güzel mesajlar içeriyor, tamamıyla bir beyzbol filmi değil ancak beyzbola ilginiz yoksa yer yer konuya fransız kalıp sıkılabilirsiniz. ford v ferrari'yi de bu yüzden sevmemiştim, iki buçuk saate yakın bir süreye sahipti ve bol bol yarış sahnesi vardı, aklımda bir tek bale ile damon'ın çocuk gibi kavga ettikleri sahne kalmış.

    ayrıca filmin minimalist afişi çok güzel duruyor.

    ---spoiler----

    12 nisan 2020 00:40 13 mayıs 2021 23:38