yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (3)
    • medya (0)

    1. ukte: (yazar: paris kedisi)

    hande altaylı'nın ilk romanıdır. kitabı hiç aklımda yokken beklentisiz bir biçimde okumuş ve çok beğenmiştim. daha sonra bir arkadaşıma verdim. elinde kitapla bu böyle bitemez diye geldi. gerçekten de sonunda o tür bir hisse kapılıyorsunuz.

    açıkçası size bir şey katacak bir kitap değil. zaman geçirmek için çerezlik denilebilecek kitaplardan. yolculuk esnasında, bir oturuşta bitirebilirsiniz.

    kitap tanıtımından;

    Sıradan insanlar yoldan çıkmaz, en masumlar günahkar olmaz, iyiler kötülük yapmazdı; eğer aşka şeytan karışmasaydı... Gençliğin verdiği cesaretle zor bir aşkın içine gözü kapalı giriverir Aslı. Toplum kurallarını, ahlakı, vicdanı, ayıbı bir kenara atarak, teyzesinin sevgilisi Ömer’e kaptırır kalbini. Sevgilisinin evli olması bile umurunda değildir ilk başlarda. Ama kıskançlıklar, sorgulamalar, hayaller ve hayal kırıklıklarının ardından çareyi kaçmakta bulur. Yıllar sonra, artık olgun bir kadın olduğunu sandığında Ömer tekrar çıkar karşısına.

    geride beğendiğim bir kaç söz bıraktı benim için bu kitap.

    -----spoiler------

    Ama işte her şeyin bir sonu vardı ve hayat denen şey bir ilüzyonlar silsilesinden ibaretti. Yaşanan ya da var olan her şey senin baktığın yere göre anlam değiştiriyordu. İyi ya da kötü, doğru ya da yanlış diye bir şey yoktu; yalnızca senin o an olduğun yer vardı. Sen yer değiştirdikçe anlamlar kayıyor, iyiler kötüye kötüler iyiye, yanlışlar doğruya dönüşmeye başlıyordu. Aşağıdan baktığında büyük görünen şey, yukarıdan baktığında küçülüveriyordu, oysa baktığın şey hep aynıydı. Adamın sevgilisinin arkadaşıysan başka düşünüyordun, karısının arkadaşıysan başka…

    Daha kötüsünün olmayacağını düşündüğünüz anlar hayat şaşırtıcı bir şekilde bunun aksini ispat eder ve siz bir önceki adımda olabilmek için can atarsınız.

    Sevmemenin özrü olurmuş gibi ya da sevilmemenin çaresi…

    -----spoiler-----

    28 nisan 2016 23:50

    2. Sonu beni dumura uğratmış kitaptır.

    Ben kitabı ilk çıktığında arkadaşımın tavsiyesiyle alıp okumuştum ve Kitapla ilgili hatırladığım tek şey beni dumur eden sonudur. Akıcı bir kitaptı.

    29 nisan 2016 13:23

    3. soru-cevap aparatı'nda bulunan,iç burkan aşk hikayelerinden sonra aklıma düşen ama aslında çerezlik bir kitaptır.

    aşağıdaki paragraf tüm aşıkların,özellikle imkansız aşkların durumunu anlatıyor bana kalırsa.

    çok çok güzel tarif edilmiş.

    beni vuran bir paragraf olmuştu .

    (gbkz: spoiler)

    Birbirine aşık iki insanı ayıran azgın bir nehir olduğunu öğrendi. Korkular, kompleksler, beklentiler, egolar, şüpheler ve kaygılar nehriydi bu... Güçlü akıntıların etkisiyle zaman zaman kabaran ve bulanıklaşan bu hırçın suyun öteki yanındaki sevdiğinize ulaşmak için tek bir şansınız vardı: Sadece onun aşkına güvendiğinizde varolan bir asma köprü... Bazen onun sevgisinden şüpheye düşerdiniz. O zaman köprünüz zayıflar, onu tutan halatlardan bazıları kopar ve karşıya geçmek güçleşirdi. Yine de sağlam kalan bir kaç halatın sayesinde geçerdiniz. Ama bazen öyle anlar gelirdi ki sevildiğinize dair tüm inancınızı yitirirdiniz. İşte böyle zamanlarda kabaran dalgalar biricik köprünüzü yıkar, sular batıp çıkan tahta ve halat parçacıklarını uzaklara götürürdü. Öteki kıyıda duran sevgilinize bakardınız ve ona tekrar kavuşmanın bir yolunu arar ama bir türlü bulamazdınız. Böyle zamanlarda bazıları çare kalmadığını görüp nehrin yanından uzaklaşırlar, bazıları da kendini azgın sulara atıp karşıya yüzerek geçmeyi denerlerdi. Ama sevildiğini bilmeden ve sadakatten emin olmadan girilen bu nehirdeki akıntılar böyle bir yolculuğa izin vermezdi. Ya egonuz ve beklentileriniz sizi boğardı ya da şüpheleriniz ve korkularınız... Yine de yüzmeye çalışanlardan bazıları hiç vazgeçmezler ve ömürlerini aslında bataklık olan o karanlık sularda çırpınarak geçirirlerdi. Çünkü akıllarına yakınlarda bir yerlerde başka bir aşk ve başka bir nehir daha olabileceği gelmezdi. Daha ilk baştan nehri geçemeyeceğini anlayıp uzaklaşanlarsa, hayatları boyunca 'acaba yüzebilir miydim' diye sormaktan kendilerini alamazlardı...

    (gbkz: spoiler)

    4 nisan 2018 00:33