64. Peeling'i iki kategoriye ayırırsak kese, fırça, ponza taşı gibi mekanik araçlarla yapılan fiziksel peeling ve aha/bha asit ve a vitamini türevi retinolle yapılan kimyasal peelingi sayabiliriz.
Fiziksel peeling cildi eşit soymaması ve fazla sert olması sebebiyle yüz için tavsiye edilmez, ancak topuk ve dirsek gibi kalın deride uygulanabilir. Ayrıca cildin üst katmanında mikro çiziklere sebebiyet verebildiği için benim yüzüme uygulamadığım bir yöntem.
Kimyasal peeling ise serum ve tonik gibi ürünler ile uygulanır ve cildin her yerine eşit yayıldığı için güvenli bir soyma uygular.
Peelingi açıklamak için bence önce cildimizi tanımamız gerekiyor. Vücudumuzun iskelet sistemiyle birlikte en geniş organı olan cilt (deri) su, lipid, protein, çeşitli mineraller ve kimyasallardan oluşur. Cildin katmanlı bir yapısı vardır. Derimiz epidermis (en üst katman), dermis (orta katman) ve cilt altı dokusu olmak üzere üç katmandan oluşuyor.
Peki biz neden peeling yapıyoruz?
Cildimiz sürekli olarak kendini yeniler. Yaşla ve bazı başka faktörlerle bu yenilenme hızı zamanla düşse de cildimiz çok fazla miktarda ölü deri üretir. Biz de peeling adı verilen soyma işlemiyle üstteki ölü deriyi atıp alttan sağlıklı deri gelişimini destekleriz, gözeneklerimizde birikip akne ve diğer cilt sorunlarına yol açmasına engel oluruz.
Şimdi bizim yeni yeni haberdar olduğumuz ancak dünyada çok uzun zamandır yaygın olarak kullanılan kimyasal peeling nedir ve nasıl çalışır?
Öncelikle peeling için en çok tercih edilen ve güvenilir, hakkında çokça kaynak ve araştırma bulunan asitlerle peeling yapılabilir. Buna çoğunlukla "exfoliation" olarak da denk gelirsiniz. Asitlerin ph seviyesi çok düşüktür. Cildimizin ph seviyesi genel olara 5.5 civarında seyrederken asit sürdüğümüzde azalan ph sayesinde (3.8 civarı diye biliyorum yanılabilirim) ölü deri ve altındaki sağlıklı deri arasındaki "yapıştırıcı" katmanın çözülerek ölü derinin kopup soyulmasını sağlarız. Bu işlem ayrıca yeni sağlıklı hücre üretimini de teşvik eder.
Kimyasal peeling için ev ortamında kullanabildiğimiz asitlere gelirsek:
Alfa hidroksi asitler veya AHA'lar, gıdalardan elde edilen doğal olarak oluşan maddelerdir. Örneğin, turunçgillerde sitrik asit bulunur ve ekşi sütte laktik asit bulunur. Yüzey katmanlarını gevşeterek cildi pul pul dökerler. AHA'lar, düzensiz cilt tonu, yara izi, hiperpigmentasyon ve akne tedavisinde faydalıdır. Kimyasal soymada bulabileceğiniz en yaygın AHA'lar:
Laktik asit
mandelik asit
Sitrik asit
Glikolik asit
beta hidroksi asit veya BHA, salisilik asit olarak da bilinir. AHA'lar cildin yüzey katmanlarını gevşetmeye çalışırken, BHA cildin gözeneklerine nüfuz etmeye ve içlerindeki yağ, kir ve kalıntıları çözmeye çalışır. Bu, BHA'yı akne, yağlı cilt ve diğer cilt tahrişlerine karşı bayağı etkili kılıyor.
Retinol:
Aslında diğerleri gibi asit olmayıp a vitaminin türevinden elde edilen bir içerik. Retinoidler, yüzeydeki cilt hücrelerinin daha hızlı turnover olup ölmesini sağlayarak çalışır ve altta yeni hücre üretimine yol açar. Kollajenin parçalanmasını engeller ve kırışıklıkların başladığı derinin derin tabakasını kalınlaştırırlar. Cildi moleküler düzeyde yeniler ve oldukça faydalıdır. Uzun süreli kullanımda yaşlanma etkilerine karşı etkisi en ciddi kanıtlanmış içeriktir ancak çocuk oyuncağı gibi bir heves başlanılmaz. Ciddi ilgi ve dikkat isteyen bir bakımdır. Bunun için sözlüğün acnelyse başlığına bakabilirsiniz.
Uygun ve bilinçli kullanım ile size çok fayda sağlayabilecek peeling ya da kimyasal exfolasyon için olmazsa olmaz ürün kesinlikle güneş kremi. Cildin üst tabakasını soyan bu ürünleri kullanıp güneşe çıkarsanız cilt lekelerine kafa atmış olursunuz. Bir başka tavsiye de her şey gibi ayarında kullanmak. Aynı anda birden fazla ürünü rutininize dahil ederseniz sadece cildinizi yıpratıp nem dengesini mahvedersiniz.
Burada yazdıklarım kendi araştırmalarım sonucu öğrendiğim bilgiler, arada yanlış bilgi verdiğimi görürseniz mesaj atmaktan çekinmeyin. Yazım hataları için şimdiden kusura bakmayın, telefonumdan yazdım bu girdiyi.