ufak tefek tasarruflar

28. Yazılmadığını düşündüğüm şeyleri paylaşmak istiyorum.

1- Nays uygulamasında Spotify, Netflix gibi uygulamalar yarı fiyatına geliyor. Online Alışveriş, kahve falan filan kampanyaları var.

2- kendimi nakit kullanmaya zorluyorum, insan daha az harcıyor istemsizce. kredi kartı kullanacaksam muhakkak faizsiz taksit var mı diye soruyorum. Enparada sonradan faizsiz taksitlendirme var, aklınızda olsun süslüler.

3- fırın için, tost için yağlı kağıt kullanmak yerine silikon fırın matı kullanıyorum, iki senedir sapasağlam. Öneririm. Kullan-at ürünlerden genellikle kaçıyorum.

4- kaş bıyığı evde almayı öğrenebilirsiniz, bir bozarsınız, iki bozarsınız, üçüncüde halledersiniz. el becerisi pratikle gelişen bir şey.

5- kalın ve kaliteli kazaklar çok pahalı onun yerine internetten bakarak elde örebilirsiniz. Bu biraz zaman ve emek istiyor. Ama öğrendikten sonra çok rahatlatıcı bir hobi ve inanın el işi örgüler 15 sene bile dayanıyor.

6- öğünleri önceden planlamak. eve dönerken bugün ne pişirsem, fikir versin diye markete girerseniz ihtiyacınız olmayan bir sürü şeyle çıkıyorsunuz.

7- kitapları ikinci el satın almak.

8- saksıda yeşillik yetiştirmek. mesela nane çok arsız bi ottur, kolay yetişir, araştırabilirsiniz. marul zordur, challenge istemiyoruz. burada amaç ufak tasarruflar edinmek zaten.

9- bazı hazır yiyecekleri kafada bitirmek :d daha önce de pek aram yoktu ama mesela çiğ köfte=nişasta bombası. Kan şekerini yükseltir, sonra hızla düşürür. ucuz görünümlü pahalılık bu işte. Maliyeti vücut için de cebiniz için de gereksiz. Benim insülin direncim yüzünden edindiğim bir bakış açısı oldu bu.

10- harcamalarınızı yönetemiyorsanız excell tutun. Gün sonu yapın yani, aldığınız, harcadığınız her şeyi yazın, bir haftanın sonunda inceleyin. Buradaki harcamalar içinde neyden vazgeçebilirdim diye. Bir dahaki harcamanızda o aklınıza gelecek emin olun.

11- erkek çorabı satın almak. Garip bi şekilde daha uzun dayanıyor. mantığı şu bence: benim ayağım 37 numara ama erkek çorapları 40-44 arası üretiliyor. Her giydiğimde bi kadın çorabına nazaran Daha az esnetmiş oluyorum, daha az yıpratmış oluyorum.

12- kaliteli bir erkek jileti satın almak. Arkadaşlar, ön yargılı olmayın, hem kullanımı daha kolay hem de çok uzun süre dayanıyor. Ben de bi arkadaşımdan öğrenmiştim, Artık jilet kullanmıyorum ama aklıma geldi bu da.

Edit: faizsiz taksitlendirme eğitim, sağlık harcamaları; vergi, sigorta ödemeleri dışında kaldırılmış. umarım bu ekonomi politikaları bir karşılık bulur da bu kadar ezildiğimize değer. bıktım. Arada burayı güncelleyeceğim.

27. Pegasus uygulamasında puan kazandıran bir oyun var. Üç objeyi bir fotoğrafın içinde bulmamızı istiyor, haftada bir oynanabiliyor. Ortalama 250 puan kazanılıyor her defasında. 5.000 puanla türkiye içi bir uçuşu sadece vergileri ödeyerek gidebiliyoruz. Yani ortalama 5 ayda bir uçuş bugünün fiyatıyla 300₺ gibi bir tutara uçabiliyorsunuz.

Ayrıca uçuşlardan da puan kazanılıyor. Ben yıl içinde rahat 5-6 kez uçuyorum, bu şekilde görece tasarruf edebiliyorum.

26. *aç karna markete gitmemek (gereksiz abur cubur almayı önlemek için)

*kozmetik mağazalarına gitmeden önce alacak listesi hazırlamak (sadece gerçekten ihtiyacım olan şeyler)

*eğer yemek yeme etkinliği değilse, arkadaşlarımla dışarı çıkmadan hemen önce yemek yiyorum, dışarıda acıkmıyorum.

*Sürekli plastik şişede su almak yerine, aynı şişeyi birkaç kez doldurarak kullanmak veya suluk taşımak.

*Kıyafete acil ihtiyacım yoksa indirim dönemlerini beklemek

*Kendime sınır koydum yürüyerek 40 dakikadan kısa sürecek her yere yürüyerek gidiyorum.

Bir kısmı daha önce yazılmış ama başlığı hortlatmak istedim.

25. Annem yumoş’un lilyum&lotus çiçeği(gizlinot: mavi ambalajlı) olanıyla bim’de satılan bulut yumuşatıcıyı(gizlinot: mor ya da mavi olanı) birlikte kullanıyor. Bulut yumoş’un yarı fiyatına neredeyse. Ve inanılmaz kalıcı oluyor, yanıma oturan insanlardan sık sık iltifat alıyorum bu sayede.

24. etiket, saç, kulak çöpü gibi kuru çöplerimi attığım, 2-3 günde bir poşetini değiştirdiğim bir çöp kutusu var odamda. içerisine çöp poşeti almak yerine, şirkete ya da bana gelen kargo poşetlerini, düzgünse ve boyutu kullanılabilirse ters çevirerek kullanıyorum. tasarruf ve poşet tüketmemek adına çevreye faydalı olduğunu düşündüğüm geri dönüşüm.

ek olarak şirkette top a4 kağıdı çok kullanılıyor. top dışından çıkan kağıtlar genelde parlak ve daha kalın oluyor, kaliteli oluyor hatta. bunları alıp, papağanın kafesine seriyorum ya da boya yaparken kullanıyorum.

cam sirke şişeleri çok şık oluyor, bunları genelde vazo olarak kullanıyorum. hatta beğenen arkadaşlarıma hediye etmişliğim de var.

daha çok geri dönüşüm benimki ama tasarruftan da sayılabilir bence:)

23. zamanla küçülen ve dağılan, parçalanan sabunları birleştirip o sabunlarla çamaşır yıkıyorum. hem çöpe gitmemiş hem de sonuna kadar kullanılmış oluyorlar.

22. simit poğaça ambalajlarını atmayıp biriktiriyorum evde sandviç vs hazırlarken işe götürmek için elimin altında oluyor.rossman da böylesi ambalajları parayla satın almaya başladıktan sonra artık aldığım simtlerin falan kağıt ambalajlarını atmamaya karar verdim.

edit:eksileyenlerin kağıt fabrikaları mı var acaba deirten bir durum içindeyim.

21. Evin zorunlu ihtiyaçlarını toptan marketlerden koli-çoklu paket olarak alıyorum. Tabi çoğu toptan market vergi levhası istiyor süslüler, bilginize. Biz eşimin şirketi için alışverişe gittiğimizde evin ihtiyaçlarını da alıyoruz. örneğin tuvalet kağıdı, bir çok temizlik malzemesi, bakliyatlar, çay, kahve gibi ihtiyaçlarımızı toptan alıyoruz hem aylarca idare ediyor hem de epey uygun fiyata geliyor. Böyle bir imkanınız varsa toptan marketler tercih edilebilir. 

20. dışarıda su alacaksam eğer genelde a101'den falan alıyorum hem büfelerden daha ucuz oluyor hem de fişini alıyorum. kredi kartı kullanımımı minimuma indirdim param varsa ya da o ay elimde para kalırsa bir şey alıyorum. bu da harcama alışkanlıklarını kesinlikle etkiliyor. bu arada indirimleri duyurma kampanyası başlığı çok faydalı olsa da, ben bir ara engellemiştim. çünkü ne zaman oraya baksam bir şeyler aklımı çeliyordu. o yüzden görmeyince kafam da rahattı. alacağım bir şey varsa o an için indirime gireni ya da ucuzmuş gibi görüneni tercih etmiyorum artık. çünkü biliyoruz ki, büyük indirim diye önümüze sundukları şeyler gerçekten indirimli değil. onun dışında bitenlerin dışında artık gidip özellikle el kremi de almamaya çalışıyorum. çünkü kışın çok fazla krem kullanan biri olarak, onun yerine büyük boy vücut losyonu alıp el kremi yerine de kullanmaya başladım.

bir de lütfen bulaşık makinesi varsa evde onu kullanalım. onu süs eşyası olarak görüp ben elimde yıkayıveririm canım ne olacak diyen, makineye atıyorum diye musluk altında saatlerce sudan geçiren çok fazla insan var hala. litrelerce su akıtıp da bulaşık yıkayacak lüksümüz yok artık.

19. Kahvaltıyı evde hazırlayıp işe gitmek veya evde yapmak. Yok poğaça alayım, yok börek alayım derken hem de evdeki kahvaltılar yenmeden bozuluyor, hem de sağlık elden gidiyor.

Dışarıdan eve yemek sipariş etmek veya dışarıda yemek yerine aynı yemekleri evde yapmak ya da yapmaya çalışmak. Böyle böyle dışarıdaki körili, pesto soslu vs makarnalardan daha efsane makarnalar, noodlelar falan yapmaya başladım.

İçerik okumaya başlamak. Bu ürün pahalı ise kesin kalitelidir algısından çıkıp, uygun fiyatlı güzel içerikli ürünlerle hayatıma devam ediyorum.

Evde yoğurt, kışlık sos vs yapmak. Kışın domates fiyatlarını ve lezzetini düşününce, hazır yoğurtların lezzetsizliğini düşününce verdiğim uğraşlar, eğlenceli hale geliyor. 

Son olarak yürümek.