cem garipoğlu kıskançlık cinayeti sorunsalı?
cem g. henüz yakalanmadan önce basında, bu cinayetin bir kıskançlık cinayeti olabileceğine, münevver’in cinayet günü bir teğmenle 8 kez mesajlaştığına dair haberler çıkmıştı. mesajların içeriğinin cem’in ifadesinde iddia ettiği gibi olmadığı defalarca kez, hem münevver’in babası tarafından hem de bahsi geçen teğmen tarafından doğrulanmış oldu. cem’in teslim edildikten sonraki ifadesinde mesajların aşk içerikli mesajlar olduğunu, bu nedenle cinnet geçirip bir kıskançlık cinayeti işlediğini söyledi.
soru 1 - cem teğmenden gelen mesajları gerçekten biliyor muydu? yoksa medya tüm türkiye’ye bu mesajları duyurarak cem’in ifadesine ilham kaynağı mı olmuştu? münevver’in bu kadar kıskanç bir insanın yanına teğmenle olan mesajlarını silmeden gitmiş olması mümkün değil. mesajlar zaten aşk içerikli şeyler olmadığı ifadelerle sabit. bilmeyenler için;
https://www.google.com.tr/amp/s/m.haberturk.com/yasam/haber-amp/169004-o-tegmen-haberturke-konustu
soru 2 - eğer bu bir kıskançlık cinayeti değilse, konuşulduğu gibi bir ayin veya zevk için işlenmiş bir cinayetse, cem neden münevver’i kendi evine getirir getirmez, takribi on dakika içinde öldürmeye kalkıyor? evinde cinayet işleyecek rahatlık nereden geliyor? münevver’in başı bavula sığmadı diye neden kesiliyor? baş kesmek herkesin yapabileceği bir şey değil. bu durumda yapılması gereken gidip yeni bir bavul almak olmaz mı? cesedi çöpe atmaya giderken, taksiciyle muhabbet ediyor, şakalaşıyor. taksici hiç heyecanlı ya da gergin bir hâli olmadığını söylüyor. 17 yaşındaki bir kimse, böyle bir cinayet işledikten sonra nasıl bu kadar sakin davranabilir? dahası da var, cesedi çöpe atıyor ve ak merkez’e kahve içmeye gidiyor. abisinin arkadaşını görüyor, birbirlerinin numaralarını alıyorlar. cem’in bu rahatlığı ilk cinayeti olmadığını düşündürüyor. 2006 yılında tıpkı münevver gibi başı kesilen ve cesedi çöp konteynırına atılan nigar kevser şahin, garipoğlu ailesinin şirketlerine ait lojmanların bulunduğu beylikdüzü’nde öldürülüyor. nigar kevser şahin cinayetini işleyen cem g. olmasa dahi, cinayet sonrası tavırlarından, hapisteyken verdiği röportajda fazla ceza aldığını, bu kadar cezayı hak etmediğini düşünmesinden kolaylıkla cinayet işleyecek birisi olduğu zaten açık bir şekilde görülüyor.
soru 3 - münevver’in otopsi raporunda, vücudunda farklı kişilere ait tükürük ve saç örnekleri olduğu belirtilmişti. bu hiçbir zaman aydınlatılamadı. bu örneklerin akıbeti ne oldu? babası nida g. ağırlaştırılmış müebbetle yargılanırken bir anda tahliye edildi. bu cinayet dosyasının kesinlikle yeniden açılması ve aydınlatılması gerekli. böyle vahşice işlenmiş bir cinayete karışan her kim olursa olsun cezasını çekmesi gerekiyor.
cinayetle ilgili yanlış bilinenler
- avukat rezan epözdemir’in beyanına göre, çok konuşulan ‘zeytinburnu sürtüğü’ adlı klasör, cem’in yalnızca münevver ile yaptığı msn konuşmalarını toplamak için açtığı bir klasör değildi. başka kızlarla olan konuşmaları da bu klasörde yer alıyordu.
- münevver, nişantaşı’nda değil fulya’da ikamet etmekteydi.
- sanıldığı gibi fakir bir aileden gelmiyordu. dayıları ve birçok akrabası amerika’da yaşıyordu ve orada işletmeleri dahi vardı. babasını geliri ortalama bir ailenin üzerindeydi. garipoğlu ailesinin büyük zenginliği karşısında fakir kaldıkları için fakir ailenin kızı algısı oluştu.
- anne nagihan karabulut, cem g. ile tanışmamıştı. üniversite sınavından sonra tanışmayı düşünüyordu.
- kardeşi, cem g.’nin intihar haberlerinden sonra değil, münevver’in öldürülmesinden çok kısa bir süre sonra psikolog tavsiyesiyle amerika’ya gitti. ailesinin para alıp, “evet, cem öldü.” demesi ya da enver’in, cem’in intiharından sonra garipoğlu ailesinin verdiği parayla amerika’da partilerde eğlenmesi? söylentileri kesinlikle asılsızdır.
“biz her zaman marka giyinen, kendi ihtiyaçlarını kendi gören çocuklardık. ablam öldürülmese üniversiteyi abd’de uluslararası ilişkiler okuyacaktı. ben de önümüzdeki yıl abd’ye dayımın yanına gideceğim ve üniversiteyi orada okuyacağım.” 28.09.2009 (enver karabulut’un beyanı)
“oğlumun amerika’da iyi eğitim alması için çalışıyorum. kızıma yapamadığımı oğlum enver’e yaparak acımı biraz olsun dindirmek istiyorum.” 24.01.2011 (süreyya karabulut ile yapılan bir röportajdan.)
“oğlum, olaydan 4 ay sonra gitti. çünkü bu yaşanılanlardan sonra burada kalmak istemiyordu. evet bir evladım yanımda yok, yaşanabilir bir hali kalmadı türkiye'nin oğlum için. ama ya toprak altındakine ne yapacağız? görüşmemiz için toprağın altına girmemiz lazım, biz anne-baba olarak dört gözle o günü bekliyoruz. bu olaylar olmasaydı kızım da yurtdışında olacaktı.” 09.11.2013 (nagihan karabulut ile yapılan bir röportajdan)
bu cinayetle ilgili bilgisi olan, ilgilenen, bu olayın yarım kaldığını ve aydınlatılamadığını düşünen, ekşi sözlük hesabı olan arkadaşlardan ricam olayı yeniden gündeme getirmeleri. karabulut ailesiyle bir yakınlığım vs yok. bu yaşananlardan ve kayırmalardan ötürü vicdanım rahat değil. birçok cinayet işleniyor biliyorum ancak çoğunun failleri ve işlenme sebepleri açıkca belli. belli olmayanlarsa hâlen konuşulmaya devam ediyor. çağla tuğaltay, nigar kevser şahin cinayetleri gibi.
https://www.internethaber.com/amp/once-kesmis-sonra-kahve-icmis-204693h.htm
https://www.google.com.tr/amp/s/m.sabah.com.tr/yasam/2010/02/13/evladim_da_tipki_munevver_gibi_oldurulmustu/amp
https://www.google.com.tr/amp/s/www.hurriyet.com.tr/amp/gundem/munevver-cinayetinde-sok-rapor-1170350