3. mct kolajeninin üçüncü kutusunu yarıladım. kutu bitince seneye aynı zaman yine üç kutuluk bir kür yaparım diye planladım.
mct içerdiği için bu versiyonu tercih ettim, yoksa aromasız sade beef collagen tercih ederdim. mctli olanı çikolata aromalı.
kahveyle çayla sade sıcak suyla denedim ama hiç iyi olmadı. süt kullanmadığım için badem, hindistancevizi ve soya sütü almaya başladım bununla beraber içmek için. bu şekilde rahat tüketiyorum.
bazı sabahlar mısır gevreği üzerine bitkisel sütlerden biri ve bir ölçek mct kolajen karıştırıp yiyorum, o da iyi gidiyor.
mctnin enerji yükselttiğini net söyleyebilirim, ama öyle söylendiği gibi kilo kontrolü flan sağlamıyor.
kolajenle beraber hyalüronik asit takviyesi de kullanıyorum, etkisini artırsın diye.
hemen hemen aynı zamanda 40 yaşına yaklaştığım için cilt bakım rutinimi değiştirip c vitamini, retinol ve hyalüronik asit içeren serum ve kremler kullanmaya başladığım için tek başına cildimde saçımda tırnağımda mucizeler yaratıp yaratmadığını söyleyemiyorum. ama bir kombinaston olarak yüzümde herkesin fark ettiği bir ışıltı yarattıkları kesin. hatta normalde botoks yaptıranların yüzü parlar, ben de geçen ay yaptırdım ama zaten parladığım için botoksun özel bir etkisi olmadı.
aslında eklemler, diz sağlığı gibi etkilerini daha çok önemsiyorum. bunu da test etme şansımız yok ne yazık ki. madem böyle bir şey var, kullanalım mantığıyla hareket ediyorum.
anneme de iki kutu saf kolajen alınca bütçemde epey bir sarsıntı oldu. neyse ki senede bir kez yapılan bir şey. devamlı kullanmam hem pratiklik hem ekonomik olarak mümkün değil.