33. Veganlık değil de vejetaryenlik hakkında biraz karalamak isterim. 10 yılı biraz aşkın bir süredir vejetaryen besleniyorum; sadece kısa bir süreliğine vegan diyet uyguladım ancak sürdüremedim. Öncelikle vegan diyete geçiş yapmak isteyenlere vejetaryenlikle başlamalarını tavsiye edebilirim. Tabi ki herkes bu şekilde geçiş yapmalı değil demek istediğim ama tereddütü olan ne yerim nasıl beslenirim diye endişe eden kişi için aslında hayvan ve hayvansal gıda olmadan da seçeneğim varmış algısı yaratmak ve bünyeyi, vücudu, metabolizmayı ne derseniz bir anda şoka uğratmamak adına bir geçiş diyebilirsiniz. 1 ay, 3 ay, 5 ay kişiden kişiye değişir bu geçiş süresi. Bunu aynı zamanda vejetaryen olduğumdan beri vegan ve vejetaryen olan tanıdığım kişiler üzerinden yaptığım çıkarımlar doğrultusunda söylüyorum. Dediğim gibi kesinlikle böyle olmalı değil ama tereddütünüz varsa kendinizi hazırlayacağınız bir geçiş evresi yaratın.
Bu süre zarfında ‘Hayvan Özgürleşmesi’ kitabı, ‘Earthlings’ belgeseli gibi kaynaklarla ideolojik olarak beslenebilirsiniz. Ki bir süre sonra zihnen reddettiğiniz bir şeyi bedeniniz de kabul etmiyor. Ben 10 senenin sonunda bunu bire bir gözlemledim, şu an yesem dahi midem sindiremiyor ve geri çıkartıyorum.
Gelelim ne yiyeceğiz, nasıl besleneceğiz konusuna. Öncelikle Türk mutfağının vegan/ vejetaryen friendly bir mutfak olduğunu unutmayın. 30’dan fazla ülkede kısa ve uzun zamanlı bulunmuş biri olarak söylüyorum bunu. Türkiye vejetaryen/vegan olmak için kolay bir ülke değil (yemek seçeneğinden ziyade insanların zihniyetinden kaynaklı) ama inanın en zor ülke de değil. Türk mutfağı Avrupalının bizi gördüğü o oryantalist bakış açısı gibi kebaptan ibaret değildir; kebap ortalama bir Türk insanın her gün yediği veya evde yaptığı bir yemek bile değildir. Zeytinyağlılar diye bir kavram vardır bizde ve geleneksel yemek aslında salça, soğan, sebze karışımı olan sulu yemektir. O yüzden eti veya hayvansal ürünleri hayatınızdan çıkardığınızda düşündüğünüzden daha az zorlanacaksınız bu coğrafyada. Zaten vegan olmak istemiş ve zihniyet olarak bunu benimsemiş ve kanıksamış kişinin ben aç kaldım bir şey yiyemedim gibi düşüncelere girmesi çok zor, çünkü aç kalınmıyor, veganlıktan da ölünmüyor.
Ama ne zorluyor biliyor musunuz? İnsanların sizin aç kaldığınızı düşünmesi, ay canımm sen de hiçbir şey yiyemedin diye acıyarak bakması, hasta olduğunuzda veya azıcık yorgunluk halsizlik belirtisi gösterdiğinizde hemen et yememeğe bağlanması (sanki et yiyen insanlar hiç hasta olmaz gibi). Yani insanlarla baş etmek için müthiş bir dirayetinizin olması gerekiyor. Beslenme bence birinci dereceden kişisel bir şey, hani diyoruz ya ‘benim bedenim benim kararım’ ha işte tam da bunun en kökü kaynağı beslenme. Benim vücudum ve onu neyle besleyeceğime ben karar veririm; istersem, böcek yerim yüksek protein kaynağı olarak ya da en kanserojen hazır gıdaları tüketirim, istersem inek yerim, ister sigara içip zehirlerim istersem brokoli kemiririm. Buna hiç kimse ama hiç kimse müdahale e-de-mez. O yüzden kimsenin müdahale etmesine ve fikir beyan etmesine müsade etmeyin. Bunun yerine bilimsel makale okuyun konuyla ilgili. Karşıdaki kişi talep etmedikçe neden vegan olduğunuzu ve neden vegan olunması gerektiği gibi bilgileri paylaşmayın, günün sonunda kendinizi boşa yormuş ve sonu gelmez bir tartışmaya girmiş olacaksınız. Hele ki insan özünde etçil midir yoksa otçul mudur gibi ilkel zaman dönemlerine hiç gitmeyin çünkü konu hakkında bir tane bile makale okumamış kişilerle tartışıyor olarak bulacaksınız kendinizi. Eğer motivasyonunuz hakkında samimi talepleri olan kişilerle karşılaşırsanız paylaşın ancak. Ama sizinle dalga geçen, küçümseyen hatta dolaylı yoldan hakaret eden kişiler bile olacak, yeterince dalga geçtikten sonra tabi ki senin kararın saygı duyuyoruz diye yalandan konuyu kapatacaklar hatta. Kimseyi ikna etme mecburiyetinde değilsiniz, ikna edilmek isteyen kişi kendini belli edecek zaten (mesela ben de vegan olmak istiyorum ama zor olur diye korkuyorum diyecek siz de nasıl zor olmadığını anlatacaksınız). Tabi bunun tersi olarak sizin de et veya hayvansal ürün yiyor, kullanıyor diye kimseyi küçümsememeniz elzem. Herkesin kabı farklıdır, kimisi cruelty free ürün kullanır ama et yer, kimisi hayvan yemez ama deri ayakkabı giyer gibi gibi. Yani herkes kendince yapabileceği bir şey varsa yapmaya çalışır, beslenme düzenini tamamen değiştirmek nisbeten zor bir şeydir ve herkesin kabı almaz. O yüzden bunu yapabiliyorsunuz diye yapamayan/yapmak istemeyen kişilere tepki göstermek yersiz. Ben yılların verdiği deneyim ve yılmışlıkla birlikte neden et yemiyorsun sorusuna çoğu zaman ‘çünkü canım öyle istiyor’ diye cevap veriyorum, bazen çok üstüme gelinirse karşımda kişiye gıcık olduysam ‘hayvanlardan nefret ederim bu yüzden ağzıma bile sürmem’ diyorum (siz böyle söylemeyin tabi ben dediğim gibi yıllardır yıldım ve bazı insanlar sizin fikrinizi merak ettiğinden değil gelecek ezbere bir cevaba hazır olduğundan onları ters köşe yapmayı seviyorum), bazen ne kaçırdığını bilmiyorsun şu etin tadına bir baksan gibi yaklaşımlara ise ‘canlar sağolsun’ diyip geçiyorum. Kimse vegan oldu diye ermiş olmuyor veya hayvansal protein aldı diye üstün insan ırkına dahil olmuyor. Sadece basit bir beslenme tercihi, taa ilkel zamanlara, mağara dönemine gitmeye gerek yok, içinde yaşadığımız çağda modern tıp ve besin zenginliği, ürün çeşitliliği bir canlıya zarar vermeden ve onu besin olarak görmeden de hayatta kalabilme şansı sunuyor bana ve ben bu şekilde hayatımı sürdürmeye karar verdim nokta.