12. var bu sözlükte bu. bunun tam tersi durum da var ama. bekaret aşağılayanlarla bekaret kutsayıcıların birbirlerini aşağılama sebepleri aynı: "herkes cinselliğini benim gibi yaşamalı" düşüncesi.
sevgili bekaret düşmanları;
öncelikle anlaşılması gereken konu şu: herkes seksi sevmek zorunda değil. "yhaa ama seks su içmek, yemek gibi bi şey sonuçta tatlım" gibi açıklamalar son derece ilkel. çünkü aseksüeller vardır. ve aseksüellik de bir cinsel yönelim biçimidir. psikolojik veya fiziksel bir hastalık değildir.
ikinci olarak; seksi seven herkes bir partnerle seks yapmak zorunda değil. çünkü otoseksüeller de vardır.
hatta seksi seven herkes mastürbasyon yapmak zorunda da değil. çeşitli duygusal, inançsal ya da düşünsel farklılıklar sebebiyle insanlar mastürbasyon yapmak istemeyebilir ya da mastürbasyon yapmaktan da hoşlanmayabilirler.
ayrıca seksi seven, bunu bir partnerle eyleme dönüştüren herkes cinsel birleşme yaşamak zorunda değildir. önemli olan kişinin hem arzuladığı hem hazır olduğu hem de eyleminin sonuçlarını rahatlıkla kaldırabilecek güçte olduğu zamanda, ve kendi istediği şekilde cinselliğini yaşamasıdır.
sevgili bekaret kutsayıcıları:
seksi seven ve bunu kendi kendine ya da bir partnerle yaşayan herhangi biri, sevdiği şeyi sevdiği biçimde, hazır olduğu için ya hazır olmasa bile hazır olmamasının getireceği sonuçları kaldırabileceğini düşündüğü için cinsel birleşme yaşıyor demektir. belki hymen denilen o dokunun şekil değiştirmesi senin için kabul edilemez olabilir. fakat seninle aynı derecede buna ehemmiyet vermeyen bir insan için endişelenmeni gerektirecek bir durum yok. namus, ahlak gibi kavramlar görecelidir. birine vajinal birleşme ahlaksızca geliyorken, diğerine anal birleşme ahlaksızca gelebilir. hatta bir diğerine bunların tamamı son derece ahlâklı da gelebilir. ve hatta birinin başka birine bakması bile bazılarına son derece ahlaksız gelebilir. sana son derece normal gelen bir durumu, sevdiğinle el ele tutuşmanı ve bunu ayıplayan insanları düşün, "bozulmuş" derken sen daha fazlasını yapıyorsundur belki de diğerlerine.
sonuç olarak, bence bekaret kavramı için ne düşünüyorsak düşünelim, eğer bunu birine saldıracak kadar, onu "yobaz" ya da "patlak" diyerek küçümseyecek kadar önemsiyorsak, önce kendi içimize bakmalıyız. ben karşımdakini suçlarken, kimi aklamaya çalışıyorum aslında? karşımdakini suçlayarak kime merhamet ediyorum? sevişmek istediği halde sevişmeyen kendime mi? ya da sevişmiş ama kendi içimdeki geleneksel sesi susturamayan kendime mi?
bir de şey ya, hymen diyince sizin de içinizden "gölgelerin gücü adınaoov" diye bağırmak geliyor mu?
edit: eksileyen süslülerden uyarı ve eleştiri bekliyorum.kendi doğrularını anlatarak belki bu konudaki fikirlerime yeni bir bakış açısı getirirler?